3.6

107K 7.8K 1K
                                    

🚫KİTAP REKLAMI YAPMAK YASAK🚫 50 tane aynı mesajı atıp beni ve okuyucularımı rahatsız etmeyi bırakın artık!

Neyse öhöm öhöm. İyi okumalar. 🌟sınır: 300 oy.🌟 (indirim yaptım hemen dolsun diye)
-

Sınıfta, sırada oturmuş bir şekilde sinirli sinirli önümdeki matematik soru bankasına doğru bakıyordum. Sahi... bu soru bankası nereden geldi lan?

"Hey!" Birden önümde beliren Kahraman'la irkildim. "Yine mi benim sıramdasın ya?" Deyip kollarını çaresizce iki yana doğru açtı. "Herkes kendi köyüne giden otobüse binse, her şey daha iyi olmaz mı?" Ne alakası var be?

Kahraman'ın sırasından çıkıp kendi sırama doğru yönelmeye başladım. Ardından oturdum ve kollarımı masaya güzelcene yerleştirip kafamı da üstüne koydum.

Ele hoş.

Ve işte o an Neva'nın sesini işitip kafamı geri kaldırdım. "Noluyor ya?" Deyip yanımdaki boş yere oturduğunda başımı aynen Rumeysa gibi eğdim. "Neden birden yanımızdan ayrılıp gittin?" Gözlerimin içine itinayla bakmaya çalıştı. "Kız yoksa bir şey mi oldu?"

"Yo," deyip omuz silktim. İnanmamış gibi yüzünü ekşitti. Sahi, ben de inanmazdım buna.

Ama ne olduğunu ben bile bilmiyordum ki? Birden sinirlerim bozulmuştu işte.

"Kızlar, Kemal hocaya anlatma konusundan vazgeçti."

Neva'nın bu söylediğiyle alayla güldüm. "Esat sağolsun. Bir kelimesiyle etkiledi tabii Deren'i. Deren de hepinizi."

"Nasıl yani?" Diye sordu Neva.

"Esat, Deren'e öyle güzel gülümsedi ki..." aklıma yeniden gelmesiyle gözlerimi sinirle yumup açtım. "Ee kız ne yapsın? Anında düştü anasını satayım!"

Neva birden duraksadı ve "nedir bu melankoli tavırların?" Diye sordu şaşkınca. "Esat mı soktu yoksa seni bu melankoliye?"

Sorduğu bu soruyla birden gözlerim karardı, başım döndü. Mideme koca koca kramplar girdi. Tam serum yiyip fotoğrafını atmalık valla.

"Nereden çıkardın?" Ne yapacağımı bilemez bir şekilde çantamı önüme çekip birkaç kitap çıkardıktan sonra sıranın üzerine yerleştirdim. Ardından çantamı geri arkama bırakıp önüme döndükten sonra çiçek oldum.

Çiçek oldum?

Neva bana doğru şaşkınca baktıktan sonra koca bir kahkaha patlattı. Ona doğru istemsiz döndüğümde "anladım!" Diye coşkulu bir şekilde gülmeye devam etti. "Seni senden iyi tanıyorum be kızım!"

"Neyi anladın?" Diye sordum korkuyla. Yemin ederim ki korkuyordum da.

Birden yüzündeki ifadeyi silip ciddiliğe büründükten sonra etrafa doğru temkinli bir bakış attı ve bana doğru yanaştı. "Kemal hocanın ofisinin önünde senle Esat'a bakıyordum da..." birden heyecan katarmış gibi duraksadı ve tekrardan etrafa doğru bakınıp kaldığı yerden devam etti. "Sürekli birbirinize kaçamak bakışlar atıp duruyordunuz." Göz kırptı. "Hayrola, bilmediğimiz bir şey mi var?"

Benim arkadaşım hani yarım akıllı godzillaydı?!

"Bakıyorum da ekonomiyle birlikte zihnininde de gelişmeler yaşanmış." Bu halde bile espri yapabildim ya, güler misiniz?

Komik değil miydi? Peki.

Neva gözlerini devirdi ve koluma sert bir şaplak geçirdi. "Ya kızım konuyu değiştirip durmasana! Hâlâ neyi inkar ediyorsun? Üstelik ben senin neye sinirlenip sınıfa geldiğini de çok iyi biliyorum."

"Nedenmiş?" Diye sordum merakla.

Sinsice gülümseyip söyledi, "Esat ve Deren'i, demin kendi ağzınla da itiraf ettiğin gibi kıskandın." İşte bu bardağı taşıran son damlaydı!

"Yeter!" Diye haykırdım aynı Flash tv'deki çamaşır makinesine hallenen dayı gibi. "Bu saçmalık! Biliyorsun ki ben Yağız'ı seviyorum. Sadece Deren'e sinir oldum. Sırf Esat'a düştüğünden dolayı davamızdan vazgeçti!" Babababa.

Neva buna resmen götüyle güldü. "Onu bunu bilmem ama son zamanlarda farkında mısın, hiç Yağız'dan bahsetmiyorsun." Bir anlık duraksayıp düşünmeye başladım. Cidden lan.

"Peki 'son zamanlar'dan kastım ne biliyor musun?" Diye devam edip son noktayı koydu Neva. "Esat hayatına girdiğinden beri!"

Neva'cım acilen fabrika ayarlarına dönmen gereken konular var. Yoksa senin zeka bana ibret olsun diye mi şov yapıyor şu an?

"Bu saçmalık." Tekrardan bunu söyleyip kafamı olumsuzca salladım. Aynı zamanda dosdoğru önüme doğru bakıyordum. "Bu saçmalık."

"Psikolojik sorunların mı var kızım?" Diye çığırdı Neva sinirle. "Ne diye aynı şeyi sayıklayıp duruyorsun?"

"Bu saçmalık." Sanırım kafayı yedim!

İyi de ben... gerçekten de Esat'a karşı bir şeyler hissediyor olabilir miydim? Tamam, demin gerçekten de Deren'le olan olaya ucundan, azıcık böyle kıyısından sinir olmuş olabilirim ama başka bir nedenden. Deren'in davamızdan vazgeçmesinden?

At yalanını s-

Ulan dava mı kaldı ortada.

"Yağız'la aranız nasıl peki?" Diye sordu Neva şüpheci bir tavırla. "Ona yazmaya devam ediyor musun bari? Hani onu seviyormuşsun ya."

"Evet," dedim ve aklıma gelmesiyle istemsizce güldüm. "Bana 'kanka' dedi."

"Nee?!" Neva'nın ağzı hayvan gibi açılırken kafamı onaylarcasına salladım. "Valla bana 'kanka' dedi."

Ardından Neva duruldu ve "peki neden önceden bana bunu anlatmadın?" Diye sordu.

Omuz silktim. "Çokta önemli bir şey değil de ondan."

Ha?

Ve işte o an, Neva'yla yaşadığımız bakışma çok şey anlattı.

Neva zafer kazanmış gibi yumruğunu sıraya geçirip "işte bu kadar!" Diye haykırdı. "Demiştim! Bak işte Yağız'ı unutmuşsun! Eğer onu sevseydin onun sana 'kanka' demesini takıyor olurdun. Ama baksana, hiç umurunda bile değil. Hatta bu olay senin için o kadar önemsizmiş ki, ben sormadan anlatmadın bile!"

Ha?

Neva suratıma doğru gülmeye devam ediyordu. Ben ise tepkisiz bir şekilde olanları düşünüyordum.

Neva haklı olabilir miydi?

Ben gerçekten de Yağız'ı unutmuş ve Esat'tan mı hoşlanmaya başlamıştım yani?!

-
***günün ikinci bölümünü de atabilirim. Kıyamıyorum lan size. Siz de bana kıymayın yıldıza basın yumrugu kırın ekranı ki çabuk gelsin klxnsisb

MELANKOLİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin