Arkadaşlar... koyduğum sınırlar o kadar hızlı doluyor ki en sonunda elimde bölüm kalmayacak dkndkd kitabı paylaşali 21 gün oldu ve 40 bölüm olmuşuz. Elimden geldiğince de bu şekilde devam edeceğim ama artık sınırı yükseltmek zorundayım. Veya artık hiç sınır olmayacak. Çünkü artık bende zorlanmaya başladım ve 1 yılda beş kurgu atarak çok yaşlandım çok...
🌟Sınır: 600 oy.🌟
-Kemal hoca öndeydi. Bana bir an bile olsun bakmadan ofisin kapısını kapattı ve stor perdelerini indirdi.
Do you get deja vu?
Esat ise beni görmesiyle ilk gözleri kocaman büyüdü ardından da kaşları çatıldı. Yüz ifadesinden anladığım kadarıyla biraz gergindi.
Hassiktir! Yoksa Kemal hoca kızlar lavabosu mevzusunu mu öğrendi?!
"Oğlim otur sen şuraya," Kemal hoca karşımdaki sandalyeyi Esat'a doğru kastettikten sonra 360 derece dönen sandalyesine doğru kendisini bıraktı ve nihayetinde bana doğru döndü. "Kızim!" Korktum lan!
"Efendim hocam!" Dedim can havliyle.
Esat bana bakmıyordu bile.
"Senin burda ne işin var kızim?!" Diye sordu Kemal hoca tepkiyle. Ee sen böyle bağırıp durursan altıma işerim lan!
"Hocam-" tam anlatmaya hazırlanıyordum ki elini havaya doğru Recep İvedik misali kaldırdı susmamı kastedermiş gibi. Anında çenemi kapatıp sustum. "Sen biraz bekle kızim."
Ardından Kemal hoca Esat'a doğru döndü ve "soyun." Dedi.
N-Noluyor lan?
İçim bir tuhaf olurken Esat'ın yüzündeki ciddiyet ise beni bitiriyordu. Esat sinirle çenesini sıktı ve elini cebine attı. Bir sigara paketini Kemal hocanın masasının üzerine bıraktı.
Anında gözlerim hayretle aralandı ve ona doğru baktım. Esat ise hâlâ ve hâlâ bana bakmıyordu.
"Devam et," dedi Kemal hoca bu sanki onu tatmin etmemiş gibi. Esat gözlerini devirdi ve bu kez de çakmağı bıraktı masanın üzerine.
Kemal hoca Esat'a doğru burnunu kıvırarak baktı ve "bu mudur?" Diye sordu tepkili bir şekilde. "Oğlim valla elimden bir kaza çıkmadan soyup soğana çevir kendini."
Esat yutkundu ve bu kez de cebinden koka- şaka şaka o kadar da değil.
Esat telefonunu da masanın üzerine bıraktıktan sonra başka bir şeyin olmadığını kastedermiş gibi arkasına doğru yaslandı. Maşallah cebin de cepmiş be Esat. İçinde bir ben eksiğim.
Kemal hoca masanın üzerine bıraktıklarına doğru şöyle bir baktı ve "serseri," diye mırıldandı. "Serseri seni serseri! Bir de hiç utanmadan önüme seriyor!"
Esat ise öylece tepkisizce duruyordu.
"İlikle şu gömleğini." Dedi Kemal hoca sıkıntıyla. "Valla ne sorunlu çocuksun oğlim ya. 7 farkı bul bulmacası gibisin. Yetişemiyorum anasını satayım!" Kemal hoca noluyor sakin lan.
"Kusura bakma hoca." Esat bunu söyler söylemez "artık gidebilir miyim?" Diye sordu. Nereye yaaa?!
Kemal hoca buna resmen götüyle güldü. "Sen gidersen ben ne yaparım oğlim?" Ellerini iki yana doğru açıp gür bıyıklarının ardından güldü. "İşimi sana borçluyum. Ne de olsa sen bu ofise gelmesen burada bulunmamın anlamı ne?" Esat işveren de oldu ya, tamamdır.
Tabii şaka maka içimden hâlâ kızlar lavabosu mevzusu geçmiyor değildi. Acaba Kemal hoca-
"Yağız," dedi Kemal hoca ciddi bir sesle. "Efendim," diye yanıtladı Esat.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELANKOLİ
Teen FictionSevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için çok geçti... 🍷 #1-mizah, 09.08.23 #1-macera, 09.08.23 #1-romantik, 09.08.23 #1-aksiyon, 09.08.23 #1...