Taehyung'un dün akşam gitmeden önce söylediği sözler ve boy- numda bıraktığı sıcaklığın etkisinden çıkamamıştım. Bana yaklaştı- ğı zaman ona dur diyecek gücü kendimde bulamıyordum. Öyle bir yaklaşıyor, öyle bir duruyordu ki, itiraz etsem de işe yaramayacağı- nı anlıyordum. Ve böyle düşünüyor olmam da saçmaydı.
Dün yaşadıklarımdan sonra hastane ortamı fazlasıyla sakin gelmişti. Öğle yemeği için seokjinle yemekhaneye giderken ne ka- dar suskun olduğu dikkatimi çekti. Onu böyle sessiz görmeye alışık değildim. Bir şeye morali bozulmuş gibi görünüyordu, sessizliğine eşlik eden bir de mutsuzluğu vardı. "Bir sorun mu var?" diye sor- dum.
"Yerken anlatırım," dedi. Yemeklerimizi alıp boş bir masaya oturduk. Derin bir nefes aldı. " chanyeol un cocuğu varmış."
Ağzıma götürmek için kaldırdığım kaşık havada asılı kaldı. chanyeol , seokjin in sevgilisiydi ama seokjini sevmediğini biliyordum. Ne zaman dışarı çıksak gözlerinin başkalarında olduğunu görü- yordum. Yine de bunu hiçbir zaman seokjine söyleyememiştim. Söylemeye çalıştığımda onu ne kadar çok sevdiğini anlatıp duru- yordu, ben de chanyeolun düzelmesini umarak her seferinde sessiz
kalıyordum. Çocuğunun olduğuna da pek şaşırmamıştım, sade seokjinin adına üzülmüştüm. "Nereden biliyorsun?" diye sordum
"Dün akşam sahile yürüyüşe çıkmıştım, parkta onu gördüm Yanına gittiğimde yüzü bir anda değişti, sonra da yanındaki ço ona baba dedi."
Ağlamamak için kendini tuttuğunu görebiliyordum. "Kötü muş." diyebildim sadece. Başka ne diyebilirdim ki, boş ver, kafan takma da denmezdi ki.
"Jungkook, jhope Bey ameliyathanede bekliyor, hemen gelme
lazım."
Sesin geldiği tarafa döndüm, ameliyathane görevlisi olan yemekhanenin kapısında durmuş, bana el sallıyordu. Koşturmus olacaktı ki nefes nefese kalmıştı. Başımla onayladıktan sonra seokjin
'e, "Çıkışta beni bekleme," dedim. "Muhtemelen geç çıkarım Yorgun sesiyle, "Tamam, sonra görüşürüz," diye cevaplarke yüzündeki mutsuzluğa içim acımıştı.
Tahmin ettiğim gibi ameliyat uzun sürmüştü, işimiz bittiğinde saat, altıyı birkaç dakika geçiyordu. Üzerimi değiştirmek için so yunma odasına geçtim, herkes çoktan gitmişti. Hizla hazırlanıp odadan çıktım. Geçen hafta malum durumlardan dolayı antren mana gidememiştim, biraz çalışmak iyi gelebilirdi. Hastaneden
çıkmak üzereyken jhope Bey önüme çıktı. "Dünkü olaydan sonra konuşamadık. İyi misin?"
O konuyu konuşmak istemiyordum, eğer konuşacak olursam gözlerimin dolacağının farkındaydım. Ama jhope Bey gayet iyi görünüyordu. Sanki dün yasal olmayan bir şey yaparken genç bir adam ellerinde ölmemiş gibiydi. "Daha iyiyim," dedim ve uzatmak
istemediğim için yürümeye devam ettim. "Gideceğin yere bırakayım," diye seslendi arkamdan.
Gülümsemeye çalışarak başımı iki yana salladım. "Spor sale nuna gidiyorum, çok uzakta değil, teşekkür ederim."
"Salon nerede?"
"Birkaç sokak aşağıda, Gece Sokağında."
Yüz ifadesi değişmişti. "Tamam, dikkat et kendine," dedi. "İyi akşamlar," diyerek tekrar yürümeye başladım. Birkaç da- kika sonra telefonum çaldı, tanımadığım bir numara arıyordu "Efendim?" dedim.
"Nereye gidiyorsun?"
Artık aşina olduğum o sinirli ses soruyordu bu soruyu. "Neden soruyorsun?"
"Bana cevap ver!" "Spora gidiyorum."
"Gitmiyorsun. Hemen evine git."
Dişlerinin arasından tislayarak konuştuğunu anlayabiliyordum. Bir haftadır hayatımda olmasına rağmen nereye gittiğim, nerede oturduğum, ne yaptığım onu ilgilendiriyormuş gibi davranıyordu. Bu tavırları canımı sıkmaya başlamıştı. "Spora gitmek istiyorum ve gidiyorum. Bunun için senden izin almama gerek yok," dedim. Ben de sinirlenmiştim ve telefonu suratına kapattım. Ama on saniye bile geçmeden telefon yeniden çaldı. Kararlıydım, spora gidecek- tim ve onun sinirli sesini şu an duymak istemiyordum. Bana her istediğini yaptıramazdı. Telefonu açmamıştım ama bu, mesaj gön-
dermesine engel olmamıştı. 'Eğer o spor salonuna gidecek olursan oraya gelir, canın çıkın caya kadar seni çalıştırır, onunla da yetinmeyip akşam bir de be nim için çalışmanı sağlarım."
Mesajı okurken yürümeyi kesmiş, olduğum yerde kalakalmış- am. Piç herif! Spor salonunu bulamama gibi bir ihtimal yoktu ve söylediklerini yapacağından da emindim. Pis işleri için hayatıma burnunu soktuğu yetmiyormuş gibi, özel hayatıma da karışıyordu. Ondan korkuyordum, başıma daha fazla şey gelmesini de istemi- yordum. Bu yüzden kararımdan vazgeçip evime doğru yürümeye başladım.
Kurt gibi acıkmıştım, eve girer girmez yemek hazırlamaya gi- riştim. Karnımı doyurduktan sonra da bir bardak meyve suyu alip odama geçtim. Kitabımı alıp yatağıma uzandım, keyif yapacaktım ama bir süre sonra günün yorgunluğuyla gözlerim kapanmaya başlamıştı. Boş bardağı komodinin üzerine koydum ve kendimi uy- kunun kollarına bıraktım.
Gözlerimi tekrar açtığımda hava çoktan kararmıştı. İçeride ışık açık olmadığı için hiçbir şey göremiyordum. Uyku sersemliğiyle ayağa kalktım, boş bardağı da elime alıp odanın kapısına doğru yürüdüm. Kapıdan çıktığım anda biriyle çarpışmam bir oldu. Elim- deki bardağı can havliyle karşımdaki karaltıya fırlattım. Acıyla inle- mesine bakılırsa denk getirmiştim. Sokak kapısına doğru bir hamle yaptım ama saçımdan kavradığı gibi beni geri çekti. Acının ve korkunun etkisiyle avaz avaz bağırmaya başlamıştım. Çok geçme
den elinin bin ağzımın uzerine kapandı, salona girip beni yere sa vurdu Gözlerim karanlığa alışmaya başlamıştı, sokak lambas siginda onu seçebiliyordum. Uzun saçları, kırlı sakali, karanina kopkovu gorunen gözleriyle dehşet vericiydi Yuzume sert bir to kat indirdi, dengemi kaybedip başımı sehpaya çarphim, hissettim acı dayanılmazdı. Acıyı gormezden gelmeye çalışarak verde ger gen gitmeye başladım O da üzerime gelmeye devam ediyordu. B anda ikinci bir karaltı belirdi, saldırganın tam arkasında duruyor du. Onu ensesinden tutarak kendine çevirdi ve suratının ortasına yumruğunu indirdi. Saldirgan şimdi yerdeydi, üzerinde siyah takim elbise olan kurtarıcım da yanı başına diz çökmüştü. Cebinden ç kardığı kelepçeyi bileklerine geçirdi.
"Jungkook bey , iyi misiniz?" Bilincimi kaybetmemeye çalışırken bu yabancı adamın adımı nereden bildiğini merak ettim. Adam cevap verebilecek durumda olmadığımı anladığında konuşmaya devam etti. "Ben, taehyung Bey'in çalışanıyım."