58.𝕓𝕠̈𝕝𝕦̈𝕞

313 20 33
                                    

Baya uzun bir bölüm olacak

Beynime gönderilen elektrik şokları yüzünden gözlerimi açmamak için yatağımın içinde direniyordum. Beynimdeki damarlara amansızca giren ağrı her hücremi rahatsız ederken, yattığım verden ağlamaklı yüz ifademle doğruldum. Gözlerimi aralayarak etrafa şöyle bir baktım. İçinde bulunduğum oda, dün bir daha dönmemek üzere ayrıldığım odanın ta kendisiydi.

Beni dün gece yine kim getirmişti taehyung un evine? Dün gece yaşadığım karışıklığın tek nedeni olan sekreteri hatırladığımda usulca düşündüm. "Belki güzel bir açıklaması vardır," dedim kendi kendime. Ardından kendime tokat atma isteğiyle kafamı iki yana salladım. "Sekreteri öpmesinin ne gibi bir açıklaması olabilir ki, jungkook? Saçmalama!"

Kendi içimdeki kavgaya yüksek sesle cevap verip öylece otu rurken, taehyung un dün gece için bana ne kadar sinirlenmiş olduğu nu kestirebiliyordum. Adım kadar emindim ki derimi yüzecekti. Tabii o benden intikam alırken ben de sekreterle ne işler karıştırdı- ni öğrenecektim ama henüz değildi. Şu anda tek düşünebildiğim şey başımdaki ağrı ve onu nasıl yok edeceğimdi. Ağrım geçtiğinde de en ince detayına kadar sekreter işini araştıracaktım.

Yatakta oturur vaziyette başimi ellerimin arasına alıp dün gece yaşadıklarımı hatırlamaya çalıştım. Son hatırladığım şey taehyung un mekânında ağrı kesici içtiğimdi. Bir de kesik sahneler şeklinde taehyung un kavga edişi vardı. Ondan sonra neler olduğuyla ilgili bey nimde en ufak bir kalıntı yoktu.

"Lanet olsun! Dün gece ne yaptım ben?" diye mırıldandım. Boğazımdan çıkan kısık sesli konuşmam bile büyük bir gürül tüyle kulaklarıma ulaşırken içtiğim içkilere lanet okudum. Resmen, en ufak bir gürültü beynimin içinde orkestraya dönüyordu.

Yattığım yerden kıvranarak kalktım ve banyoya doğru paytak paytak yürüdüm. Elimi yüzümü yıkamak için lavaboya eğildim ve soğuk suyla biraz daha kendime geldim. Kafamı kaldırıp karşımda duran aynaya baktığımda ise gördüğüm görüntünün hayal olmasıni dileyip gözlerimi kapattım.

"Hayır, bu görüntü bana ait olamaz," diye ağzımın içinde geveleyip başımı iki yana salladım ve gözlerimi tekrar açtım. İşte, yine aynı görüntü karşımdaydı. Saçlarım darmaduman, gözlerimin alt simsiyahtı ve dudağımda kanayarak kurumuş bir yara vardı. Üzerimde de hiçbirşey ...

Bana dün gece neler olmuştu?

Aynadaki görüntümden daha fazla korkmak istemeyip arkamı döndüğümde, dün giydiğim cropbun , yırtuk vaziyette banyonun bir kenarında öylece durduğunu gördüm. Artık beynime savaş açmıştım. Küvete girdiğimde dün neler yaşamış olduğumu daha derinden düşünmeye çalıştım. Ama lanet olsun ki hiçbir şey hatırlamıyordum.

Acele etmeyip uzun süre küvette kaldım. Dudağımdaki yaranin ağzımı her açtığımda acıdığını hissediyordum. Hatırlayamıyor olsam da bir şekilde taehyung beni eve getirmişti. Belki de dudağım daki yarayı sinirini almak için beni döverken yapmıştı. Ondan bek lerdim öyle bir hareketi. Dün yaptıklarımın hesabını vereceğimin ve iyi bir cezayla da ödüllendirileceğimin farkındaydım. Bundan kaçışım olmadığını bildiğimden, banyodan çıkıp üzerimi giyindim. Başıma havlu sarıp beynimden gözlerime kadar vuran ağrıyı yok saymaya çalışarak merdivenlerden inmeye başladım.

Son merdivene ulaştığımda bir elimi gözlerime siper ettim, çünkü aydınlık iyi gelmemiş, baş ağrımı artırmıştı. Düşmemek ad na, diğer elimle de trabzana tutunup inmeye devam ettim. Hislerime ve yer yön duyularıma göre hareket edip salona geçerken

olan oldu ve sert bir şeye tosladım.

"Sonunda gecenin yıldızı uyanabilmiş."

Taehyung hemen tepemde dikilmiş, anlamsız bakışlarıyla beni su-

SÖZLEŞME⟭⟬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin