Efkan dolan gözleri ile konuşacakken kendime hakim olamadım ve "Biz sadece arkadaşız. Ben senin duygularını oynayabileceğin bir kız değilim. Şimdi odamdan defol git." dedim.
Efkan ne diyeceğini bilemeyerek bana bakarken "Duygularınla oynamak mı?" diye sordu.
"Ya kafam karışıkken arkadaş kalmaya karar verdik. Sen bu karara uymayıp beni öptün. Sonra arkadaş kalmalıyız diyerek gittin ve beni ,seni seven beni, geride bıraktın. Sen arkadaş kalmak istediğinde ben de isteğine saygı duydum. Hayatıma devam edeceğim. Sen de bu konuyu kapat. Yoksa arkadaşlığımız da bitecek."
Efkan'ın gözünden yaş akarken "Bence arkadaşlığımız da bitti." dedi.
Haklıydı.
Hayata gelmemiz ile başlayan dostluğumuz son bulmuştu.
Aramızda geçenlerden sonra ne ben ne de Efkan arkadaş olarak kalabilirdik.
Yere bakarken "Görüşürüz kıvırcık." dedim.
"Görüşürüz turuncu."
Efkan hızlıca yürüyüp odadan çıkınca açık kalan kapıdan bize bakan Barlas'ı gördüm.
"Konuşmayı mı dinledin?" diye sordum.
"Biraz kulak misafiri oldum." diyen Barlas'ın her şeyi duymuş olmasının verdiği rahatlık ile kendimi tutmayıp ağlamaya başladım.
Barlas tereddüt ederek yanıma geldiğinde bana sarıldı ve "Sakinleş. Eminim aranız düzelir." dedi.
Barlas'a sarıldım ve "Onu kırdım." dedim.
Barlas kaşlarını çatarak bana baktı ve yanağımda süzülen gözyaşlarını eliyle sildikten sonra "O da seni kırmış. Hem arkadaş kalmayı o tercih etmedi mi? Şimdi gelip bir ilişkiye başlamak istemesi delilik." dedi.
"Efkan'ın da kafası karışıktı." diye mırıldandım.
"Onun için bahane uydurmayı bırak. O kendi kararını verdi ve sen de onun kararına saygı duyup hayatını yönlendirdin. İstediğin gibi hayatına girip çıkamaz."
Kafam öne düştü.
Barlas'ın dediklerinde haklılık payı olması hoşuma gitmemişti.
"İstediğin şeyleri söylemek isterdim ama kendini kandırmak bir işe yaramaz. Bu yüzden ayağa kalkıp yoluna devam etmelisin."
Barlas'ı başımla onayladım.
"Etmeye çalışacağım."
"Çalışmayacaksın, yapacaksın. Bu yolda sana yardım etmeyi isterim."
Barlas'ın gözlerine baktım.
Bana umutla bakıyordu.
"Belki geçici bir histir ama şu an Efkan'ı seviyorum ve sana ümit vermek istemiyorum." dedim.
"Anlıyorum ve sana bir şey sormak istiyorum."
"Seni dinliyorum." dedim merakla.
"Şu yalan olayı olmasaydı biraz flört gibi takılıyorduk. Devam mı ederdik?"
"Öyle düşünüyorum ama her şey olacağına varır. Bu yüzden fazla takılmamak gerek." dedim.
Barlas ufak bir gülümseme ardından "Yani şansım var." dedi.
"Şu an aşk acısı çekiyorum! Lütfen biraz daha düşünceli ol." dedim gülerek.
"Pardon. Unutmuşum. Ağlayamaya devam edebilirsin."
Barlas'ın dediğine gülerek "Geri otur. Gücümü deneyeceğim." dedim.
Barlas ikiletmeden yatağıma oturduğunda yumruklarımı sıktım ve derin bir nefes aldım.
Gözlerimi kapattım ve "Ben, ruh temsilcisi Meva. Toprak elementinden Oflaz'ın ruhunu yanıma çağırıyorum." dedim.
Aynı kül gücünün element temsilcisi gelirken olduğu gibi rüzgar esince heyecanla gözlerimi açtım.
Oflaz Amca'yı gördüğümde Barlas da görüyor mu diye ona baktım.
Barlas, ağzı açık Oflaz Amca'ya bakıyordu.
"Oflaz Amca başardım!"
"Evet, başardın! Tebrikler güzellik."
Oflaz Amca'nın tebriğinden dolayı gülümserken Oflaz Amca, Barlas'a baktı
"Ölüler, gelecekte ne olacağını bilirler."
Barlas hiçbir şey demeden Oflaz Amca'ya bakarken yüzünde mimik oynamıyordu.
Oflaz Amca durduk yere bunu söylüyorsa bir sorun olabilirdi. Kaşlarımı çattım. Neden Barlas'ın yanında bunu söylemişti?
"Peki neyi biliyorsun?" diye sordum.
"Eğer bildiklerimizi yaşayan insanlara söylersek kader baştan yazılır ve bunun sonucunda istemediğimiz olaylar yaşayabiliriz."
"En fazla ne olabilir ki?" diye sordum.
"Gelecekte yaşayacağın güzel olaylar artık olmayabilir. Olmamasının sebebi de ölüm olabilir."
Korkuyla yutkundum.
Oflaz Amca silikleşmeye başlarken bana olan bakışlarından dolayı içime bir kurt düşmüştü.
Oflaz Amca, "Görüşürüz." dedikten sonra kaybolunca Barlas ile yalnız kalmıştık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Temsilcisi
FantasyTüm ara elementlerin koruyucu hayvanını canlandırmak için çalışan bir gezegende doğan ana karakterimiz element taşını bulmak için girdiği sihirli ormanda beklenen kişi olduğunu öğrenir. "Güneş Parlarken" adlı kitabın ikinci kitabıdır.