SÖZLEŞME⟭⟬

32.𝕓𝕠̈𝕝𝕦̈𝕞

yerlerimize otururken  taehyung, "Dikkatli ol," diye fısıldadı.

Beni kıskanıyormuş gibi davranmasının tek nedeni açıkça orta- daydı, onun yanında çalışıyordum ve bedenimde onun simgelerini

taşıyordum. "ilk defa  taehyung un çalışanlarından birinin dövmesinin parma- ğından başka bir yere yapıldığını görüyorum."

Taehyung de ben de sesin geldiği tarafa döndük. Çakma bir sarışın itici bir şekilde sırıtıyordu. Üzerinde kisacik siyah bir elbise vardı ve altında nasıl bir surat olduğunu saklayan yoğun bir makyaj yap- mişti.

Taehyung un sesi düşüncelerimi dağıttı. "Hemen geri döneceğim. Bir yere ayrılma."

Masadan ayrılırken çakma sarışına iğrendiğini belli eden bir bakış atmayı da ihmal etmemişti. Onun uzaklaştığını fırsat bilen sarışın, "Şanslı  erkeksin," dedi. " Taehyung dövmesinin yerini hiç değiştir- mezdi. Sevgili falan misiniz?"

Taehyung a , beni bu kadınla yalnız bıraktığı için içimden küfreder-

ken gülümsedim. "Hayır, sevgili değiliz. Ben de emrinde çalışan

biriyim"

" Taehyung u tanıdığım kadarıyla çalışanı olan birini böyle bir dave te getirmezdi. Benden saklamana gerek yok, sana da bize davran diği gibi davrandığına eminim."

Beni hangi kategoriye dahil ettiğini anlamamış olsam da bir şeye dahil etmediğini anlamıştım. "Biz derken neyi kastedivor

sun?" Çakma sarışının suratındaki sevecen ifade kayboldu, yerini itici

bir ifadeye bıraktı. " Taehyung la yatanları ve ona zevk vermeye çalı şanları kastettim canım." taehyung un önceden seviştiği kadına ağzım bir karış açık bakar. ken şok olmuştum. İçimde anlamsız bir sızı belirmişti. Kıskançlığın verdiği ateşle, "İkimizi aynı gruba dahil edemeyiz, dedim. "Sen,

Taehyung a zevk veremediğin için hayatından atılanlar grubundansin.

Bense vücudumun her bir noktasıyla ona zevki tattıran kişiyim."

Karşımdaki çakma sarışın içten olmayan bir kahkaha attı. "Belli ki yaşından dolayı sana nazik davranmış ve sen de onu mutlu ede- bildiğini düşünmüşsün.  Taehyung un seks sırasında nasıl davrandığını hälä görmedin mi? Onun sertliğine dayanabilen en fazla bir hafta kaldı yanında. Bunu biliyor muydun?"

Çakma sarışın,  taehyung un hiç bilmediğim ve öğrenmeyi de iste- mediğim özelliklerini söylerken çok ciddi görünüyordu. Madem bir işe kalkışıp yalan söylemiştim, sonunu da getirmem gerekiyordu. "Yoksa sen de mi korkup kaçanlardansın?"

"Evet.  Taehyung un namini duyduğumda merak ederek bir gecemi ona verdim," dedi ve o geceyi anımsamış gibi gülümsedi. "Gerçek- ten de söyledikleri kadar acımasızdı yatakta."

Çakma sarışının ağzından çıkan her söz midemin bulanması- ni tetikliyordu. Son noktayı koyup yanından ayrılmak istiyordum. Hiç bilgim olmayan bir konu hakkında fazla konuşmuş ve yorum- da bulunmuştum. Bu kadarı yetmezmiş gibi  taehyung un seks hayatı hakkında da bilgi sahibi olmuştum. "Ah, tatlım, ne yazık ki  taehyung bana, fahişelerine davrandığı gibi davranmıyor," dedim ve masa- dan kalkıp salonda  taehyung u görmeye çalıştım ama anlaşılan çakma sarışın son sözü söylemekte kararlıydı.

Yanıma gelerek, " taehyung şu an seni eğitiyor ama altında inleye-

rek can vereceğin zamanlar gelecek, ensendeki dövme yüzünden

kendini fazla değerli sanma," dedi ve uzaklaştı

Kadının arkasından boş boş bakakaldım. Salon geldiğimizden daha kalabalıktı şimdi ve ben, lanet olası  taehyung u hiçbir yerde go- remiyordum. Az önce o çakma sarışınla aramızda geçenler yüzün den eve gidince kendime kizacak ve ceza verecektim. Ama önce başıma bu işleri açan  taehyung u bulmam gerekiyordu.

Salondaki herkes kılık kıyafetiyle ben zenginim diye bağırıyor. du resmen. Kalabalığı yararak ilerlemeye çalışırken  taehyung u gör- dum. Onun kadar şık bir adamla sohbet ediyordu. Yavaş adımlarla yanına ilerledim, konuşmasını yarıda kesmek istemediğim için bir adım gerisinde durdum. Geldiğimi hissetmiş gibi o da geriye bir adım attı ve elini sırtıma koydu. Karşısındaki adam beni şöyle bir suzdu. " Taehyung, her seferinde yanındaki biriyle çekiciliğine parıltı katıyorsun, "dedi.

Adamın iltifatına nazikçe gülümseyerek karşılık verdim. İçim- den de kim bilir nasil pis işler yapıyor diye düşünüyordum.

"Bulunduğum ortamda her zaman parlamayı severim, bilir- sin."  taehyung un ukalalığına gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Adam elindeki kırmızı şaraptan bir yudum aldı ve bacak-

larımdan başlayıp yavaş bir şekilde yüzüme kadar beni süzdü. Taehyung un sırtımdaki elinin gerildiğini hissedebiliyordum. "Evet, bil- mez miyim?" dedi adam. Sonra da, "Görüşürüz,  taehyung," diyerek yanımızdan uzaklaştı. "Orospu çocuğu, zorla tüm işlerinin içine ettirecek!" diye ho- murdandı  taehyung ve beni kendine çevirdi. "Sana masada bekleme-

ni söylemiştim." "Çakma sarışınına daha fazla dayanamadım."

"Bir şey mi söyledi?" Bir şey değil, pek çok şey söylemişti ama bunları ona anlatacak değildim. Yüz ifadesi değişmişti, sanki öğrenmemem gereken şey- leri öğrenmemden korkarmış gibi bir hal almıştı. "Hiçbir şey söyle- medi," dedim. "Artık gidebilir miyiz?"

"Bizi yan yana görmesi gereken kişiler henüz bizi görmedi Jeon, ."

Gözlerini benden ayırıp, cümlesinin içinde geçirdiği kişileri arar gibi etrafına bakındı. Böylece beni buraya neden getirdi diye düşünmeme de gerek kalmamıştı. "Kimi arıyorsun?" diye sordum. Madem buraya birileri bizi görsün diye gelmiştik, o halde onların kim olduğunu da öğrenmeye hakkım vardı.

Taehyung cevap veremeden başka bir ses duyuldu. "Demek döv menden yaptırdın."

Bakışlarımı yanımıza gelen çifte çevirdim. Kadın kırklı yaşları nın sonunda, adam da ellilerinin ortalarında gibi duruyordu. .  Taehyung kolunu belime doladi. "Evet, benim için çalışıyor," dedi. Adamın konuşmasına benden bahsederek başlaması garipti

Yüzüne dikkatle bakarak daha önce karşılaştık mı diye düşündüm.

Kadınsa bana içten bir şekilde tebessüm ederek bakıyordu.

Aaaaa acaba bunlar kim