Sınavdan çıktığımda beni bekleyen Barlas'ın yanına gittim.
"Selam."
"Selam. Sınavın nasıl geçti?"
"Fena değildi. Bence sekiz buçuktan fazla aldım." dediğimde Barlas, "Öyleyse sen de bizim okula gelirsin." dedi.
"Umarım gelmeyi başarırım." derken Barlas kaşlarını çatarak gözlerime bakmaya başladı.
"Lens mi taktın?"
Güldüm.
"Hayır, takmadım."
"Daha önce mi takmıştın?"
"O zaman da takmamıştım."
Barlas anlamayarak "O zaman gözün nasıl bir anda mavi oldu?" diye sordu.
"Sana sürprizim de buydu. Bir yere oturalım, öyle anlatacağım." dedim.
Barlas, "Şu an aşırı ne olduğunu merak ettim. Hemen bir yere oturalım." derken nefes nefese kalmış Efkan yanımıza geldi ve "Meva." dedi.
Onun bu halinin sebebini anlamazken "Senin bu halin ne? Koştun mu?" diye sordum.
"Ne alakası var canım. Sadece sınava girdiğim sınıf fazla havasızdı. O yüzden biraz terledim."
"Sınava girdiğin okul benimkine bir saat uzaklıkta. Nasıl bu kadar hızlı geldin?" diye sordum bu sefer de.
"Erken verdim ve rahat rahat yürüyerek geldim. Hem sen beni ne zamandan beri sorguluyorsun?"
"Bir şey demedim."
Efkan bir şey söylemeyince "Ee Meva diyerek geldin. Bir şey söylemeyecek misin?" diye sordum.
"Doğru ben bir şey söylemeye gelmiştim." diyen Efkan düşünmeye başlayınca Barlas, "Galiba önemsizdi. Unutmuşsun." dedi.
"En iyisi birlikte yürürken ben ne söyleyeceğimi düşünmeye devam edeyim. Her türlü aklıma gelir." diyen Efkan'ın ardından Barlas bana döndü.
"Ben yalnız buluşuruz sanıyordum."
"Ben de öyle sanıyordum. Birkaç saniye beklesene." dedim ve Efkan'ın kolundan tutup onu birkaç adım çekiştirdim.
Fısıldayarak "Oğlum ben sana buluşmam var demedim mi? Sen niye şimdi bizimle geliyorsun?" diye sordum.
"Gelemez miyim?" diye sorduğunda "Adı üzerinde randevu. Gelemezsin." dedim.
Efkan, "İzle ve gör." dedi ve Barlas'a doğru iki adım attı.
"Barlas aslında Meva sana bir şey söyleyecekti ama nasıl diyeceğini bilememiş." diye söze başlayan Efkan ile kaşlarım çatıldı.
"Ben senin arkadaşın Yağmur'dan hoşlandım ve çifte buluşma yapalım mı?"
Bir yalan atacaksın, bari düzgün bir yalan uydur Efkan. İlla beni rezil edeceksin.
Barlas, "Yağmur?" dedi sorarcasına.
Başta ne kadar tökezlese de "Heyecandan ağzımdan öyle çıkmış olmalı. Reyhan'dan bahsediyorum." dedi Efkan.
"O da buraya yakın bir okulda sınava girdi. Haber vereyim, gelsin. Siz takılırsınız." dedi Barlas.
Efkan, "Haber ver, ver." dediğinde Barlas telefonunu çıkarıp Reyhan'ı aradı.
"Efkan ne saçmalıyorsun?" diye fısıldadım.
"Kendime randevu ayarlıyorum. Sen otuzumuza girdiğinde birisiyle görüş, ben sap kalayım. Olmaz öyle." dediğinde ofladım.
"Kız gelir gelmez onunla birlikte gidiyorsun ve bizi yalnız bırakıyorsun." dediğimde Efkan bana cevap vermedi.
Kolunu cimcikledikten sonra "Anladın mı beni Efkan?" diye sordum.
"Hiç de anlamadım." dedi ve telefon konuşması biten Barlas'a "Geliyor mu?" diye sordu.
"Geliyor geliyor. O gelince biz gideriz."
"Nereye oturacağız peki?" diye soran Efkan'a "Ona Reyhan ile sen karar verirsin. Biz de daha nereye oturacağımıza karar vermedik." dedim.
Barlas yanıma geldikten sonra "Aslında Reyhan birazdan gelir. Biz gitsek mi ki? Gözüne ne olduğunu çok merak ediyorum." dedi.
"Bilmem. Olabilir."
"Efkan görüşürüz öyleyse." diyen Barlas koluma omzunu atınca Efkan, "Görüşürüz. İyi eğlenmeler." dedi.
Barlas ile Efkan'ın yanından uzaklaştığımızda "Efkan'ın kusuruna bakma. Biraz tuhaflaşabiliyor." dedim.
"Sorun yok. Anlıyorum. İnsan birinden hoşlandı mı her türlü tuhaflığı yapabiliyor."
Bu dediğine gülümsedim.
"Haklısın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Temsilcisi
FantasyTüm ara elementlerin koruyucu hayvanını canlandırmak için çalışan bir gezegende doğan ana karakterimiz element taşını bulmak için girdiği sihirli ormanda beklenen kişi olduğunu öğrenir. "Güneş Parlarken" adlı kitabın ikinci kitabıdır.