Efkan ile kafeden çıktığımızda Efkan'a "Kötü bir şey mi oldu acaba?" dedim.
Efkan gülerek kolunu omzuma attı.
"Hiçbir şey olmadı. Telefonumu açınca sadece senin mesajına baktım."
Sinirle ona döndüm ve "Yalan söyledin!" dedim.
"Olabilir."
"Oğlum senin amacın ne? Barlas ile ne güzel vakit geçiriyordum. Bir anda geldin ve işin içine Reyhan'ı kattın. Sonra zorla çift buluşmasına döndürdün anımızı."
"Şerefsizlik denilebilir. Reyhan ile de kafalarımız uyuşmadı, sıkıldım. Ben de seni kaçırıp vakit geçirmek istedim." dediğinde ofladım.
"Böyle giderse cidden babamla yaşayıp gideceğim." dedim.
"Kızım daha element akademisine gireceksin. Sonra mesleki okul var. Az dur, her türlü birini bulursun."
"Ben belki şimdiden bulmak, senelerce sevgili kalmak istiyorum." dedim.
"O zaman sevgili bul." diyerek yürümeye başlayan Efkan ile "Abimle ikiniz fırsat mı veriyorsunuz? Ya sevgilim sanılıyorsunuz ya da araya girip buluşmalarımın içine ediyorsunuz." dedim.
Efkan beni umursamadan "Ee ne yapalım?" diye sordu.
"Ceylan'ı arayacağım. Sonra birlikte ne yapacağımıza karar veririz." dedim ve telefonumu çıkardım.
Efkan ses çıkarmazken Ceylan'ı aradım ve telefonu kulağıma götürdüm.
"Alo."
Hiç uzatmadan "Ceylan nerdesin kuzum?" diye sordum.
"Eve giderken yolda abinle karşılaştım. Şimdi birlikte bize doğru yürüyoruz."
"Ben de Efkan ile dışarıdayım. Neredesin, yanınıza gelelim." dedim.
Efkan kulağını telefonuma dayarken"Oflaz'ın yanında mıymış?" diye sordu.
Ona cevap vermeden "Bizim evin alt sokağındaki parkın oradayız." diyen Ceylan'a "Tamam, siz parka geçip oturun. Biz de geliyoruz." dedim.
"Tamam. Bekliyoruz."
"Hadi görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra Efkan'a "Ceylan'ın evinin oradaki parka gideceğiz." dedim.
"Tamamdır."
Biraz süre geçtikten sonra "Kıvırcık." dedim.
"He turuncu. Söyle."
"Ben dün akşam okuduğum bir kitaptan bahsettim mi? Ya da siz böyle bir konu açtınız mı?" diye sordum.
"Hayır, niye sordun?"
"Barlas öyle bir konu açıldığına dair bir şeyler demişti. Ben mi hatırlamıyorum diye merak ettim." diye açıklama yaptım.
"Gereksiz bir konu. Boşversene." dedi.
"Tamam."
Parka geldiğimizde birlikte oturup bizi bekleyen abimlere selam verdim.
"Nerede kaldınız kızım? İki saattir sizi bekliyoruz." diyen abime "Ceylan'ı arayalı yarım saat oldu. Yürüyerek iyi bile geldik." dedim.
"Bu seferlik bir şey demeyeceğim. Hadi oturun." diyen abime göz devirdim.
"Çok sağ ol abi. Sen bir şey desen ne yapardık, bilemiyorum." dedim ve karşılarındaki banka oturdum.
Abim, "Bana laf edeceğine sınavın nasıl geçti, onu söyle." dedi.
"Senden yüksek not kesin alırım."
"Aynen kardeşim kesin(!) alırsın." diyen abim Efkan'a döndü.
"Senin sınavın nasıl geçti?"
"Ben de Yalçın Amca'nın akademisine girebileceğimi umut ediyorum." dedi Efkan.
"İyiymiş." diye mırıldandı abim.
"Ceylan sen ne yaptın?" diye sordu Efkan.
"Benimki sizin kadar iyi geçmedi. Yalçın Amca'nın akademisi zor gözüküyor. Yedi buçuk gibi bir not alacağım galiba."
"Bence yine iyi bir not. Bu sene sınav sorularının sayısından ötürü sınav beş yüz üzerinden puanlanacakmış. Yedi buçuk alacağını düşünüyorsan bu üç yüz yetmiş beş eder. Biraz zorlarsan bir şansın olabilir."
"Beni şimdi boşver. Senin Barlas'ın yanında olman gerekmiyor mu?"
"Efkan Bey sağ olsun randevumu altüst etti." dedim sinirle.
Abim, "Randevu mu?" dediğinde "Zaten Efkan yüzünden randevu bile denemez. Sadece biraz sohbet ettik." dedim.
Ceylan, "Adam komik, yakışıklı ve seninle ilgileniyor. Tekrar buluşmalısın." deyince hem Efkan hem de abim ona döndü.
"Zaten tişörtünü vermem için tekrar buluşmamız gerekecek."
"Birlikte gidip veririz." diyen Efkan'a "Seni döverim kıvırcık." dedim.
Efkan ayağa kalkıp "Kolaysa yakalayıp döv turuncu." dedi ve kendisini kovalamaya başlayan benden kaçmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Temsilcisi
FantasiaTüm ara elementlerin koruyucu hayvanını canlandırmak için çalışan bir gezegende doğan ana karakterimiz element taşını bulmak için girdiği sihirli ormanda beklenen kişi olduğunu öğrenir. "Güneş Parlarken" adlı kitabın ikinci kitabıdır.