40.𝕓𝕠̈𝕝𝕦̈𝕞

205 20 5
                                    

Aşk adamım ayım dunyamın uydusu geçen foto atmıstı

... "O adamın yanında ne zamandır çalışıyorsun? "Birkaç haftadır," dedim.

Gözlerinden, sanki aradığı cevabı bulmuş gibi bir ifade geç ti. "Birkaç haftadır beni neden aramadığın şimdi anlaşıldı." dedi "Seni merak ettim pamuğum, haftalardır beni aramadın, sırf sen görmek için iki gün izin alıp geldim."

Benim ona düşkün olduğum kadar onun da bana düşkün oldu ğunu görünce gülümsemeden edemedim. "Geldiğine çok sevin- dim ama gelmeden önce arayabilirdin. Yaşadığımız o çirkin şeyi de yaşamazdık."

"Artık onun yanında çalışmanı istemiyorum, eve geri gelecek

sin ve paraya ihtiyacın olduğunda da beni arayacaksın. Anlaştık

mi?" bencede istesin hakeden yesin parayı

Ben de bunu istiyordum ama taehyung beni bırakmazdı. İki aylı sözleşmemizin sonuna gelmeden ondan ayrılmama imkân yoktu Aslında ayrılmak isteğim tek şey yasa dışı olan işimdi, taehyung un yanından ayrılmak istemiyordum. "Hayır, jimin ," dedim. "İşimi se viyorum, yaz tatili bitene kadar çalışayım. Zaten sonra okula baş layacağım." Yapacağım şey için jimin den izin alacak değildim ama yine de onun da onaylamasını istiyordum.

"O adamı gözüm hiç tutmadı, jungkook. Sana nasıl davrandığın farkında değil misin?"

"Biliyorum, bugünkü davranışı için bir bahanem yok ama oyle biri değil . İşim dışında bana karışmıyor ve evinde de rahat ediyorum Hem merak etme, bana bir şey olmaz, sadece bir iki ay daha ya nında çalışacağım o kadar."

Derin bir nefes alarak kafasını geriye doğru attı. "Tamam ama

bir daha sana öyle davranacak olursa hemen işten ayrılacaksın. O

adamın senin güzel yemeklerini yemeye hakkı yok." jimin sonunda onaylayınca omuzlarımdan büyük bir yükün kalktığını hissettim. "Tamam, eğer öyle bir şey olursa işten ayrıla cağım," dedim.

"Hadi gel de sana doya doya bir sarılayım."ay utandımKollarımı onun yapılı bedenine sararken tanıdık parfüm koku

sunu içime çektim. Taehyung istemsizce aklıma gelmişti, onun koku- su başka bir mutluluk, huzur veriyordu. Kendime kızdım, o adamı düşünmemem gerekiyordu. Geri çekilip jimine baktım. "Ne zaman gideceğim demiştin?" "Cuma günü işte olmam gerekiyor."

"O kadar erken mi yani?"

"Merak etme pamuğum, seninle gece kulübünde dans etme den gitmeyeceğim." bela çanları çalıyo

Yemeklerimizi servis ederken bu söylediğine gülümsemeden edemedim. Lise yıllarımda bir arkadaşıma özendiğim için jimin le birlikte dans kursuna yazılmıştık. Kurs parasını nereden bulduğu nu bana hiç söylememişti acep kimden ama eğlenceli bir dönem geçirmiştik.. Aslında jimin hep böyleydi, ben neye özensem hemen onu gerçek- leştirirdi. Devlet ona da bana ödediği kadar para veriyordu ama sanki onun parası hiç bitmek bilmiyor gibiydi. Bir gün bu paranın nereden geldiğini sorduğumda 'geliyor işte, boş ver,' deyip sorumu geçiştirmişti. Ben de bir daha sormamıştım. "Sabırsızlanıyorum o zaman," dedim.

Yemeğimi yerken aklımda yine taehyung vardı, o da bu mutfak- ta, şimdi jimin ın oturduğu sandalyde oturmuştu. Acaba şu anda ne yapıyordur diye düşünürken kafamı iki yana sallayıp, düşünme jungkook diye geçirdim içimden. Yemek bitene kadar da onu bir daha düşünmemeye çalıştım.

Jimin burnuna son kez pansuman yapıp yattıktan sonra salo-

na geçip oturdum. Günün analizini yaparken aklım taehyung un son

söylediği sözlere kaydı. Taehyung, jimini tanıyor muydu? Tanışıyor olsalardı jimin onun hakkında bana soru sormazdı. Bu da demek oluyordu ki sadece taehyung, jimin ı tanıyordu. Ama asıl soru nereden tanıdığıydı. Günün yorgunluğuna daha fazla dayanamayarak odama geçip

yatağıma uzandım. Küçük ve rahatsız yatağımı özlemiştim. Uyku-

ya dalmak üzereydim ki davetsiz misafir gibi taehyung yine süzüldü

düşüncelerime. Şimdi küçük odamda tek başıma, üzerimde a bedeni olmadan yatarken, onun yokluğunu sadece bedenim değil saçlarım da arıyor gibiydi. Gözlerim karanlığa daha fazla dayana mayıp kapanırken, ben de düşüncelerimden ayrılıp uykunun mer hametli huzuruna kendimi bıraktım.

Telefonumun sinirlerimi bozarak kulaklarımı işgal eden alarm nı kapatıp yataktan kalktım, sonunda tavuğun sesi susmuştu. Ça bucak üzerimi giyinip elimi yüzümü yıkadıktan sonra, hälä uyku sunda olan jimin e kısa bir not bırakıp, akşama erken gelmeye çal şacağımı ve kulüp için hazırlanacağımı yazdım. Ardından omzuma taktığım çantamla evden dışarı çıktım. Binanın ağır demir kapisin açmaya çalışırken, taehyung un evinde böyle bir şey yaşamadığım için bunu hiç özlememiş olduğumu fark ettim.

Binanın dışına çıktığımda arkamdan kapanan demir kapinin sesini işitirken, tam karşımda duran tanıdık arabayı görmek oldu. ğum yerde donmama neden oldu. Sabah sabah taehyung un burada ne işi vardı? Onu görmezden gelerek durağa doğru yürümeye baş lasam büyük ihtimalle peşimden gelirdi ve zor kullanarak beni ara- baya bindirirdi. En iyi yolun yanına gitmek olduğuna kanaat getirip yürümeye başladım. Siyah arabanın kapısını açıp kendimi krem rengi deri koltuğa bıraktım ve yüzüne baktım. Gözleri kızarmıştı, hiç uyumamış gibi görünüyordu. "Neden geldin?" "Dün gece ne yaptınız?"

"Konuştuk sonra da uyuduk." taehyung un dün gece ne yapmış olabileceğimize takılmış olması kaşlarımın çatılmasına neden of muştu.

"Aynı yatakta mi uyudunuz?"

Sabır dileyerek, "Hayır, ben kendi odamda, jimin da kendi oda- sında uyudu," dedim. Öfkenin hâkim olduğu gözler yüzümde do- laşırken, sinirli ama ifadesiz yüzünü izlemeye başladım. Sadece bir gece ayrı kalmamıza rağmen öfkeli gözlerini özlemiş gibiydim.

"Bu gece eve geliyorsun." Üzerinde dünkü takımının olduğunu o anda fark ettim. "Dün gece eve gitmedin mi?" diye sordum, onu ilk defa böyle dağınık görüyordum.

"Seni ilgilendirir mi?"

Bakışlarını yola odaklamıştı. Aklıma partideki çakma sarışın

gelince gerildim. Geceyi onun gibi bir kadının yanında geçirdiyse böyle dağınık ve yorgun görünmesi normaldi, geceleri bayağı ha- reketli geçmiş demekti. Belki de başıma gelebilecek kötü şeyler- den beni korumak için bütün gece jimin ın evinin kapısında bekle- mişti. İkinci seçeneğin gerçek olmasını istesem de taehyung un beni düşünüp bütün gece arabanın içinde beklemesi imkânsız gibi du- ruyordu. İçimdeki amansız acı büyüyüp gıcık bir hisse dönüşürken yüzümde mutsuz bir ifade belirmişti. "Hayır, ilgilendirmez. Sadece kötü görünüyorsun, ondan sordum.".
.
.
.
Diğer bölüm baya olaylı olacak baya aaaa neyse sonra yb gelir belki

SÖZLEŞME⟭⟬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin