2.5

113K 7.1K 2.8K
                                    

Sınırı doldurduğunuz için teşekkür ederim mango frappucinolarim. Şimdiki sınırımız 40 oy. Hemen doldurup diğerini okuyalım olur mu? 😙
-

Ertesi gün okulun bahçesine ayak basar basmaz Esat, Ayaz ve Çağrı'yı bir arada görür görmez durakyıp onlara doğru şaşkınlıkla baktım. Çünkü Esat okul kıyafeti giymişti.

Uzaklaştırma cezası bitmiş miydi yani?!

Esat'ın bakışları da beni bulurken birden gevşekçe oturduğu banktan kalktı ve bana doğru yürümeye başladı.

Bana doğru mu geliyor yoksa ben mi yanlış anlıyorum?

Arkama döndüm. Kimse yok. Sağıma soluma baktım, tamamen bağımsız kişiler.

En sonunda Esat önümde durdu ve elleri cebinde bir şekilde bana yukarıdan baktı. "O işe yaramaz antibiyotiği gördün mü?"

"Ne?" Şaşkınlıkla bakakaldığımda "seninki," diye tek kaşını kaldırdı imayla. "Adaşım."

Her gün Yağız'a çeşit çeşit takma isimler takmayı ne zaman bırakacak acaba?

"Görmedim." Deyip kollarımı önümde kavuşturdum. "Farkındaysan okulun bahçesine bile yeni ayak bastım." Ardından kafama dank etmesiyle yüzümdeki ifade silindi. "İyi de neden Yağız'ı arıyorsun ki?"

Dudaklarını bilmiyormuşçasına büzdü ve omuz silkti. "Hiç, bir hâl hatır sorayım dedim."

Sanırım aldığı uzaklaştırma bile aklını başına getirmemişti. Bu nasıl bir çocuktu böyle?

Tam da o an okul bahçesine giren Yağız'ı görmemle bakışlarım ona doğru kaydı.

Tam isabet anasını satayım.

Yemin ederim ki bu ikisi birbiri için yaratılmış.

Yağız, beni görmesiyle tam gülümseyecekti ki yanımdaki Esat'ı fark etmesiyle duraksadı ve kaşları çatıldı.

Şimdi tüm dikkatim Yağız'daydı. Aramızda yeni yeni oluşan bir muhabbet vardı ve son zamanlarda karşıma sürekli Esat'ın çıkmasından sebep pek onunla ilgilenemiyordum. Tabii kendisi de yazabilirdi ama yapmıyordu işte. Benim hakkımda ne düşündüğünü ise çok merak ediyordum.

Yağız yoluna devam etmeye başlayıp umursamaz bir tavırla tam yanımızdan geçiyordu ki Esat birbirine bastırdığı dudaklarını çözdü ve ondan beklenilecek bir hareket yaptı. "Bir baksana sen."

Sabır dilercesine ellerimi havaya doğru açtım ve Yağız'a doğru döndüm. Yağız da ters bir şekilde Esat'a doğru bakmaktaydı. Ayaz ve Çağrı da şimdi banktan kalkmış ve yanımıza doğru gelmişlerdi.

Eyvah. Bunları ayırabilen bir Atlas var gurban olduğum dünyasında. Acaba nerde şu an?

Direkt telefonumu elime alıp Atlas'ın numarasını bulduktan sonra aramaya başladım. Ama 'aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor' zırvalığını duyduğum an yüzüne kapattım.

Evet, konuşan karının yüzüne kapattım.

Yağız onlara doğru sert bir bakış attı ve kasılan çenesi eşliğinde Esat'a doğru yaklaştı. "Baktım?"

Ayaz ve Çağrı, Bodyguard gibi Esat'ın sağını solunu kollarken Esat da öne çıktı ve Yağız'la arasındaki mesafeyi kapattı.

Hassiktir öpüşecekler gibi duruyor?!

Esat biraz daha Yağız'dan uzun olduğu için burnunu havaya doğru kaldırdı ve işaret parmağıyla Yağız'ın omzunu hafiften iteledi. Yağız bunun etkisiyle hafiften o tarafa doğru döndü ve alayla gülümsedi. Ben ikisine doğru hiçbir şekilde, hiçbir şey anlayamaz bir şekilde bakarken "yarışmanın sonuçlarının açıklanacağı tarihi iple çekiyorum," deyip gülümsedi Esat aynen Yağız gibi.

"Nedenmiş o?" Diye sordu Yağız.

"Çünkü hakkım olan o çocuk çadırını alacağım senden."

"Nerden senin hakkın oluyormuş?" Yağız'ın sorusu sonrası arkadaşlarına bakıp gülen Esat, "bu çocuk komedyen diyorum inanmıyorsunuz bak." Deyip tekrardan Yağız'a doğru döndü. "Israrla çalmadığını söylüyorsun ya hâlâ, yemin ederim ki yüzünü pane harcına çeviresim geliyor."

Yağız kendinden emin bir şekilde "ben kimseden bir şey çalmadım," dedi. "Tüm okul benim nasıl bir karakterde öğrenci olduğumu bilir. Bana attığın iftiralara bir son ver artık."

"İftira mı?" Esat kafasını hafiften yana doğru eğerken "üstelik hediyeler benim umurumda bile değil," diye devam etti Yağız. "Ben sadece okulumu gururlandırmak istiyorum."

Yağız'ın söylediği bu şey sonrası beş saniyelik derin bir sessizlik oluştu ve Esat, Ayaz, Çağrı üçlüsü sağlam bir kahkahayı bastı.

"Bir de okulun bahçesine havuz da yap." Ayaz ve Çağrı alayla gülerken "kantinde de indirim olacak mı bari?" Diye devam etti Esat. "Okulda daha başka nasıl planlarınız var, biraz daha açar mısınız Yağız bey?"

"Sen geç dalganı." Yağız sinirli bir ifadeyle tam yoluna devam ediyordu ki Esat hızla kolunu onun önüne atıp buna engel oldu. "Ben sana git dedim mi?"

Yağız derin bir nefes eşliğinde ona doğru döndüğünde "seni bir daha uyarmayacağım," dedi Esat oldukça ciddi bir ifadeyle. "Bak benim şiirimi çaldın, inkar ettin bunun yüzünden haksız yere okuldan uzaklaştırma aldım, ve hâlâ inkar ediyorsun hadi ona da tamam. Ama ortada maymun maymun dolanmana asla izin vermem. Yok okulun gururuymuş yok buymuş şuymuş var ya seni-"

Esat tam devam ediyordu ki beni sanki yeni fark ediyormuş gibi duraksadı ve havaya kaldırdığı ellerini Yağız'ın okul üstündeki yakaya yerleştirip üstünkörü düzeltti. "Anladın mı?"

Yağız onun ellerini hızla kendi yakasından indirdi ve arkasına bile bakmadan olay yerini terk etti. Esat bir süre diliyle üst dudağına vura vura onu seyrederken kendimi daha fazla tutamadım ve "Esat," deyip aramızdaki mesafeyi kapattım. Bu hareketim onun istemsizce gerilmesine yol açarken gözleri kocaman açıldı. "N-ne?"

Kekeledi mi yoksa bana mı öyle geldi?

"Artık buna bir son ver," deyip yapmacıkça gülümsedim. "Kendini dışarıdan bir görsen var ya, bir çocuğu okulun girişinde çıkışında bekleyecek kadar neyin kafasını yaşıyor olabilirsin?"

Yüz ifadesi anında değişirken son kurşunumu da attım. "O kadar iticisin ki!"

Tabii onunla böyle konuşma cesaretini aramızdaki biraz oluşmuş garip ilişkiden alıyordum. Benimle kavga edeceğini düşünmüyordum, ki zaten öyle birine de benzemiyordu. O yüzdendi bu rahatlık. Yoksa hâlâ benim için korkutucu biriydi. Nasıl da Yağız'ımın canını yakmıştı hain Esat.

"İtici miyim?" Sorusunu sadece ben değil, o bile zar zor duymuştur büyük ihtimalle.

"Evet öylesin!"

Ardından arkama bile bakmadan yanından ayrıldım.

-
***unutmayin sınır: 40 oy.

Üstelik Ece'ye sinir olabilirsiniz normaldir ama aşktan gözü kör olmus bizim onu açmamız lazım sadece az kaldı merak etmeyin dknxkxnd

MELANKOLİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin