Kıskandım

1.6K 168 123
                                    

Sabah uyandığımda dibimde gördüğüm yüz ile güldüm. Efkan yine kendisine sarıldığım için yatakta yamuk yumuk uyumuştu.

Onu saran kollarımı yavaşça çektim ve yatakta oturur pozisyona geldim.

Ayılmaya çalışırken uyuyan Efkan'ı izlemeye başladım. Kendisine sarılmayı bıraktığım için eliyle yatakta beni arıyordu.

Gülerek elini tuttum ve "Buradayım kıvırcık." dedi.

Efkan hareket etmeden uyumaya devam ederken telefonumu elime aldım.

Telefonumu açtığımda gelen mesajlara baktım. Sınav sonuçları açıklanmıştı.

Heyecanla babamdan gelen mesaja baktım.

"Kelebeğim ben senin için sınav sonucuna baktım."

"8,86 almışsın. Seni bu sene öğrencim yapacağım gibi görünüyor."

"Seninle gurur duyuyorum."

Gülümseyerek "Yaa teşekkür ederim baba." yazdım.

"Bana teşekkür etmene gerek yok, bu senin başarın."

Babamın yazdıkları beni gülümsetirken "Efkan ve Ceylan kaç almış? Biliyor musun?" diye yazdım.

"Bir saniye bakayım."

Beklerken elimi tutan Efkan'a baktım. Elimi sıkıca tutuyordu. Bu yüzden elimi çekip rahat rahat mesaj yazamıyordum.

"Efkan 8,79 almış. Ceylan ise 8,13."

Ceylan tahmininden çok daha yüksek bir not almıştı. Yine de bu bizim akademiye girmesine engeldi.

Bir umutla "Bizim akademinin taban puanı 8,50. Ceylan'ın bizimle okumasının şansı var mı?" diye sordum.

"Yurda yerleşmeler ve kayıt işlemi bitsin. Boş kontenjan kalırsa ek bir sınav yapıp akademimize girmek isteyenlere bir şans daha verilir. O zaman bir şansı olabilir."

"Anladım. Teşekkürler baba."

"Rica ederim. Hadi sen arkadaşlarınla konuş, ben de işime döneyim."

"Tamam baba, görüşürüz."

"Görüşürüz."

Telefonumu kapattıktan sonra Efkan'ı dürtmeye başladım.

"Efkan! Hadi kalk!"

"Beş dakika daha." diye mırıldanan Efkan'a "Sınav sonuçları açıklandı. Kalksana." dedi.

Efkan hızla yatakta doğrulduğunda elini hala elimden çekmemişti.

"Kaç almışız? Kraliyet Element Akademisine girebiliyor muyuz?"

"Öncelikle şu elimi alayım." dediğimde Efkan anlamayarak bana baktı.

Tuttuğu elimi havaya kaldırdığımda "Ha pardon." dedi ve elini çekti.

"8,79 almışsın. Ceylan ise 8,13." dediğimde Efkan, "Sen peki?" diye sordu.

"8,86. Aranızdaki en zekinin bek olduğumu biliyordum." dedim.

Efkan egomu onaylamazken "Ceylan boş kontenjan için sınava tekrar mı girecek?" diye sordu.

"Büyük ihtimalle öyle olacak." dedim.

Efkan yataktan kalkarken "Sen şu Barlas'a yaz. Geç olmadan onunla buluşalım. Sonra Ceylan'ın yanına gideriz." dedi.

"Tamam." diyerek telefonumu elime aldığımda Efkan, "Samimi de konuşma. Mesafeli davran ona." dedim.

Ayağa kalkarken "Başka bir emrin var mı?" diye sordum.

"Bunu senin iyiliğin için söylüyorum. Barlas'ın kim olduğu belli değil." dedi Efkan.

Efkan konuşma hakkı vermeden gidiyordu ki önüne geçtim ve "Kıskanıyor musun?" diye sordum.

"Kimi? Barlas'ı mı?"

"Evet. Ne bizi yalnız bıraktın ne de onunla yakın davranmama izin vermedin." dedim.

"Evet, kıskandım. Kıskanmaya da devam ediyorum. İki günlük bir adamın gelip benim çocukluktan beri tanıdığım birisine bu kadar samimiyet kurması hoşuma gitmiyor. Hele onun yüzünden seninle geçireceğim vakitler çalınıyor ya, daha da uyuz oluyorum."

Efkan'ın bu kadar açık sözlü olmasını beklememiştim.

"Kendini Barlas ile kıyaslamana inanamıyorum. Sen varken Barlas çok geri planda kalır. Sen benim hep yanımdaydın. Kimse yerini dolduramaz."

"Dolduramaz, değil mi?" diye sorunca "Dolduramaz." dedim.

Gülümseyerek Efkan'ın boynuna sarıldım. O da belime ellerini yerleştirdi.

Ortamı daha da yumuşatmak için ondan uzaklaşmadan yüzüne baktım ve "Küçükken ben senden daha uzundum. Baksana şimdi parmak ucunda anca aynı boya ulaşıyorum." dedim.

Efkan gülerek hafif eğildi ve "Bak şu an aynı boydayız." dedi.

Tam dalga geçmesinden dolayı kızacakken aniden açılan kapı sırtıma çarptı.

Parmak ucunda olduğum için dengemi sağlayamarak Efkan'a doğru düştüğünde dudaklarımız birleşti.

Ruh Temsilcisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin