49.𝕓𝕠̈𝕝𝕦̈𝕞

187 21 17
                                    

. "Su almaya gidiyordum." Bir yandan da gözlerimle az uzağı mizda duran marketi işaret ettim. Korumalara döndü. "Marketten su alın." Sonra bakışları yine

beni buldu. "Yanımdan ayrılmayacaksın." Saat akşamın dokuzunu geçiyorken şehir daha da bir hareket.

lenmeye başlamıştı. İnsanların arasından öylece geçip kalabalıkta dolaşırken, böyle bir şehirde yaşamanın ne kadar avantajlı bir şey olduğunu geçirdim zihnimden, insanın morali bozuk olsa dahi bu kalabalıkta dolaşmak, etrafinda dönen eğlenceyi izlemek moralini düzeltirdi.

Aslında benim karakterime zit olan kalabalık şu anlık gözüme güzel gözükse de, her zaman sakin bir hayat ilk tercihimdi. " Taehyung, şuna bak," diye ciyakladım. Hemen önünden geçtiğimiz hayvanlarla dolu sergi dikkatimi çekmişti. Bir sürü kedi, köpek, kuş ve en nefret ettiğim sürüngenler. Kafeslerin içinde sıralanmış, alici bekliyorlardı. En üst kafesteki kahverengi siyah rengi karışımı küçücük köpek yavrusu beni kendine âşık etmişti. "Ne kadar tatlı," dedim ve daha yakından görebilmek için yaklaştım.

Üzerindeki fiyat dudak uçuklatacak cinstendi. Yine de bu tatlı şey için o rakam bile azdı. Küçücüktü ve bedeninden kat kat fazla olan yumuşacık tüy lerle kaplıydı. Ağzı, burnu görünemeyecek kadar küçükken, gözleri misket gibi yuvarlaktı.

"Hiç de tatlı değil."

Taehyung tan aldığım cevap beni şaşırtmazken, kendi evinin bah çesinde olan vahşi köpekleri daha tatlı bulduğuna emindim. Elini bırakıp köpeğin yanına geldiğim için hemen arkamda duruyordu. "Bence çok tatlı ve çok pahalı," dedim. Bakışlarımı küçük köpekten zorla ayırırken yüzüm düşmüştü, emindim ki seul da böyle bir köpek cinsine rastlayamazdım. Bundan dolayı, gitmeden

önce son kez bir daha baktım. "Artık gitmemiz lazım, bu gece işlerimizi var." taehyung konuşurken korumasının getirmiş olduğu suyu açıp bana uzattı.

Elindeki suyu alırken, "Ne işimiz var?" diye sordum. Billyordum ki namjoon lâ buraya gelme amaçları Vegas'in ünlü kumarhane- lerinden para kaldırmaktı.
Taehyung un Vegas'ta kiraladığı araba önümüzde durunca kendi-

mizi içine attık. "Biraz oyun oynayacağız." Bakışları tepkimi biçer ken yüzünde çarpık gülüşü vardı.

"Hakkınız olmayan parayı kazanıp, harcıyorsunuz." taehyung un pis işler içinde olduğunu en başından beri zaten biliyordum amabu yolla kazanacağı para çok fazla rahatsız etmişti beni. "Hakkımız olmayan parayı kazandığımız doğru. Paranin, deĝe- rini bilmeyenlerde durması saçmalık olur. Biz de değerini bilenlere

veriyoruz, jungkook." "Nasıl yani?" taehyung un çok fazla parası vardı zaten, istese bir kısmını rahatlıkla iyilik yapmak için harcayabilirdi, böyle zahmete girmesine gerek yoktu.

Yüzünü cama doğru dönüp sinirlenmemeye çalışır gibi konuştu. "Burada oynayan herkes ülkesinin önde gelen hırsızlarından, biz de onları nasıl oynatacağımızı iyi biliyoruz. Sadece ellerindeki paranın yarısını alıp, kendi ülkemiz için küçük bir iyilik yapıyoruz! "Onlar senin gibi mafya değil mi?" Ben başından beri böyle

düşünüyordum, hırsız olduklarını aklımdan hiç geçirmemiştim. "Olanları var ama bizim işimiz hırsız olan tayfayla."

En sonunda otelimizin önüne gelip durduğumuzda gece yeni başlıyordu. Taehyung lâ odamıza çıktık, yatağın üzerinde siyah kılıf larında bizi bekleyen yeni kıyafetlerle karşılaştım. Kılıflardan birini bana uzattı. "Şunu al, giy."

Kendi de diğer kılıfı eline alırken banyoya doğru gitmeye başladım. Geniş ve ferah banyo, beyaz konseptiyle içime ferahlık yayi- yordu.

Kılıfı kapının arkasına astıktan sonra fermuarını açtım. beyaz gömlek sırtı full acık ve ona uygun siyah pantolon ve sıyah kemer . ve aynanın karşısına geçtim, nneredeyse sırtımın tamamını gözler önüne sermişti.

SÖZLEŞME⟭⟬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin