Aramız

1.3K 158 99
                                        

Efkan tepkisiz dururken ondan ayrıldım ve yanlış bir yaptığımı düşünerek konuşmaya başladım.

"Özür dile..."

Efkan benimden tutup beni kendine doğru çektiğinde tek bir dokunuşu bile tüm vücudumu yakmıştı.

Şaşkınlıktan ve utangaçlıktan ne yapacağımı bilemezken Efkan dudaklarımızı geri birleştirdi.

Titreyen ellerimi Efkan'ın yanaklarına yerleştirdiği de gözlerimi kapattım.

Sanki kalbim yerinden çıkacaktı. Ah, çok hızlı atıyor.

Efkan dudaklarını çektiğinde gözlerimi açtım. Efkan, geriye çekilmeden bana bakıyordu.

"Bu sefer kazara değildi." dediğinde güldüm.

"Değildi."

"Öyleyse şu an aramız nasıl?" diye sordu.

"Bilmem. Yaptıkların için trip mi atsam ki?" dedim.

"Şey... Diyorum ki... Olanları unutsak olmaz mı?"

"Unutayım mı?" diye sordum.

"Unut unut."

"Bakarız."

"Şimdi Yalçın Amca ve Oflaz'a seni öpüp aramızda hiçbir şey olmadığını söyleyemem. O yüzden şey olmalıyız." dediğinde anlamayarak ona baktım.

"Seninle sevgili olmayıp öptüğümü öğrenirlerde beni yaşatmazlar."

Uydurduğu bahane ile güldüm.

"Ee?"

"Yani benim yaşamamı istersin diye düşünüyorum." dediğinde "Aslında buunbir düşünmem lazım." dedim.

Efkan şok içinde ağzını açtı.

"Beni beni... Efkan'ını babanlara yem mi edeceksin?"

Gülerek "Evet." dedim.

"Vay be. Yıllardır koynumda yılan beslemişim." deyince ona onaylamayarak baktım.

"Nasıl da moodun değişti. Salak." dedim.

Efkan sırıtarak belime sarıldı ve "Ben açım." dedi.

"Yukarıda o kadar yemek ye dediler. Cidden küçük çocuksun." dedim.

"Sen aç değil misin?" diye sordu.

"Açım."

Efkan asansörü geri çalıştırırken "Geri bizimkilerin yanına mı döneceğiz?" diye sordum.

"Hayır."

Asansörün kapıları zemin katta açılınca Efkan, elimden tutup yürümeye başladı.

Kapıya doğru yürüdüğümüzü fark edince "Dışarı mı çıkacağız?" diye sordum.

"Evet."

"Bizi korumak için atanan askerlere haber vermemiz gerekmez mi?"

"Onlar bizi zaten gizlice takip ediyorlar. Dün otele dönünce dikkat çekmemek için bunu yapacaklarını söylediler."

Acaba fark edebilir miyim diye çevreye baktım ama askerleri göremedim.

Birlikte otelden çıktığımızda Efkan sanki burayı biliyormuş gibi yürümeye başladı.

"Nereye gidiyoruz?"

"Biraz bekle, göreceksin."

Merakla çevreye bakarken Efkan bir kafenin önünde durdu.

"İlk geldiğimizde burada senin sevdiğin pastalardan görmüştüm."

Heyecanla "Gerçekten mi?" diye sordum.

"Gerçekten."

Hevesle kafeye girdim ve beni bekleyen pastalara baktım.

Efkan, "Sen istediğin bir yere otur. Ben alıp geleceğim." deyince "Tamamdır. Ben bekliyorum." dedim.

Köşedeki bir masaya oturduktan sonra çevreyi incelemeye başladım.

Efkan elinde iki tabak ile gelip karşıma oturunca pastalara bakarak "Şu an aşık olmuş olabilirim." dedim.

Efkan şaşkınlık içerisinde bana bakarken "Şey tabaklar için demiştim." dedim.

"Haa. Anladım."

Pastama odaklanacakken Efkan, "Meva." dedi.

"Efendim."

"Biz şu an neyiz?"

Şok olmuş gibi ona baktım.

"Ne olduğumuzu bilmiyor musun? Yazılar olsun sana. Pü!"

"Sen de bilmiyorsun, değil mi?"

Masumca sırıttım.

"Bilmiyor olabilirim."

"Galiba ne olduğumuza kadar vermeliyiz." dedi.

"Şey yapalım bence."

"Ney?"

"Eve döndüğümüzde şeye çıkalım."

Efkan anlamayarak kaşlarını çattı.

"Randevuya." diye mırıldandım.

"Çıkalım." diyen Efkan'a baktım. Göz göze geldiğimizde gülümsedim.

"Bu aksiyon bitince randevuya çıkacağız!"

"Şu an flört mü sayılıyoruz öyleyse?" diye sordum.

"Galiba. Emin değilim. İlişki hakkınds tek bildiğim şey babamın söyledikleri."

"Gökbay Amca'nın dedikleri ile yola çıkarak o yol yıkılır."

"Bir de annem, babamı adam ettiğini söylüyor."

Gülerek "Şimdi düzelmiş ise eskiden nasıldı, merak ediyorum." dedim.

Efkan, "Kayınpederin hakkında böyle konuşma." dediğinde kulaklarıma kadar kızardım.

"Ne?"

"Kayınpeder mi?"

Efkan ne dediğinin farkına vardığında "Bir anda ağzımdan çıktı o." dedi.

Utanarak "Güzel geldi kulağa." dedim.

Efkan da utanınca tekrar birbirimize bakıp gülümsedik.

Ruh Temsilcisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin