4.2

103K 6.5K 1.3K
                                    

GÜZELLİKLERİME BİR GÜZELLİK!

🌟Oylamayı ve yorumlamayı unutmayalım.🌟 Aslında bu bölümü atmak planımda yoktu ama dün herkese küçük bir umut verdiğim için gece zor uyudum resmen... herneyse sus Mango sus da millet okumaya geçsin.
-

Okula Esat'la birlikte geldikten sonra kendi sınıflarımıza doğru ayrılmak zorunda kalmıştık. Ancak yol ayrımında liseli ergenler gibi 'ilk sen git' yok 'sen git' muhabbeti edip durmuştuk. Dur bir dakika. Biz zaten liseliyiz!

Sınıfıma doğru paşalar gibi giriş yapıp saçlarımı savurup ellerimi kocaman açtım. "Selam millet!"

Kahraman bana doğru anlamsızca bakıp "neden sınıfa 2010 Amerikan dizilerindeymiş gibi giriş yaptın?" Diye sordu. Aynı zamanda çöpün önünde, kurşun kalemini açacakla açıyordu.

Evet, Kahraman hâlâ kurşun kalem kullanıyor.

Tam yanından yürüyüp gidiyordum ki "bu arada ceketin güzelmiş kanka," dedi az şaşkın bir ifadeyle. Tabii güzel olur. Esat'ım verdi.

Esat'ım? Serseri dediğim çocuğa sahiplik eki de koyar olmuşum, vay be.

"Teşekkür ederim." Deyip keyifle sırama doğru yürümeye başladım. Dersin başlamasına on dakika falan vardı.

Şaka maka ben de iyi beleşçilik yaptım ha. Nasıl da Esat'tan aldım ceketi.

O değil de çok tatlı değil miydi ya? Bir de muhtemelen beraber okula gideceğiz diye de okul kıyafet kuralına ayrı bir özen göstermişti. Yiyeceğim o olacak. Kaç benden Esat kaç!

Sınıf başkanımız Hüsamettin'in konuşması, düşüncelerimi bölen şey olmuştu. Öğretmenler masasının üzerindeki liseye bakıp sınıfa doğru döndü. "Bugünkü okul nöbetçimiz Deren."

Gözlerim birden seyirdi ve Deren'in bulunduğu sıraya doğru döndüm. Gözde'yle birlikte dedikodu yapıyordu ve muhtemelen Hüsamettin'in bu söylediğini duymamıştı.

Henüz Neva gelmediği için çantamı fırsat bu fırsat cam kenarına doğru bıraktım ve Deren'e doğru yürümeye başladım. Hâlâ bir yanım ona uyuz olsa da hiçbir şey olmamış gibi davranabilirdim. Sonuçta Esat'tan kim olsa etkilenirdi orda. Öyle güzel gülüyor ki vicdansız.

Deren benim geldiğimi fark eder etmez toparlandı ve Gözde'ye susmasını kastedermiş gibi kaş göz yaptı. Muhtemelen ben yaklaştığım için dedikodularına son vermişlerdi.

Direkt konuya girdim. "Hüsamettin'i duydun mu?"

Bana doğru boş boş bakıp "neden ki?" Diye sordu.

"Bugünün okul nöbetçisi senmişsin."

Birden gözleri ışıldadı ve Gözde'ye doğru döndü. "Oha! Ben nöbetçiymişim!" Bir dakika. Buna sevinen ilk insan falan mısın sen?

Gözde de gülümseyip "hadi bakalım," deyip imayla göz kırptı.

Bunlar bir şey karıştırıyor ama ne?

Tam arkamı dönüp gidiyordum ki "o ceket senin mi?" Diye sordu Deren merakla.

Tüm ihtişamımla ona doğru dönüp elimi belime yerleştirdim. "Neden ki?"

"Sanki biraz sana büyük gelmiş gibi."

"Biraz, mı?" Diye alayla dahil oldu Gözde. "Baya baya büyük hatta!"

Size ne be!

"Bu ceketi sana kim verdi?" Deren, üzerimdeki Esat'ın ceketine doğru ilgiyle bakıyordu. "Erkek ceketi gibi duruyor."

MELANKOLİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin