Rahat

1.5K 169 88
                                    

Üçüncü ülkeye vardığımızda hepimiz yorgunluktan bitkin düşmüştük.

Üçüncü ülkenin en iyi akademisinin müdürü ve birkaç asker bizi karşılamıştık.

"Hoş geldiniz." diyen müdüre "Hoş bulduk." dedi abim.

"Ben volkan elementinden Umurhan. Sizleri karşılamak benim için bir onur." diyen müdür sanki bunu bize değil de sadece bana söylüyordu.

"Ben de ruh temsilcisi, Meva. Bizim için de sizinle tanışmak ve ülkenize gelmek bir onur."

"Aç mısınız? Size ülkemizin lezzetlerini tattırmak isteriz." diyen Umurhan Bey ile bizimkilere döndük.

Hepsinin gözlerinden uyku akıyordu. Yemek yiyecek halimiz yoktu.

Barlas, "Sorun olmayacak ise direkt kalacağımız yerlere gitmek istiyoruz. Yol uzun ve yorucuydu." dedi.

Umurhan Bey, "Tabii. Buyurun, arabalara geçelim." dediğinde bizim için getirilen limuzine bindik.

Normalde olsa limuzine ve yaşadıklarımıza heyecandan dolayı inanamaz, çevremdekiler ile heyecanımı paylaşırdım ama şu an çok yorgundum.

Sadece yatıp uyumak istiyordum.

Limuzine bindiğimizde yanımda oturan abimin omzuna kafamı yasladım. Gözlerimi açık tutmak için direnirken bizimle konuşan Umurhan Bey'e bir yandan cevap veriyordum.

Efkan'ın bana baktığını gördüğümde utanarak ondan kaçırdım bakışlarımı.

Tüm yolculuk boyunca bana en uzak noktada durmuştu.

Yalnız kaldığımız ilk anda onunla konuşacağım.

Yaklaşık yarım saat sonra bir otelin önünde durduğumuzda Umurhan Bey, "Nasıl rahat edersiniz bilemedik. O yüzden üç oda tuttuk. Hepsi iki adet tek kişilik yataklı. Eğer rahat edemeyiz diyorsanız başka oda tutabiliriz." dedi.

"Yo, rahat ederiz. Teşekkürler." dedim.

Umurhan Bey, üç oda anahtarını bize verdiğinde "Size eşlik edeyim." dedi.

Ceylan, "Hiç zahmet etmeyin. Biz kendimiz gideriz." dedi.

Umurhan Bey, "Eh öyle olsun. Yarın görüşürüz." dedi.

"Görüşürüz."

Çantalarımız ile limuzinden indiğimizde Reyhan, "Kim kim kalıyoruz?" diye sordu.

Bu Efkan ile konuşmak için harika bir fırsattı. Onunla aynı odada kalırsam benden kaçamazdı da.

Efkan'a birlikte kalalım diyeceğimde Efkan, "Ceylan biz birlikte kalalım mı?" diye sordu.

Ceylan ne diyeceğini bilemeyerek bir bana bir de Efkan'a baktı.

"Oflaz kardeşi ile kalır. Barlaslar da yakın arkadaşlar. Birlikte kalmaları sıkıntı olmaz diye düşündüm."

Efkan'ın söylediği ile Barlas, "Reyhan ile kalmak daha rahat olur." dedi.

Moralim bozulurken "Abim ile Ceylan kalsaydı." dedim.

"Benim dediğim gibi daha rahat olur." diyen Efkan konuşmama fırsat vermeden yüz yirmi üç numaralı otel odasının anahtarını aldı ve otele girdi.

Ceylan, bana ne yapacağını bilemeyerek bakınca "Efkan ile git." dedim.

Ceylan beni onaylayıp Efkan'ın ardından koşar adımlar ile gittiğinde Reyhan yüz yirmi beş numaralı otel odasının anahtarını aldı.

Otele girerken abim, "Efkan'ın bu tavrının sebebi ne?" diye sordu.

"Hiçbir şey." dedim.

Reyhan, "O kadar o seni öptükten sonra çocuğa arkadaşız dedin. Nasıl hiçbir şey?" dediğinde abim imalı bakışlarını bana döndürmüştü.

"Kıskanç ve fazla korumacı abimin yanında ne kadar da güzel olanları anlattın, Reyhan. Konuşmama gerek kalmadı."

Reyhan kırdığı potu anlarken "Yanaktan bir öpücüktü. Asla dudaklarla alakalı bir şey görmedim. Dudakla alakalı gördüm aslında ama o da Meva'nın yanağını öpen Efkan'ın dudağı idi." dedi.

"Reyhan salak değilim be." diyen abim ile Reyhan, "Şansımı denemiştim." dedi.

Abim kolunu omzuma attı ve "Ne zaman söyleyecektin?" diye sordu.

"Daha yeni olduğu için söyleyemedim abi. Yoksa benim senden gizlim olmaz."

"İnanmadığımı biliyorsun. Değil mi?"

"Ucundan bile mi inanmadın?"

"Ucundan bile."

"Öyleyse yapacak bir şey yok abi. Ne diyeyim."

Abim derin bir iç çekti.

"Odaya çıktığımızda bu konuyu konuşacağız."

Ruh Temsilcisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin