5.6

79.4K 5.3K 3.5K
                                    

Yine bir destan yazı yazıp da neden oy vermediğinizi sorgulamayacağım. Önceki bölümün sınırı dolmadı bile.

Sınır: 1k oy.
-

Sabah ilk dersimiz matematikti ve ben de esneye esneye bir hâl olmuştum. Emekli olması gereken konular olan ama itinayla konu anlatmaya devam eden matematik hocamız ise sadece tahtaya bakarak dersi anlattığından dolayı ders asla zevkli geçmiyordu. Ben ise dünü düşünüyordum, annemin attığı o mesajı. Ki zaten bu nedendendi uykusuzluğum.

Mesajına asla cevap bile vermeden engellemiştim onu. Çünkü ben ona cevap vermedikçe daha çok yazmaya başlamış, beni delirtmeye devam etmişti. Aslında beni delirten bizi yargılamasından çok beni arayıp sormayan birinin sırf onu cümle aleme rezil edeceğim diye direkt yanıbaşımda belirmesiydi.

Maalesef ki annelik kızını sevgilisiyle öpüştüğünü öğrenip azarlamak değildi. Mesela onu başka bir adam uğruna terk etmemekti.

Matematik hocamız tahtaya bir soru yazdı ve çözmemiz için bize bir süre tanıdı. Soruyu aklımdan çözmeye çalışırken Yağız'ın ofladığını duyduğum gibi dikkatim dağıldı.

Bu kafadan kontağı bir zamanlar sevdiğime inanamıyorum. Her şey dış görünüş değilmiş kızlar. Akıl sağlığı da çok önemliymiş. Ancak ikisini birden buldunuz mu da tadından yenmiyor ama. Mesela Esat'ım da Esat'ım.

Onu takmadan sorunun çözümünü düşünmeye devam ettim. Derken sadece benim duyabileceğim bir küfür ettiğini duyar duymaz kaşlarım istemsiz çatılmak zorunda kalmıştı. 'Sürtük' demişti.

Ona doğru anlamak istercesine bakmaya devam ettim. Birden kafasını defterden kaldırıp bana sinirle baktı ve bu hareketi sonrası kaşlarımı kaldırdım. "Kime dedin sen onu?"

"Sana ne bundan." Deyip geri önüne döndü.

Hasbinallah.

"O zaman içinden konuş." Dedim sinirle. "Duyamayacağım bir şekilde."

"Duyma o zaman sen de." Hafif tepkili çıkan sesi sonrası geri defterine bakmaya devam etti. "Bir de seninle arkadaş olacağımı sanmıştım." Alayla güldü. "Cringesin."

Bak bak geldiler bana yine.

"Hayrola ben sana ne yaptım?" Diye döndüm ona. "Bir sorunun varsa doğrudan yüzüme söylesene. Kendi kendine mırıldanıp durma."

Güldü. "Silgimi aldığın için şu an defterimi silemiyorum mesela." Elindeki kalemi sertçe sıraya yapıştırıp sırada dikleşti. "Silgim olmadığı için de soruyu doğru dürüst çözemiyorum."

İnanamazcasına ona doğru baktım. "Ha ben bunun için sürtük oldum yani."

"Ne?" Kaşları çatıldı. "Sana öyle bir şey demedim ben. Tabii üstüne alınmak istersen orası ayrı konu ama."

Allah'ım çok bir şey istemiyorum senden. Sadece canı gönülden bir sabır.

Yok mu sabır? Peki.

"Boklu silgin bende falan değil!" Birden sesimi yükseltmemle birkaç kişi dönüp bize doğru bakmıştı. Kontrolü yeniden sağlayıp gözlerimi sinirle yumup açtım. "Sal beni artık. Sal!"

"Ben de seni iyi bir kız sanmıştım." Gözlerini devirdi. "Kanka bile olmuştuk sözde."

"Yahu ben senin kankan mankan değilim konuşma benimle ya!"

Bana doğru hayretle bakıp tekrardan bir şeyler mırıldanıp durdu. Sanırım hâlâ küfür ediyordu Allah'ın cezası.

Ellerimi yumruk yapıp havaya kaldırdım. "Yağız sus bak vallahi çakacağım ağzına bir tane."

MELANKOLİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin