Telefonumun çalınca arayana baktım. Ceylan'dı. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Efendim Ceylan."
"Efkan ile ortalıktan kayboldunuz. Sizi merak ettik." dediğinde telefonu hoparlöre aldım.
"Niye merak ettik ki?" diye sordum.
"Kızım sence niye merak ettik? Efkan küçük çocuk gibi küsüp kaç gündür kendini bizden soyutladı. Sen ayrı bir kafadasın zaten. İkiniz birlikte kaybolunca korkmamız normal."
Efkan, "Ayıp ediyorsun be Ceycey." deyince Ceylan, "Efoşum?" dedi.
"Ceyceyim?"
Ceylan, "Ay sen geri insana dönüşmüşsün. Nasılsın kuzum?" diye sorunca güldüm.
"İyiyim, mutluyum."
Ceylan, "Bir saniye." dedikten sonra "Sesiniz iyi geliyor, birliktesiniz. Ay yoksa?" dedi.
"Aramız düzeldi." dedim gülümseyerek.
"Sonunda be kızım. Benim tanıdığım Efkan ve Meva bu. Abi çok rahatladım."
"Biz de rahatladık Ceylan, biz de."
"Bu arada kahvaltı yapmayacak mısınız? Size bir şeyler almamı ister misiniz?" diye soran Ceylan'a "Biz bir şeyler yedik. Sağ ol." dedim.
"Abin artık sihirli ormana gidelim, vakit kaybetmeyelim diyor."
Efkan, "Siz gidip aramaya başlayın. Biz de gelip size katılırız." dedi.
"Öyle olsun." diyen Ceylan, "Görüşürüz." deyince "Görüşürüz." dedim.
Ceylan telefonu kapatınca "Otele yakınız. Niye otele gidip abimler ile birlikte gitmedik?" diye sordum.
"Birlikte sihirli ormana yürüyelim, vakit geçirelim istedim."
Efkan'ın verdiği cevap beni gülümsetirken ayağa kalktım ve elimi ona uzattım.
Efkan elimi tutup ayağa kalktığında birlikte kafeden çıktık.
Sihirli ormana doğru yürürken "Küçükten hiç bana aşık olacağını düşünür müydün?" diye sordum.
"Sen minik turunçtun. Oflaz senin nasıl kardeşinse ben de senin bir kardeşin gibiydim. Hiç ilişkimizin bu boyuta geçeceğini düşünmemiştim."
"Böyle yetiştirildik ki. Annemler bizi hep kardeşmişiz gibi büyüttü."
Efkan tebessüm ederek "Gerçekten öyle. Alçin Teyze ve Yalçın Amca'ya anne, baba desem garipsemem. Buraya kadar gelmemde onların payı büyük." dedi.
"Aynısı benim için de geçerli. Dilay Teyze ve Gökbay Amca'nın bana kattıkları çok." dedim.
"Babam sana ne katmış olabilir ki?" diye sorunca duraksadım.
"Bir şeyler katmıştır ya."
Efkan, "Mesela?" diye sorunca düşünmeye başladım.
"Kızların ne söyleyerek tavlayabileceğimi öğretmişti."
Efkan gülerek "Sen hemcinsinden hoşlanmıyorsun." dedi.
"Olsun. Yine de işim düşerse birkaç kız etkileyebilirim."
Efkan, "Bana, sana öğrettiklerinden fazlasını öğretti." diyerek sırıtınca tek kaşımı kaldırıp ona baktım.
"Şu an kendi kuyunu kazıyorsun. Farkında mısın?"
"Yenice idrak ediyorum." diyen Efkan'a güldüm.
Derin bir nefes aldım.
"Eskiden hep abimle birlikte kısmetimi kapatıyorsunuz diye kızardım."
Efkan, "Kısmetin gözünün önündeymiş de sen körmüşsün." deyince "Sanki sen beni gördün." dedim.
"Otobüste seni öpmesem hiç de buralara gelmezdik."
"Öyle diyorsun."
"Öyle diyorum."
Efkan ben bir şey demeyince bana döndü ve "Bu konuda kaşınmamam lazımdı, değil mi?" diye sordu.
"Doğru bildin akıllı çocuk."
Efkan elini tutan elime bir öpücük kondurdu ve "Sen ne dersen o." dedi.
Gülerek "Böyle adam olacaksın. Bak nasıl da seni bir günde hanımcı yaptım. Gökbay Amca'nın oğlu olduğunu belli ediyorsun." dedim.
"Babamla sadece sevdiğimiz kadınların isteğine saygı duyup sizleri mutlu etmek için arzularınızı yerinize getiriyoruz."
"Hanımcılık daha iyi tarif edilemezdi."
Efkan benimle uğraşılmayacağını anlayarak susarken "Seni seviyorum kıvırcık." dedim.
"Ben de seni seviyorum turunç."
Yolun devamında konuşmak yerine havanın tadını çıkarmıştık.
Sihirli ormana vardığımızda "Ayrılıp arayalım mı?" diye sordum.
"Olur. Daha mantıklı olur. Koca ormanı tarayacağız sonuçta." dedi.
"Öyleyse gözlerini dört aç ve o kitabı benim için bul."
"Emrin olur ruh temsilcisi."
![](https://img.wattpad.com/cover/307580937-288-k863898.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Temsilcisi
FantasyTüm ara elementlerin koruyucu hayvanını canlandırmak için çalışan bir gezegende doğan ana karakterimiz element taşını bulmak için girdiği sihirli ormanda beklenen kişi olduğunu öğrenir. "Güneş Parlarken" adlı kitabın ikinci kitabıdır.