4.8

95.7K 5.8K 3.2K
                                    

Mango hasta ama işinin başında. Gecenin 6'sinda uyudum sırf yetiştirebilmek icin... Mango Cabbar.

🌟Sınır: 900 oy.🌟 yorum yapmayı unutmayalım lütfen, ben de onları okuyorum <3
-

Dün, tüm gün Esat'a göz kulak olup durmuştum Yağız'la olası bir kavgasını önlemek adına. Her teneffüs onun yanındaydım, okul çıkışı bile direkt sınıfının önüne gitmiş ve onu beklemeye başlamıştım. Esat ilk bir işi çıktığını söyleyip beni kendinden uzaklaştırmaya çalışmıştı ama hiç oralı olmamıştım. Çok iyi biliyordum ki, Yağız'ı çalkalamaya gidecekti.

Ah benim serserim benim. Asla akıllanmayacak.

Şaka maka haklıydı ama. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun. Yağız gerçekten de sağlam bir dayağı hak ediyordu. Tüm olaylar onun Esat'ın şiirini çalmasından dolayı kaynaklanıyordu. Esat haklı olduğu halde okuldan uzaklaştırma almıştı, peki ya gerçekler ortaya çıktığında? Neden Yağız hiçbir ceza almadan öylece yarışmadan diskalifiye olmuştu?

Dün yemekhanede de olayı başlatan yine Yağız'ın kendisi olmuştu. Esat'ı kışkırtıp sinirlendirmiş, hem de üzerine bile isteye su dökmüştü! Benim gibi bir etken Esat'ı bu konuda dindirmeye çalışmasa afedersiniz de ne bok yiyecekti acaba?

Esat'ı dindirmeye çalışmam da tamamen onu düşündüğümdendi. Okuldan atılmasını kesinlikle istemiyordum. Hele de o torpilli tost ekmeği yüzünden.

Cumartesi sabahına gözlerimi açar açmaz düşündüğüm şey direkt bu olmuştu. Esnedim ve saatin henüz çok erken olduğunu görmemle götümü devirip çeşitli pozisyonlarda yatmaya devam ettim. Yalnız erken saat dediğim de 11'e geliyordu.

Fakat bir türlü uyuyamadım ve küfür ede ede yatağımdan kalkıp banyonun yolunu tuttum. Ağzımdaki bok tadının kaynağını bir bulsam, ah bir bulsam.

Bu hiç şaşmazdı. Gün geçmiyordu ki anasını satayım ağzımdaki bok tadıyla uyanmayayım.

Banyodaki tüm işlerimi bitirdim ve ağlaya ağlaya klozete oturdum. Geçen günkü acılı lahmacun ve şalgamın acısını şimdi çıkartmaya karar vermişti sevgili bağırsaklarım. (Bu nasıl cümle oldu lan.)

En sonunda zafer gülümsemesiyle banyodan çıktım ve bir diğer durağım olan mutfak ve buzdolabının kendisi olmuştu. Kafamı kaşıya kaşıya içine doğru baktım ve sertçe kapısını geri kapattım. Artık markete gitsem iyi olacaktı. Ha bir de buzdolabının kapısına özen göstersem.

Tam mutfaktan çıkıyordum ki kapı zilinin çalınmasıyla bir anlık duraksayıp üzerimdekilere doğru baktım. Esat olabilir miydi? İyi de ben rezalet görünüyordum!

Ancak o cumartesi günleri işe gittiğini söylememiş miydi? O olamazdı ki.

Temkinli bir şekilde yürüdüm ve kapı deliğinden kimin gelmiş olduğuna bakmaya çalıştım. Ancak bu öyle kısa biri olmalıydı ki delikten bile görünmüyordu lan.

Merakıma yenik düşüp direkt kapıyı açtım ve gördüğüm kişiyle resmen yüreğim ağzıma geldi.

Hayriye abla?!

Hayriye abla, yani Esat'ın annesi, yani sevgilimin anası, yani gelecekti kaynana adayım... Tam da şu an karşımda duruyordu!

Hem de bu rezil halimle!

Dağınık saçlarımı üstünkörü düzeltmeye çalışıp gülümsedim. "Hay- Hayriye ablacım..." ve bir türlü devamını getiremeyerek mal mal bakakaldım.

Kadın bana doğru şaşkın bir ifadeyle baktı ve en sonunda gülümseyip "selam Ece'ciğim." Dedi kendine özgü gür sesiyle. "Ne yapıyorsun? Anan cidden hâlâ dönmedi mi canım?"

MELANKOLİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin