Sınırı isteyince bir gün bile dolmadan doldurabiliyormuşuz. İsteyince yorum bile yapıyormuşuz. Lütfen hep isteyin ldndkenke
Sınır: 1200 oy. Yorumlamadan geçenin bir Esat'ı olmasın amin<3
-Ayaz beni eve bıraktıktan sonra yoluna devam etmişti. Ben de evimin zilini çaldığım gibi şişmiş ve kızarmış ellerimle birlikte kapının açılmasını beklemeye başlamıştım.
Saniyeler sonra kapı açıldığında Büşra belirdi karşımda. Gülen yüzü, göğüs hizamda tuttuğum elimle anında solarken ağzı aralandı ve şaşkınlıkla "ne oldu?!" Diye sordu büyük bir tepkiyle. Bu öyle bir şeydi ki, neredeyse tüm bina bile başımıza toplanabilirdi.
İşaret parmağımı dudaklarıma bastırıp sessiz olmasını kastettikten sonra sağ elimle ayakkabılarımı çözmeye başladım. Ağrıyan sol elimdi ve şu anlık işlev göremez haldeydi. Neyse ki solak değildim.
"Kızım sana ne oldu ya?" Burnumu çektiğim an "sen ağladın mı?!" Diye bağırdı Büşra. Aferin aferin, bağırmaya devam et.
İçeri girip evin kapısını ardımdan kapattım. Büşra hâlâ ve hâlâ merakla bana bakınırken "düştüm," diye çıkıverdi ağzımdan. "Biraz elim incindi işte."
Büşra ellerime doğru canından can kopmuş gibi bakıyordu adeta. "Kızım nerede düştün ki sen böyle ya?" Diye sordu hayretle. "Fena gözüküyor."
Deli gibi canım acıyordu fakat bunu görmezden gelerek oturma odasına doğru yöneldim. Gürbüz abi ve Eray karşılıklı oturmuş, kart oyunu oynuyorlardı koltukta.
Beni görmeleriyle oyunlarını yarıda kesmek zorunda kalıp kaşlarını eş zamanlı çattılar. "Sen ağladın mı?" İlk tepki veren Gürbüz abinin kendisi olmuştu. Eray da olayı kavramak istermiş gibi elime bakıyordu.
"Düştüm." Dedim tekrardan. "Önemli bir şey değil."
"Nasıl düştün?" Diye sordu Eray yanıma gelirken. "Bakabilir miyim?"
Tam elime doğru bir hamle yapıyordu ki geri çekilip zorlukla gülümsedim. "Acıyor, dokunmasan daha iyi olur."
Yüz ifadesi, bu tepkim sonucu anında düşerken hızla toparlanma amaçlı gülümsedi. "Sen bilirsin, geçmiş olsun."
"Geçmiş olsun kuzen," dedi Gürbüz abi de üzüntüyle. "Küçükken de hep sakar bir şeydin. Şaşırmadım desem yalan olur."
Pek keyfim olmadığı için bu söylediğine herhangi bir yorumda bulunmadan "ben odama gidiyorum," dedim. "Çok yorgunum, biraz uyumak istiyorum. Size iyi eğlenceler."
"Ama ben çok güzel bir yemek yapmıştım," Eray hayal kırıklığı içinde bana bakarken tekrardan bileğime giren ani bir sızıyla kendimi dizginleyip "sonra yerim," diye mırıldandım. "Tokum ben."
Tam arkamı dönmüş gidiyordum ki "peki ya erkek arkadaşın nerde?" Diye sordu Eray hafif alaylı bir ifadeyle. Şüpheyle arkama döndüğümde hesap sorar bir tavrı olduğunu hissetmemle duraksadım. "Neden sordun ki?"
"Sen böyle, bu hâldeyken neredeydi acaba?"
"Bir işi vardı," dedim anında. "Hem erkek arkadaşımın böyle bir şeyden haberi bile yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELANKOLİ
Teen FictionSevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için çok geçti... 🍷 #1-mizah, 09.08.23 #1-macera, 09.08.23 #1-romantik, 09.08.23 #1-aksiyon, 09.08.23 #1...