MELANKOLİ

5.9

MEDYA: Esat modeli nerde diye linc edildi. Her ne kadar ona bir model seçmesem de çoğu kişi toplastik bu beyefendide karar kıldık. Keko Esatimizin temsili modeli medyadadır. Neden bu çocuk demeyin, en keko olanı buydu ona özen göstererek seçtik ister beğenin ister beğenmeyin temsili model bu ksmxodkjxidjdk

🌟SINIR: 1k🌟
-

Gerçekten de çok güzel bir gün geçirmiştik. Esat'ın şirinlikleri, dombili yeğeninin tatlılığı ve tabii ki de... biz!

Tabii Ece'nin Esat'ın kucağına kustuğunu hesaba katmazsak her şey çok güzel geçmişti. Neyse ki o da kapanıştaydı ve asansörle yukarı çıkarken gerçekleşmişti. Esat'ın surat ifadesini görmeniz lazımdı yalnız. Donuk bir şekilde asansörün katlar arasında yükselişini seyretmişti.

Velhasılıkelam sabah oldu ve gözlerim güneşli bir sabaha cin gibi açıldı. Amerika dizilerindeki bembeyaz odada uyanan başrol kadın gibi yatağımda oturur pozisyona gelip kollarımı iki yana doğru açarak gerindim. Ama ne yazık ki yatak odama elinde tepsiyle girecek bir Michael bulunmuyordu.

Umarım sen de o tür Michaellar'dan olursun be Esat'ım da Esat'ım.

Örtümü üzerimden attım ve doğruca duşa girdim. Bir güzel kendimi temizledikten sonra saçlarımı havluya sarıp yüzüme beş para etmez maskelerden sürdüm.

Hani şu Koreli ablaların yüzünü bebek gibi gösteren ayıcık resimli maskeler var ya, onlardan.

Peki nereden mi aldım? Yoyoso. (Ürün yerleştirme yoktur.)

Yalnız ben de bir Amerika bir Kore diye iyi tutturdum ha. Salamadım gitti kız sizi.

Ardından geçen gün market siparişimden gelen şeftaliyi elime alıp yiye yiye televizyon kumandasını elime aldım. Pazar Sürprizi programına denk geldiğim gibi duraksayıp şeftalimi kemirmeye başladım.

Artık Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir'i salar mısınız rica etsem?

Ha bir de Seda Sayan'ın kaçıncı evliliğinden bize ne?

Ne?! Survivor'ın yeni kadrosu belli mi oldu?! Bak sen şu işe ya.

Bir süre daha kanallarda dolaşıp Kızılcık Şerbeti'nin de yeni sezonundan nasibimi aldıktan sonra televizyonu sonsuza kadar kapatıp mutfağa doğru yöneldim.

Hızlı hızlı bir şeyler atıştırdıktan sonra Esat'ımın şalgam suyundan lıkır lıkır içip ellerimi karnıma yerleştirerek gözlerimi kapadım.

Uyusun da büyüsün- şaka şaka.

Sonrasında da birazcık evi toparlayıp evdeki çöpleri binanın koridorunda kalan çöp odasına attıktan sonra geri eve girip kapımı sertçe kapattım. Maksat Nizamiye'yi uyuz etmek. Valla bu gazla kapımı da kırabilirdim ama olsun.

Telefonumda bir süre takıldım ve Neva'yla küçük çaplı bir dedikodu gerçekleştirdik. Tahmin edildiği üzere Furkan denilen isminde bile hayır olmayan o veledi zina, benim godzilla kankama tekmeyi basmıştı. Aksini düşünen? Ulan ben çocuğun ismini duyar duymaz ayrıl demiştim lan ondan.

Reels videoları arasında gezinmeye başladım. Arda Güler'in anlamsız doğum günü kutlama mesajları beni benden alıyordu. "Yağız kardeşim doğum günün kutlu olsun..." bir dakika, bu benim Esat olamazdı değil mi?

Arda Güler'i de tanıyor olamaz ya. İlahi!

Derken bilinmeyen bir numaradan gelen mesajla yüzümdeki ifade, sonsuza kadar yok oldu.

05**: naber Ece?

Arda Güler'in reels videosundan çıkıp bildirim merkezindeki bu mesaja doğru baktım boş boş. Bu numaranın kime ait olduğunu bilmiyordum. Ki zaten bende kayıtlı bile değildi.