𝙃𝙖𝙣𝙞 𝙨𝙞𝙯 𝙗𝙚𝙣𝙞𝙢 𝙢𝙤𝙘𝙝𝙞𝙢𝙙𝙞𝙣𝙞𝙯 𝙝𝙞𝙘 𝙮𝙤𝙧𝙪𝙢 𝙮𝙖𝙥ı𝙥 𝙛𝙞𝙘𝙧𝙞𝙣𝙞𝙯𝙞 𝙨𝙤𝙮𝙡𝙚𝙢𝙞𝙮𝙤𝙧𝙨𝙪𝙣𝙪𝙯 𝙗𝙚𝙣𝙞 𝙙𝙪𝙯𝙠𝙚𝙩𝙢𝙚𝙠 𝙙ı𝙨ı𝙣𝙙𝙖 * 𝙝𝙖𝙙𝙞 𝙗𝙖𝙠ı𝙮ı𝙢 𝙤𝙠𝙪𝙮𝙪𝙣 𝙛𝙞𝙘𝙧𝙞𝙣𝙞𝙯𝙞 𝙗𝙚𝙡𝙞𝙧𝙩𝙞𝙣
Karanlık, korku, sessizlik, boşluk ve ıssız sokakla çevrelenmiş savunmasız bedenim... Karşımdaki, yüzü görünmeyen adama yaşlı gözlerimle bakıyordum. Lütfen, bir bela da senden bulmayayım. Adam birkaç adım ötemde durup acele etmeden başındaki
kapüşonunu indirdi. "Bu sokak sizin gibi biri için pek tekin görün-
müyor?"
Sokağın karanlığında kömür siyahı görünen gözler yüzüme ba- karken, ses tonunda bir şey yakalamıştım. Farklı ve huzur verici bir tini... Boyu tahminen bir seksen görünen ve bir anda karşıma çıkan adam, bana tepeden bakmaya devam etti.
Taehyung gibi bir doğal afetin bedenime vuruşundan sonra, dış görünüşüyle tam zıttı görünen karşımdaki adama tepkisiz kalmaya devam ettim. "Bir de, üzerinizdeki kıyafetler fazla dikkat çekici." Gözlerim anında, evden paldır küldür kaçarken üzerimde olan
kıyafetlere kaydı. Pijamam ve terliklerim....
"Benim gitmem gerekiyor," dedim. Adım Guinness Rekorlar Kitabı'na, dünyanın en şanssız insanı olarak girmeye adaydı. Şu an, hiç tanımadığim bir insanla konuşa
mazdım. Karşımdaki adam, bana zarar vermeye çalışacak biri de- gildi. Bunu sesinden ve yüzünden anlayabiliyordum ama bir anda neden karşıma çıkıp, 'Yardım etmemi ister misin?' duruşunu sergi- lediğini anlayamıyordum.
O anda sokağın başından dönen bir erkek grubunun sessiz ve karanlık sokağı doldurdu. Gözlerim yolda düzgün yürüyeme- yecek kadar sarhoş olmuş bir avuç gence odaklanırken, ne tarafa kaçacağımı kestiremedim. Akılsız kafam ara sokağa kaçmama na- sıl onay vermişti? Hâlâ önümde duran adamı ve arkasından gelen sarhoş grubu yok sayıp, hızla arkamı döndüm ve zit yöne ilerleme- ye başladım.
"O tarafa gidersen evlerine gitmiş olursun."
Arkamdan gelen sakin sese döndüm. Ne yapmaya çalışıyordu? Sarhoş gençlerle aramızdaki mesafe gittikçe kapanırken, sarhoş olduklarından ve sokağın karanlığından dolayı bizi hâlâ fark ede- memişlerdi.
"Gel benimle, seni güvenli bir yere götüreyim. Sonra da ne is- tersen yaparsın."
Sesler artık daha yakınımızdan duyulmaya başladığı sırada adam elini bana uzatarak kolumdan sakince tuttu ve hızla iler- lemeye başladık. Sokağın ıssızlığında, yan yollardan birine dalıp daha da ıssız bir ortama ilerlerken, korkum üst seviyelerde gezini- yordu. Kafayı mı yiyordum ben? Nasıl olur da birkaç dakika önce tanıdığım bir adama uyup beni bilmediğim yerlere sürüklemesine izin veriyordum? Ya da neden bu kadar derin düşünüyordum ki? Hayatım zaten batmıştı. Bir de kolumdan tutam adam darbe atsa ne olurdu?
Kolumdan tutmayı bıraktı ve bir süre daha hiç konuşmadan yolumuza devam ettik. Güvenli sayılacak bir yere çıkmış olacağız ki durdu. Etrafıma bakınıp nerede olduğumuzu anlamaya çalıştım; boş ve terk edilmiş bir fabrikanın önündeydik. Burası mı güvenlly- di?
"Neresi burası?" diye sordum.
"Neresi olduğunun bir önemi yok." Omuz silkip bana bakan adam, gelmiş olduğumuz yolun aksini gösteren başka bir yolu işaret etti. "Şuradan ilerleyip beş dakika kadar yürürsen ana yola çıkmış olursun. Merak etme, burada pek fazla it kopuk da olmaz," dedi. Şaşkınlığım biraz daha artmıştı. Sarhoşların evi olan sokakta böyle birinin ne işi vardı ve benim gibi şanssız birine nasıl denk gelebilmişti? "Teşekkürler," diye mırıldandım. Sadece bu kadarı çıkabildi ağ-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZLEŞME⟭⟬
Fanfictionᴋᴇşᴋᴇ ʙᴇɴɪ ɪʟᴋ ᴊᴇᴏɴ ᴏʟᴅᴜɢ̆ᴜᴍᴜ ᴏ̈ɢ̆ʀᴇɴᴅɪɢ̆ɪɴ ᴢᴀᴍᴀɴ ᴏ̈ʟᴅᴜ̈ʀsᴇʏᴅɪɴ