Gü
lümseyerek karşılık verdiğimde sevgi dolu bakışlarını üzerimde
gezdirdi.
"Ne zaman bırakacaksın?"
Adamın sesi de taehyung un ki kadar otoriter çıkmıştı. Gözlerim kadehini tutan parmaklarına kaydı, yüzük parmağında bir kaplan dövmesi vardı. Yanında kaç kişi çalıştırdığını merak ettim. Birak- maktan kastettiği acaba ben miydim? Taehyung un tepkisinden çekin- diğim için konuya da dahil olamıyordum.
"İşim ne zaman biterse ya da canım ne zaman isterse," dedi taehyung. Sesi sakindi ama karşısındaki adama her an yumruk ata- cakmış gibi de duruyordu.
"Daha ne kadar değerli olduğunu çözememişsindir belki de." Kadın ilk kez konuşuyordu, sesi kendinden emin çıkmıştı. "Dikkat et, yanından çalabilirler," diye ekledi adam. Üçü de
yanlarında olduğumu unutmuş gibilerdi. "Beni karşısına almak istemeyen insanlarla etrafim sarılıyken, deli cesaretiyle ortaya çıkıp aptallık yapan birkaç kişiyi ortadan kal-
dırmak benim için sorun olmaz." taehyung un sesi buz gibi soğuk, jilet kadar keskin çıkmıştı. Tehdit- kår sesi karşımızdakileri benim kadar korkutmuşa benzetiyordu. Kaslı kolları beni kendine bastırırken, burnunu saçlarımda hisset-
tim.
"Sen yine de dikkatli ol derim."
Taehyung, adama şöyle bir baktı. "Benim olan şeyi kimse elimden alamaz. Hele ki bedeninde benim simgem varsa ben yaşadığım müddetçe kimseye vermem," dedi ve beni de beraberinde götü- rerek yürümeye başladı. Gösterişli salona girdiğimiz kapıdan dışarı çıktık, otelin başka bir bölümüne doğru yürümeye başladığımızda, taehyung cebinden telefonunu çıkarıp birini aradı. "Otelin etrafındaki koruma sayısını iki katına çıkar. Otelin barının kapısına dört koru- ma gönder ve o orospu çocukları bu daveti terk edip gidene kadar
her hareketlerinden beni haberdar et," dedi.
Otelin bari neredeyse boştu. taehyung bara geçmemi işaret et tikten sonra yanımdan ayrıldı. Bar taburelerinden birine oturdum. Onun sinirini benden çıkarmasından korkuyordum. Otel guvenliği bardaki diğer insanları dışarı çıkarmaya başlamıştı. Ben de ayağa kalkıp taehyung u gormek için etrafima bakınarak kapıya yürümeye başladım.
"Nereye gidiyorsun?"
Taehyung un sesinin geldiği tarafa döndüm. "Sanırım barı kapatı-
yorlar." dedim
Elimden tutup az önce kalkhğım tabureye geri oturttu. "Bo- şaltmalarını ben söyledim. Sabaha kadar buradayız." O, barmenden içkisini isterken etrafima bakındım, bar tama- men boşalmıştı. "Neden?" diye sordum.
"Gereksiz birkaç insan kendini benden daha akıllı sandığı için."
Kadehindekini tek dikişte bitirip şişeye uzandı. Belli ki bu gece
her zamankinden sinirliydi. "Ben de ondan içmek istiyorum," diye.
rek elindeki şişeyi gösterdim. Kusursuz kaşlarını çatarak bana baktı. "Ağır gelmesin?" "Merak etme, daha önce de içtim." Bu, büyük bir yalandı.
Jimin ın yanında birkaç kez hafif alkollü bir şeyler içmiştim ama te-
kilanın tadını bile bilmiyordum.
Kaşları hayretle havalanırken, "Yanında kim vardı?" diye sordu. " Jimin. Benden iki yaş büyük olduğu için alkol almakta sorun
yaşamıyordu. Onun yanında içmem koşuluyla da tadına bakmama
izin veriyordu." "Bundan sonra alkol aldığını duymayacağım. Daha küçüksün."
"Sen benden çok mu büyüksün sanki."
"Evet, yedi yaş kadar," dedi.
Yirmi altı yaşında olduğunu da böylece öğrenmiştim. "Netice- de ikimiz de reşitiz, yani alkollü içki kullanmam yasalarca uygun," dedim ve bar tezgâhının üzerinde duran şişeye uzanmaya çalıştım. Şişeyi almamı engelledi. "Şu an benim kurallarım varken yasa-
lar kimin umurunda?"
Madem bu kadar inatçıydı ben de başka yollar denerdim. "Peki, sana bir teklifim var."
"Benimle yatmaya bu kadar hevesli olduğunu bilmiyordum."
Elindeki kadehi bitirdikten sonra bara sertçe bıraktı ve kravar ni çıkarmaya başladı.
"Dur, dur," dedim telaşla. "Üstünü başını hemen çıkarma, baş ka bir teklifte bulunacaktım." Kravatını da şişenin yanına bıraktı. "Ne saçmalıyorsun sen? Se
ninle burada sevişeceğimi falan mı sandın?" Ah salak jungkook! Durduk yere rezil oldun! Başımı önüme eğerker
konuşmaya çalıştım. "Soyunuyorsun sandım, ne yapayım..." "Kaldır başını. Madem seninle yatmamı istemiyorsun, o za
man teklifin ne?"
"içtiğim her bardak tekila için bana bir soru sorma şansın ola
cak. İçmek istiyordum, çünkü bugün alanları aklımdan çıkarmam
lazımdı. Hem o çakma sarışını, hem de o çifti. Alkol damarlarıma yayıldıkça beni rahatlatacak, düşünmemi engelleyecekti. Taehyung kısa bir süre yüzüme bakıp düşündükten sonra, "Ma- dem bütün gece buradayız ve benim yanımdasın, o zaman içebi-
lirsin," dedi.
Sadece birkaç soru soracaktı, ben de baştan savma cevaplar verecektim. Çok zor olmasa gerek diye düşündüm. Taehyung benim için tekila doldururken derin bir nefes alıp beklemeye başladım.
"Öğrenelim bakalım bana ne kadar uygunsun," dedi ve barda- ğımı uzattı.
.
.
.
.
🫣🫢🫡🫠