🌟Sınır: 1,2k oy.🌟
Selamlar? Nasılsınız? Bölüm sonunda minik bir açıklamam olacak. Oraya da bakmayı unutmayın. İyi okumalar. :)
-İstanbul'a dönüş yolculuğunda tek kelime bile etmemiştik.
Ben öylece camdan dışarıyı seyretmiş, ağaçların önümden geçip gidişlerine şahit olmuştum. Tıpkı yılların geçip gittiği gibi, arkanda kalıyordu işte. Geri dönsen bile o zamanki hissi vermiyorlardı artık. Mesela annem gibi.
Evleniyormuş! Hem de benim fikrimin bir önemi bile olmadan. Yahu dedemin bile bu konudan haberi yokmuş, öyle ki beni ona bakıyor olduğunu söyleyip kandırmıştı. Aslında tek beni de değil. Hem dedemi, hem de kendisini! Her şeyi geçtim, bir insan kendisini nasıl kandırabilirdi?!
Nihayetinde gece saatlerinde Esat arabayı sitenin otoparkına park etti ve beraberce çıktık. Ardından binaya girdik ve 16. Kata bastı.
Asansör durduğunda arkama bile bakmadan evimin kapısına doğru ilerlemeye başladım. Esat'ın ise arkamdan geliyor olduğunu ancak ayak sesinden anlayabilmiştim. Öyle bir dalgınlık vardı ki üzerimde, her şeyi sonradan algılayabiliyordum.
Kapı kilidini açtım ve ona doğru tebessüm ettim. "Her şey için teşekkür ederim."
Tek kelime bile etmeden öylece bana bakıyordu. "İyi geceler," diye devam ettim ve ayakkabımı yarım yamalak çıkardığım gibi evin içine girdim. "Uyuyacağım."
"Ece." Dedi endişeli bir şekilde. Kendimi ağlamamak için tuttum ve devam etmesini kastedermiş gibi kafamı salladım.
"Şey... eğer istersen... senin yanında kalabilirim."
"Ben böyle iyiyim." Zorlukla gülümsedim. "Biraz tek kalmaya ihtiyacım var."
"Anladım."
Tam kapıyı kapatıyordum ki yeniden "Ece," diye seslenmesiyle eylemim aksamak zorunda kaldı. Üstün bir dikkatle gözlerimin içine bakıyordu. "Peki, bana canını sıkmayacağına dair söz verebilir misin?"
Belki içimden aksi geçiyordu ama "söz veriyorum," dedim kararlılıkla . "Artık kimde ne kadar önemim varsa sanırım ona göre hareket etmeliyim."
Ardından kapıyı kapatıp kendimi kapıya doğru yasladım. Şimdi sabaha kadar ağlamakta özgürdüm. Ancak sabah uyandığımda her şey geçmiş olacaktı. Biraz önce Esat'a söylediğim şeyi uygulamaya başlayacaktım.
Annem beni resmen elinin tersiyle itip yeni bir hayata yelken açmaya karar vermişti.
Ve benim o hayatta yer alıp almamam onun umurunda bile değildi.
•••
Sabah üstün bir baş ağrısıyla uyandım. Ellerimi şakaklarıma götürüp birkaç saniye duraksadıktan sonra sanki güç alıyormuş gibi dikleştim ve dün oturma odasında uyuyakaldığım koltukta oturma pozisyonuna geçtim.
Daha önce okul için hiç bu kadar erken uyanmamıştım. Öyle ki henüz alarmım bile çalmamıştı.
Gözüm direkt telefonumu aradı ve elime almamla birkaç mesajın gelmiş olduğunu görmem bir oldu.
İlk öncelikle annemden gelen mesajlar karşıladı beni. Nefesimi tuttum ve konuşma ekranına girdim.
Anacum: bu kadar mı battı sana mutluluğum?
Anacum: yeni bir hayata başlamak istemem, yeni biriyle tanışmış olmamın neresi tuhaf?
Anacum: yanımda durman gerekirken o Esat denen çocukla ne diye olur olmadık zamanda karşıma çıkıp beni zor durumda bırakıyorsun?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELANKOLİ
Ficção AdolescenteSevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için çok geçti... 🍷 #1-mizah, 09.08.23 #1-macera, 09.08.23 #1-romantik, 09.08.23 #1-aksiyon, 09.08.23 #1...