Bir tableti daha kenara bırakırken baktığım yeni tablet ile heyecanla doğruldum.
"Buldum!"
Heyecanla tableti okudum. Ne yapmam gerektiğini anlamıştım.
Efkan'ı sonsuza kadar gezegende dolaşmasına izin verecek bir ritüel bulmuştum.
Abim, "Hadi, onu geri getir." dediğinde hevesle annemlere baktım.
"Oflaz Amcaları da bu ritüel ile bizimle yaşamalarını sağlayabilirim." dedim.
"Hayır, Meva. Bunu yapma."
Annemin cevabı beni şaşırtmıştı, senelerdir özlemi ile yakındığı arkadaşları yanında yaşayabilirdi. Annem ise bunu reddediyordu.
"Ama neden?" diye sordum.
"Eğer onları bu ritüel ile yanımızda tutarsan diğer insanlara da aynısını yapman gerekir. Eğer tüm yakını olan ruhlar bizimle yaşarsa düzen bozulur." dedi annem.
Dilay Teyze, "Bir anda tüm ülkelerde nüfusun beş katına çıktığını düşün. Bunu yapamayız." dedi.
"Yine de her istediğimizde onları senin aracılığın ile görebiliriz." diye ekledi babam.
"Şimdi de onları görmek ister misiniz?" diye sordum.
Gökbay Amca, "Cevabını bildiğin soruları sorma gelin." dediğinde kıpkırmızı kesilerek ona baktım.
Babam, "Gökbay sadece sevgililer. Kızım sizin aileden falan değil." dediğinde Gökbay Amca, "Ama olacak." dedi.
"Getirme ulan Efkan'ı. Gelmesin buraya. Görsün bu manyak gününü." diyen babamın elini annem tuttu.
Babam anında uysallaşırken annem, "Hadi Meva, onları buraya getir." dedi.
Sihirli kitap sanki bana ekstradan güç sağlıyordu. Gözümü kapatma, yumruklarımı sıkma ihtiyacı duymadan konuşmaya başladım.
"Ben ruh temsilcisi Meva. Toprak elementinden Oflaz'ın, hava elementinden Meva'nın ve su elementinden Efkan ve Belgin'in ruhlarını yanımıza çağırıyorum."
Her zamanki gibi rüzgar estiğinde gelen Oflaz Amcalara baktım.
Belgin Hanım ve Barlas birbirlerine bakarken Belgin Hanım'ın gözlerinde gurur vardı.
Bu oğlunun doğru yolu bulmasından kaynaklı olmalıydı.
"Sıra Efkan'da." dedim ve yataktan güç alarak ayağa kalktım.
Önümde birkaç adımlık boşluk varken gözlerimi kapattım ve parmak aralarıma diğer elimin parmaklarını sokarak ellerimi birleştirdim.
Derin bir nefes verdim ve sağ elimi yavaşça elimden ayırıp sağa doğru uzattım. Sol elimi de soluma uzattıktan sonra ellerimi odaklanarak ortada birleştirdim.
Birleştirdiğim noktadan ikisini yukarı doğru, işaretin üstü ilmiği andıracak şekilde bir yuvarlak oluşturdum.
Gözlerimi açmadan ellerimi başra birleştirdiğim noktadan aşağı bir çizgi çektim.
Gözümü yavaşça açtım. "T" harfinin üzerine oturtulmuş küçük bir daireden ibaret olan sembol, Ankh işaretidir ve bu işaret şu an karşımda mavi bir ışıkla oluşmuştu.
"Nil'in anahtarı" olarak da bilinen bu işaret yaşam haçıdır.
Kadın ve erkeğin birlikteliğini simgeler ve evrensel yaşamın çekiciliği olarak ele alınır.
Gözlerimi geri yumdum.
Kitapta yer alan dil ile gereken sözleri söylemeye başladım.
"Ben ruh temsilcisi Meva. Bir damla kan ile tsunami elementinden olan Efkan'ın ruhunu istediği süre boyunca gezegende dolaşma hakkı tanıyorum."
Gözlerimi açmadan arkamdaki masadan kullanılan şifa aletlerinden iğne buldum.
İğneyi avucumun içine batırıp kan akıttıktan sonra kan yere damlamadan oluşturduğum Ankh işaretine bastırdım.
Cızırtılar duyarken bastırdığım Ankh işaretini hissetmemeye başladım.
Elimi aşağı doğru indirirken odada kuvvetli bir rüzgar esmeye başladı.
Rüzgar tam dibimde ediyordu.
Rüzgar kesildiğinde gözlerimi açtım. Efkan tam önümde bana bakıyordu.
Gözlerine baktığımda yüzünde bir gülümseme boy gösterdi.
Efkan yavaşça iğne batırdığım elimi tuttu ve dudaklarına yaklaştırdı.
Ne yapacak diye merakla ona baktım.
Tam kanayan noktadan narince öptüğünde gülümsedim.
"Seni özlemişim kıvırcık." diye fısıldadım.
"Ben de seni çok özlemişim turunç."
Efkan tebessüm içerisinde dudaklarımızı birleştirmek için bana yaklaşırken babam, "Ben daha ölmedim!" diye bağırarak aramıza girdi.
Herkes babamın bu hareketine gülerken Efkan, babamdan tırsarak yavaşça Dilay Teyze'nin arkasına yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Temsilcisi
FantasyTüm ara elementlerin koruyucu hayvanını canlandırmak için çalışan bir gezegende doğan ana karakterimiz element taşını bulmak için girdiği sihirli ormanda beklenen kişi olduğunu öğrenir. "Güneş Parlarken" adlı kitabın ikinci kitabıdır.