Stajın için jhopela konuştum. Sana üç günlük rapor verdi.
" gün fazla değil mi? Bugun dinlensem yeter" dedim taehyungun gözlerine baktıkça kalbim hızlanıyordu Gözlerindeki kah velenin beni daha fazla içine çekmemesi için gözlerimi ondan ayır mak zorunda kaldım.
"Dün geceki halinden sonra üç gün az bile," dedi..
Ona bakma cesaretini kendimde bulduğumda kaçamak bir ba kış attım. Yüzünde, dun geceyi gözlerinde canlandırıyormuş gibi bir ifade vardı. Gözlerindeki kahveler kızıla dönüp ateş saçacak- b neredeyse. Daha fazla bir şey söyleyemedim, kapıya yönelince beni takip etmeye başladı. Başımdaki sargıyı ne kadar görmezden gelmeye çalışsam da yanımdan gecen insanlar bakıyordu. O bakış ları da görmemek için arabaya binene kadar gözlerimi ayaklarım dan ayırmadım.
Sessiz bir şekilde eve doğru yol alırken, taehyung un evime giden
sokağı pas geçtiğini gördüm. Bir anda ona doğru döndüm. "Evimi
geçtin, ileriden geri dönmen lazım."
"Biliyorum."
Bana bakmamıştı bile. Her zamanki sert bakışlarıyla arabayı kullanmaya devam ediyordu. Kendimi tutamayarak, "O zaman ne- den dönmüyorsun?" diye bağırdım. Sert bir frenle arabayı durdurdu. "O evde tek başına yaşamana izin vereceğimi mi düşünüyorsun?"
Az önceki bağırmam, taehyung un gürlemesinin yanında kedi mi- yavlaması gibi kalmıştı. "Benim evim orası, başka yerde kalamam." "Benim yanımda kalacaksın."
O kadar kesin söylemişti ki, sanki buna mecburmuşum gibi hissettim. "Böyle bir şeye gerek yok," dedim kendimden emin bir şekilde. "Hem neden kalacakmışım seninle?" Kaşlarım çatılmıştı.
Kim oluyordu da benim ne yapmam gerektiğine karar veriyordu? "Ben öyle istiyorum. O evin güvenli olmadığını sana söylemiş- tim, dün gece de kanıtlanmış oldu."
Arabayı tekrar çalıştırdığında konunun kapandığını anlamış- tim. Yenilgiyi kabul etmem gerekiyordu, belli ki iki ay boyunca o ne derse, o olacaktı. "Dün akşam senin adamının evimde ne işi vardi?"
"Sözleşmeyi imzaladığımız günden beri kapında adamlarım var."
İİçimdeki jungkook sevinçten deliye dönerken benim ağzım açık
kalmıştı. İşlerinin aksamaması için başıma bir şey gelmesine memiş olmalı diye düşüdum Tamam, kotü biriydi ama kusursu da, benim gibi sıradan, ürkek bir genci başka bir neden değildi.
Taehyung un evine geldiğimizde, kapıda bekleyen adamlardan be kapımı açtı. Yavaşça inip, taehyung un yanıma gelmesini beklede içeri yalnız girmek istemiyordum. Her zaman yaptığı gibi, elini ma yerleştirdi ve yürümeye başladık. Kendimi hâlâ yorgun hisses yordum, büyük koltuğa kendimi bırakıp dizlerimi kendime çexte başımı da koltuğun yumuşak yastığına yasladım.
"Solgun görünüyorsun," dedi. Sonra koltuğun köşesinde dura pikeyi alıp bana doğru attı. "Üzerini ört."
Pikeyi üzerime orterken, naziklik edip kendi ortse eline yapış
di sanki diye düşündüm. Hoş, ondan niye ilgi bekliyordum ki? "Ka
kaybettiğim için solgun görünmem normal," dedim. "jessi Hanım'a söylerim kan yapıcı bir şeyler hazırlar." Odane
diğer tarafına doğru yönelmişti. Oradaki şık dolabı daha önce go memiştim. Dolabı açıp kendine bir kadeh viski doldurdu.
O sırada içeri giren koruma, elinde tuttuğu kâğıdı taehyung a
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZLEŞME⟭⟬
Fanfictionᴋᴇşᴋᴇ ʙᴇɴɪ ɪʟᴋ ᴊᴇᴏɴ ᴏʟᴅᴜɢ̆ᴜᴍᴜ ᴏ̈ɢ̆ʀᴇɴᴅɪɢ̆ɪɴ ᴢᴀᴍᴀɴ ᴏ̈ʟᴅᴜ̈ʀsᴇʏᴅɪɴ