MEDYA: Eso yollarda.
Önceki bölüm 1,300 oyu geçtiğinde yeni bölüm gelecektir. Önceki bölümü oylamadiysaniz oylamanız rica olunur. Bu bölüm için de geçerlidir.
İyi okumalar. 💘 oylayıp yorum yapalım lütfen ücretli değil yahu.🙏
-Okul çıkışında direkt eve gidip piknik için hazırlıklarımı yapmaya başlamıştım.
Dün akşamdan yaptığım muffinleri bir kaba koyup hevesle karton poşetin içine yerleştirdikten sonra sandalyeden yaptığım her şeyi anbean seyreden Topitop'u fark ettiğim gibi o koca kafasını okşadım.
Saçmalamayın, tabii ki de muffini çeşitli tatlı tariflerinin bulunduğu sitenin tekinden araklamadım.
Sonrasında da hızla odama gidip altıma pembe bir şort, üzerine de beyaz bir tişört giydikten sonra kapının yolunu tuttum. Bugün hava çok güzeldi ve pikniğimizin de buna denk gelmiş olması büyük bir şanstı.
Kapıyı açıp ayakkabılarımı giydikten sonra koridordan beni seyreden Topitop'a uzaktan bir öpücük yollayıp evin kapısını kapattım. Kilitledikten sonra anahtarı çantama yolladım ve karton poşetimle birlikte asansöre doğru ilerlemeye başladım. Tam asansörü çağırmak için düğmesine basıyordum ki, 17.kattan bizim kata iniyor olduğunu fark etmemle duraksadım.
Ve asansör benim katta durup sürgülü kapısı açıldığında, tahmin edilmesi hiçte zor olmayan o kişiyi gördüm: Esat!
Esat, ellerini cebine soktuğu siyah bir eşofman altı ve üzerine de sıfır kol bir Nike atlet giymişti. Başına tersten taktığı kepini çıkardı ve düzden taktıktan sonra tekrardan ellerini cebine yerleştirip şöyle bir üzerimdekilere doğru baktı sanki değerlendiriyormuş gibi. Neredeyse kendimi çıplak hissedecektim ulan!
"Pikniğe böyle mi gideceksin?" Direkt sorduğu sorunun tipine bakar mısınız?
Asansöre girdiğim gibi cevabımı verdim, "beğenemedin mi?"
Tekrardan üzerime doğru bir bakış attı ve bakışları çıplak bacaklarımda durdu. "Niye şort giydin?" Allah Allah.
"Giyimime ne zamandır karışır oldun Esat?"
"Böcek falan ısırır," dedi gözlerini benimkilere dikerken. "Ondan söylüyorum." Tabii canım.
"Merak etme," dedim alayla. "Isırmaz."
Asansör zemin kata doğru inmeye başlarken "ee?" Diye sordum tereddütle. "Sen nereye böyle?"
"Galeride küçük bir işim var," diye yanıtladı. "Amcam ortaklıktan ayrılıp Adana'ya taşınacakmış." Maviş bakışlarını asansör aynasına çevirdi. "Artık daha çok uğramam gerekecek yani." Ee ben özlerim ki seni.
Dudak büzdüm. "Anladım."
Asansör nihayet zemin kata indiğinde, birden durdu ve bana doğru "gel bir şuraya ya," diye seslendi. "Nedir bu mesafeli haller kızım? Gel bir sarılayım, koklayayım seni." Dur ya, giyimime karıştığın için trip atıyorum şu an sana.
Yalnız ben ona karıştığımda sorun yok, o karıştığında sorun var. Fark ettiniz mi? #ayrımcılığahayır
Sarılmak için birbirimize tam hamle yapıyorduk ki asansörün ışığının kapandığını fark ettiğimiz gibi salak salak olduğumuz yerde kalakaldık.
"İlk önce çıkalım bence." Sevgilimin zekası şaka mı?
Asansörden beraberce çıktıktan sonra sanki beş valizle memlekete gidip dönmüşüm gibi kollarımı onun boynuna atıp kendime doğru çektim hunharca. O da zaten hiç geri kalmasın, resmen aldı beni kucağına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELANKOLİ
Teen FictionSevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için çok geçti... 🍷 #1-mizah, 09.08.23 #1-macera, 09.08.23 #1-romantik, 09.08.23 #1-aksiyon, 09.08.23 #1...