92.ᗷᓍ̈𝔩ᙀ̈𝘮

148 15 73
                                    

Uzun zamandır bamla ilgilenemiyordum. Doğrusu  taehyung onun bakımı için evdeki çalışanlardan birini görevlendirmişti ve hiçbir şeyi eksik değildi fakat  bam yine de en çok beni seviyordu. Ben de cuma akşamlarını ve hafta sonlarını  bamla ilgilenerek en güzel şekilde geçiriyordum.

Bugün de haftanın son günüydü. Yoğun derslerle geçen haf- tanin ardından iki günümü dinlenerek geçirmeyi planlıyordum. Saat altıya yaklaşırken  jessi Hanım akşam yemeğini çoktan ha- zırlamıştı.  Taehyung u bekliyorduk fakat o, ortalıklarda yoktu. Ben de kucağıma aldığım  bamla sessiz sakin televizyona bakarak vakit geçiriyordum.

Bir süre sonra evin kapısının çarparak kapandığını duyduğum-

da kucağımda  bamla ayağa kalktım.  Bamın  kıpırdamıyor ol- duğunu fark ettiğim de çoktan uykuya dalmış olduğunu anladım. Fazla sallamamaya özen gösterip yerdeki küçük yatağına bıraktim sırada  taehyung un salondan içeri girdiğini duydum. Yerden doğ- rulup yüzümü  taehyung a döndüğümde çığlık atmamak için ellerimle hemen ağzımı kapattım. İki şoku aynı anda yaşıyordum.

Birincisi,  taehyung un kucağında aylardır görmediğim küçük  jungkook duruyordu. İkincisi ise  taehyung un kanlanmış ve yaralanmış eliyd Bebek  jungkook kucağındayken yaralı elini ondan uzan tutuyordu. " jungkook!  Taehyung!" ilk olarak hangisini sormam gerektiğine karar

veremedim. "Neler oluyor?" Beynim ilk olarak hangisine yönel

mesi gerektiğinde karar kılamıyordu.

Taehyung elini hiç gündeme getirmeden  jungkook u bana uzattı. "Öz- lemişsindir dedim."

Taehyung un yanına ulaştığımda küçük  jungkook u hemen kucağıma bıraktı. Benim küçük bebeğim, görmeyeli bayağı bir büyümüştü ve tombulluğunu da kaybetmemişti. Hâlâ fazla tatlı ve güzeldi. Be bek  jungkook u n güzel kokusu burnuma dolarken yanağından özlemle öptüm. "Evet, özlemişim ama sana ne oldu?" diyerek, kanlı elini avucumun içine almaya çalıştım.

'Önemli bir şey değil' dercesine elini elimden hızla çekerken, ceketini çıkarıp eline aldı. "Kavga ettim." Neden hiç şaşırmadım acaba? "Onu anlayabiliyorum da ne-

den?"

"Sonra anlatırım. Duş alacağım."

Daha fazla soru sormama izin vermeden arkasını dönüp git- ti. Ben arkasından bakakalırken, bir koruma, omzunda bebek jungkook un eşyaları olduğunu tahmin ettiğim bir çantayla geldi. "   jungkook bey, bebeğin eşyaları burada."

Tamam, anlamında başımı salladım ama gözlerim  taehyung un merdivenleri çıkan sırtındaydı. "Şöyle bırakabilirsiniz," diyerek ka- pının kenarını işaret ettim..

Koruma, yüzüme bakmaktan korkarak söylediğimi yaparken,

"İyi akşamlar,  jungkook bey," dedi ve gitti.

Kucağımda beni izleyen bebek  jungkook dikkatimi çekmek isterce- sine  kıpırdandığında bakışlarım hemen ona kaydı. "Ne oldu, minik kuş?" Yüzümde güller açmıştı. Benim ona karşı sevecen konuşmam onu da güldürmeye yetmişti. "Sen yine  abinin evine mi geldin? Çok mu mutlusun? Evimize neşe mi getirmişsin?" Dayanamayıp tombul yanaklarından tekrar öptüğümde küçük gülücükleri içime huzur saçtı. Aklımın bir kısmı  taehyung da olsa da şu anda önceliğim bebek  jungkook daydı. "Karnını doyuralım mı? Aç mısın?" Ona söylediklerimi anlamasa da gülümsüyordu ve bu durum

beni de neşelendiriyordu. Ön dişlerinden birkaç tanesi tamamen

Cıkmişti. Kucağımda bebek  jungkook la yere eğilip çantasından biberon ve mamalarını aldım. Mamaların hiçbiri kullanılmamıştı. Anlaşılan  taehyung gelirken almıştı. Mutfağa geçip çaydanlıktaki suyu ocağın üzerine koyduğumda bebek  jungkook la oturup suyun kaynaması- mi beklemeye başladık. Su tam kaynıyordu ki  taehyung saçları biraz nemli, içeri girdi. Üzerindeki takım elbiseyi çıkarmış, yerine spor bir kıyafet giymişti.

SÖZLEŞME⟭⟬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin