Ruh Temsilcisi

Dur

Barlas'a tüm olanları anlattığımda şaşkınlıkla beni dinlemişti.

"Bu efsane bir şey. Senin için çok sevindim. Ee kitap falan ne alemde?" diye soran Barlas ile anlamayarak "Ne kitabı?" diye sordum.

Barlas duraksadıktan sonra "Dün sohbet esnasında bir kitap okuduğundan bahsetmemiştin miydin?" diye sordu.

"Hayır, öyle bir konu hatırlamıyorum." dedim.

"Ben yanlış anlamış olmalıyım. Pardon."

Ortamda bir sessizlik oluştuğu sıra tanıdık bir ses duydum.

"Aa siz de mi buradasınız?"

Efkan ve Reyhan'a baktım.

"Ya ya biz de buradayız." dediğimde Efkan, "Galiba evren bize çift buluşması için mesaj yolluyor." dedi.

Efkan'a zoraki bir gülümseme yolladım.

"Bence evren senin ağzını burnunu kırmamı söylüyor canım arkadaşım."

Efkan, "Ne kadar da komiksin canım arkadaşım." dedikten sonra yanıma oturdu.

"İnsan bir izin ister." dediğimde Efkan şaşırarak bana baktı.

"Biricik arkadaşımın yanına oturmak için izin mi almam gerekiyor? Ne zaman böyle olduk Meva?"

"Hani yanımda bir başkası daha var. Yalnız olsam istediğin gibi oturursun." derken gözlerimi pörtleterek Efkan'a bakıyordum.

Efkan, Barlas'a döndü ve "Oturabilir miyim?" diye sordu.

"Zaten oturdun." diyen Barlas, Reyhan'a döndü.

"Sen de otursana."

Reyhan da Barlas'ın yanına oturunca "Reyhan nasılsın?" diye sordum.

"İyiyim ya. Sınav da güzel geçti. Yedi buçukta yüksek not alırım. Büyük ihtimalle sekizi de zorlarım."

"İyiymiş. Benim de notum sekiz buçuk falan gelir." dedim.

"Baya iyi yapmışsın. Dediğin gibi bir not alırsan en iyi meslek akademisine girmeye hak kazanırsın." dedi Reyhan.

"Aslında babamın akademisine girmeyi hedefliyorum." dedim.

Reyhan anlamayarak bana bakarken güldüm ve olanları ona da anlattım.

"Bu inanılmaz. Böyle bir güç olduğu için şaşırsam mı yoksa gücünü görmek için heyecanlansam mı bilemedim. Peki gücünün özellikleri ne?" diye sordu Reyhan.

"Ben de fazla bilmiyorum. Ruhlarla iletişim ve onların gücünü kullanması ile kendimi koruma gibi birkaç şey var. Detayları sonra öğreneceğim."

Efkan, "Annesine ve dedesine baktıktan sonra şaşırtmıyor." dedi.

Bu dediğine güldüm.

Efkan kolunu omzuma attı ve "Neden elementler hakkında kararsız kaldığın da anlaşıldı." dedi.

"Öyle oldu."

"Büyük ihtimalle bana senin elementin sorulsa güneş ya da su derdim." diyen Barlas'a cevap verecekken Efkan, "Ben küçüklükten beri yanındayım ama elementini anlayamamıştım. Demek ki gerçekten tanıyınca böyle oluyor." dedi.

Masanın altından sinirle Efkan'ın bacağını cimcikledim.

Efkan bana dönmeden elime hafifçe vurdu ve konuşmaya devam etti.

"Küçüklükten beri yanında olduğunu söyleyince aklıma ne geldi. Bizim bu Meva'nın hayali evde kalıp annesini ve abisini evden yollamaktı. Babası ile kendi yaşayacaktı güya."

Efkan'a, "Canım arkadaşım niye bunu şimdi söyledin ki? Ne gerek vardı." dedim.

"Öyle aklıma geldi. Söylemek istedim."

Efkan'ın durmayacağını anlayınca telefonumu aldım ve Efkan'a mesaj yazmaya başladım.

"Efkan şimdi bana tüm kemiklerini kırdırtma. Ne yapıyorsun sen?"

"Adam akıllı dur."

"Kendim de halletmem. Seni annene söylerim. Bir daha düz yürüyemezsin."

"Çarpar seni."

Telefonu bırakıp masaya koyduğumda "Kusura bakmayın, cevap vermem lazımdı." dedim.

Barlas, "Sorun yok." derken Efkan'ın bacağına vurdum ve işaret parmağım ile bacağına "Mesaja bak." yazdım.

Efkan telefonunu eline aldığında mesajımı okurken kaşlarımı çatılmıştı.

Bir anda ayağa kalkınca anlamayarak ona baktım.

Efkan, "Meva annem yazmış. Acil gelin diyor." dedi.

"Bir şey mi olmuş?" diye sordum endişeyle.

"Bilmiyorum."

Barlas'a döndüm ve "Tişörtün." dedim.

Barlas, "Daha sonraya kaldı." deyince "Öyleyse görüşürüz. Dilay Teyze çağırdıysa bir şey vardır." dedim.

Ayağa kalktığım sıra Barlas da "Görüşürüz." dedi.