Uzun zamandır bamla ilgilenemiyordum. Doğrusu taehyung onun bakımı için evdeki çalışanlardan birini görevlendirmişti ve hiçbir şeyi eksik değildi fakat bam yine de en çok beni seviyordu. Ben de cuma akşamlarını ve hafta sonlarını bamla ilgilenerek en güzel şekilde geçiriyordum.
Bugün de haftanın son günüydü. Yoğun derslerle geçen haf- tanin ardından iki günümü dinlenerek geçirmeyi planlıyordum. Saat altıya yaklaşırken jessi Hanım akşam yemeğini çoktan ha- zırlamıştı. Taehyung u bekliyorduk fakat o, ortalıklarda yoktu. Ben de kucağıma aldığım bamla sessiz sakin televizyona bakarak vakit geçiriyordum.
Bir süre sonra evin kapısının çarparak kapandığını duyduğum-
da kucağımda bamla ayağa kalktım. Bamın kıpırdamıyor ol- duğunu fark ettiğim de çoktan uykuya dalmış olduğunu anladım. Fazla sallamamaya özen gösterip yerdeki küçük yatağına bıraktim sırada taehyung un salondan içeri girdiğini duydum. Yerden doğ- rulup yüzümü taehyung a döndüğümde çığlık atmamak için ellerimle hemen ağzımı kapattım. İki şoku aynı anda yaşıyordum.
Birincisi, taehyung un kucağında aylardır görmediğim küçük jungkook duruyordu. İkincisi ise taehyung un kanlanmış ve yaralanmış eliyd Bebek jungkook kucağındayken yaralı elini ondan uzan tutuyordu. " jungkook! Taehyung!" ilk olarak hangisini sormam gerektiğine karar
veremedim. "Neler oluyor?" Beynim ilk olarak hangisine yönel
mesi gerektiğinde karar kılamıyordu.
Taehyung elini hiç gündeme getirmeden jungkook u bana uzattı. "Öz- lemişsindir dedim."
Taehyung un yanına ulaştığımda küçük jungkook u hemen kucağıma bıraktı. Benim küçük bebeğim, görmeyeli bayağı bir büyümüştü ve tombulluğunu da kaybetmemişti. Hâlâ fazla tatlı ve güzeldi. Be bek jungkook u n güzel kokusu burnuma dolarken yanağından özlemle öptüm. "Evet, özlemişim ama sana ne oldu?" diyerek, kanlı elini avucumun içine almaya çalıştım.
'Önemli bir şey değil' dercesine elini elimden hızla çekerken, ceketini çıkarıp eline aldı. "Kavga ettim." Neden hiç şaşırmadım acaba? "Onu anlayabiliyorum da ne-
den?"
"Sonra anlatırım. Duş alacağım."
Daha fazla soru sormama izin vermeden arkasını dönüp git- ti. Ben arkasından bakakalırken, bir koruma, omzunda bebek jungkook un eşyaları olduğunu tahmin ettiğim bir çantayla geldi. " jungkook bey, bebeğin eşyaları burada."
Tamam, anlamında başımı salladım ama gözlerim taehyung un merdivenleri çıkan sırtındaydı. "Şöyle bırakabilirsiniz," diyerek ka- pının kenarını işaret ettim..
Koruma, yüzüme bakmaktan korkarak söylediğimi yaparken,
"İyi akşamlar, jungkook bey," dedi ve gitti.
Kucağımda beni izleyen bebek jungkook dikkatimi çekmek isterce- sine kıpırdandığında bakışlarım hemen ona kaydı. "Ne oldu, minik kuş?" Yüzümde güller açmıştı. Benim ona karşı sevecen konuşmam onu da güldürmeye yetmişti. "Sen yine abinin evine mi geldin? Çok mu mutlusun? Evimize neşe mi getirmişsin?" Dayanamayıp tombul yanaklarından tekrar öptüğümde küçük gülücükleri içime huzur saçtı. Aklımın bir kısmı taehyung da olsa da şu anda önceliğim bebek jungkook daydı. "Karnını doyuralım mı? Aç mısın?" Ona söylediklerimi anlamasa da gülümsüyordu ve bu durum
beni de neşelendiriyordu. Ön dişlerinden birkaç tanesi tamamen
Cıkmişti. Kucağımda bebek jungkook la yere eğilip çantasından biberon ve mamalarını aldım. Mamaların hiçbiri kullanılmamıştı. Anlaşılan taehyung gelirken almıştı. Mutfağa geçip çaydanlıktaki suyu ocağın üzerine koyduğumda bebek jungkook la oturup suyun kaynaması- mi beklemeye başladık. Su tam kaynıyordu ki taehyung saçları biraz nemli, içeri girdi. Üzerindeki takım elbiseyi çıkarmış, yerine spor bir kıyafet giymişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZLEŞME⟭⟬
Fanfictionᴋᴇşᴋᴇ ʙᴇɴɪ ɪʟᴋ ᴊᴇᴏɴ ᴏʟᴅᴜɢ̆ᴜᴍᴜ ᴏ̈ɢ̆ʀᴇɴᴅɪɢ̆ɪɴ ᴢᴀᴍᴀɴ ᴏ̈ʟᴅᴜ̈ʀsᴇʏᴅɪɴ