Hain

1.3K 148 48
                                    

Umurhan Bey'in askerlerini şifahaneye götürdüğümüzde ağır yaralanmadıklarını öğrenmiştik.

Şifahanenin koridorunda otururken Reyhan olanlardan dolayı ağlıyordu.

Ona olan güvenim de sarsılmıştı. Belki de Barlas ile anlaşmışlardı. Bizim yanımızda kalıp planları Barlas'a anlatacaktır. Sonuçta yakın arkadaşlardı.

Efkan, "Ben örtü olayını anlamadım." deyince "Ben de nasıl olduğunu anlamıyorum ama galiba size anlatınca ne olduğunu bulacağız." dedim.

"Hadi anlat." diyen Meva merak içindeydi.

"Kaçırıldığım gün sizin odanıza gelip kapıyı tıktıkladım ve Efkan bana kapının kilitli olmadığını, gelmemi söyledi."

Efkan, "O sıra ben banyodaydım. Duştan yeni çıkmıştım." dedi.

"Odaya girdiğimde Efkan olduğunu sandığım Barlas örtünün altında yatıyordu. Ben de utandığımı, bu yüzden örtünün altından çıkmamasını diyerek aşkımı itiraf ettim."

"Barlas'ın hiç konuşması gerekmedi mi?" diye sordu abim.

"Hayır, gerekmedi. Zaten cevabın hayırda hiç örtünün altından çıkmamasını, yüzüne bakamayacağımı söyledim."

"Barlas da örtünün altından çıkmadı." diyen Efkan sinirlenmişti.

"O gün odada böcek gördüğüm için resepsiyonu aradım ama onlar böcek bulamadı. Başka boş odaları yok ve ben rahat edemiyorum diye Barlas ile oda değiştirdim." diyen Ceylan ile ofladım.

"Banyodan çıkınca Barlas bana kendisinin dışarı çıkıp geri döndüğünü söyledi."

Her şey ortaya çıkarken Barlas'a kin beslemeye başlamıştım.

"İlişki için bir adım attığımda o yüzden mi beni reddettin?" diye soran Efkan'ı başımla onayladım.

"Bu yüzden buna sen karar verdin gibisinden sözler söyledim."

"Günlerdir boşu boşuna bunları yaşadık yani." dedim.

Ceylan, "Reyhan, Barlas senin arkadaşındı. Söyle, neyi hedefliyor?" diye sordu.

"Bilmiyorum." diyen Reyhan ile Ceylan, "Nasıl bilmezsin? Siz yakın değil misiniz?" diye sordu.

"Ya ben de sizin bildiklerinizi biliyorum. Bana hiçbir şey demedi."

"Ben  buna inanmıyorum. Köstebek olarak aramızda duruyor olabilir." diyen Ceylan ile Reyhan, "Gerçekten bir şey bilmiyorum." dedi.

Reyhan'ın ağlayışı hızlanırken "Ben de sizin gibi şaşkınım. Hem biz bi gece oda arkadaşı olduk, sohbet ettik. Benim iyi biri olduğumu biliyor olmalısın." dedi.

"Barlas da iyi biri sanıyorduk. Hem Oflaz seni tutmasa tereddütteydin. Barlas'ın yanına gidebilirdin." dedi Ceylan.

"Ya o benim kaç senelik arkadaşım. Oflaz ya da Efkan böyle bir şey yapmış olsa siz de düşünürsünüz."

"Evet, kaç senelik arkadaşın. Onun için köstebeklik yapabilirsin."

"Ama yapmayacağım!"

"Güvenemeyiz!"

"Reyhan, Meva ne oluyor?" diye sorarak gelen Afşa ile Reyhan hızla ona sarıldı ve ağlamaya başladı.

Afşa krndisine sarılıp ağlamasından dolayı şaşırırken Ceylan derin bir nefes aldı. Sakinleşmeye çalışıyordu.

"Kitap gitti." diyen Ceylan'a "Tamam sakinleş. Kaç saattir çalışıyoruz. Yorgunuz, uykusuzuz ve olanlar gerçekten sinir bozucu ama emin olmadan Reyhan'ın üzerine bu kadar gitme." dedim.

Reyhan, Afşa'dan ayrıldı ve "Şimdi ne yapacaksınız?" diye sordu.

"Geri dönüp tüm gezegende arama kararı çıkartacağız. Reyhan kusura bakma ama seni de sorgu için askeriyeye götürmeliyiz. Bu süreçte telefonunu almalıyız." dedim.

Reyhan cebinden telefonunu çıkarıp bana verdi ve "Şifrem 9877134. İstersen açıp Barlas ile konuşmalarımı okuyabilirsiniz." dedi.

Telefonunu cebime koyarken "Üzgünüm Reyhan. Sadece emin olmalıyız." dedim.

"Sizi anlıyorum. Haklısınız." diyen Reyhan'ın masumluğuna inanmak istiyordum.

Afşa, "Ne oluyor? Ben bir şey anlamadım." deyince Efkan, "Barlas hain çıktı. Reyhan da onun yakın arkadaşı olduğu için şüpheli durumuna geldi." dedi.

Afşa, "O zaman kendi ülkenize döneceksiniz." dediğinde abim onu onayladı.

"Ben de gelmek istiyorum. Sizinle ya da ayrı."

Reyhan, "Ama çalışman lazım." dediğinde Afşa, "İzin almak zor değil." dedi.

Reyhan'ı yalnız bırakmak istemiyordu. Bu hareketine her şeye rağmen tebessüm ettim.

Ruh Temsilcisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin