MEDYA: pambık prenses ve acılı şalgam.
Rica ediyorum arkadaşlar, bölümün nerede kaldigiyla ilgili bilgi almak istiyorsanız panoma ve Instagram hesabıma uğrayın. (Instagram: hainmango.)
‼️Bölümler bazı özel nedenlerden dolayı gecikiyor, biliyorum. Ama bu istemsiz olan bir şey. Neden bölüm atmak istemeyeyim? Tamam, aradan belki 4-5 gün geçti ama zaten ben her gün atacağımı söylememiştim. Bu bölüm şu an 5000 kelime ve ben tabii ki de günde anca 1000 kelime yazabilirdim. Bu nedenle de ortalama 4-5 gün sürecek. Profesyonel bir yazar değilim, iki günde 5000 kelime yazmak zor. :)
Oy ve yorum yapmayı unutmayalım lütfen. yorumlarınız motive ediyor, görünce mutlu oluyorum. Yeniden sınır koymak istemiyorum. Herkes bir yorum bile yapsa ort. 7k yorum olur. (iOS cihazlarında yorum sıkıntısı varmış, dikkat edelim.)🥰
-Esat'ın babası mutfağa giriş yaptığında direkt oturduğum yerde dikleşip bakışlarımı kaçırdım.
Hayır yani, adamı bir kere gördün Ece. Nedir bu tripler?
Esat, babasının ardında durduğunda Nusret abi bana doğru gülümsedi ve "hoşgeldin kızım," dedi.
Sanki yeni haberim oluyormuş gibi ona doğru döndüm ve kafamı salladım. "Hoş buldum," Nusret abi bana tekrardan gülümseyerek baktı ve ardından bakışları Hayriye ablada durup kaş göz yaparcasına bir yere çağırdı. Sanırım bugünkü yaşanan olay hakkında konuşmak istiyordu onunla.
Performansı sergileyen bizzat benim annem olduğu için istemsizce başımı eğdim ve kaşığımla tabağımdaki yemekle oynamayı başladım. Hayriye abla yola koyulurken Nusret abi birden durdu ve bana doğru düşünceli bir şekilde bakmaya başladı. Bir ihtimal, annem yüzünden artık benim hakkımda olumsuz mu düşünüyor acaba, diye düşünemeden edememiştim.
Ancak birden gözlerini üzerimden ayırıp Esat'a doğru çevirdi ve "kızımızı sabah okula bıraktıktan sonra işe gelirsin," demesiyle olduğum yerde donakaldım. "Yollar onu yormasın boşuna. Vereceğim sana Mercedes'in anahtarını." Sesi oldukça buyurgan çıkarken ben ise şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırıyordum.
Ulan adam resmen okulun yolunu çekmeyeyim diye oğluna araba anahtarını verecekti beni götürüp getirsin diye. Hem de altını çizerim: Mercedes'in anahtarı. İnanılmaz!
Esat da bir anlığına şaşırdı fakat onaylarcasına kafasını salladı. "Tabii baba."
"Okul çıkışlarında da almaya devam edersin," diye devam etti Nusret abi. "En azından uzaklaştırman bitene kadar. Sonrasında zaten beraber gidip gelirsiniz."
Esat babasının uzaklaştırma aldığını bilmemesinden ötürü küçük bir şaşkınlık daha yaşarken Nusret abi cebinden bir telefon çıkarıp Esat'a doğru uzattı. "Bugün Kemal hocanla konuştum."
Esat telefonu mahcupça aldı fakat sessiz kaldı. Babası oğluna doğru üstten bir bakış atıp omzunu sıktı ve o da sessiz kaldı. Sanırım bugün yaşanan olaydan ötürü Esat'ın üzerine gitme taraftarı değildi. Sonrasında da arkasına dönüp gitti.
Nusret abi ve Hayriye abla artık görünürde olmadıklarında yemeğimi de bitirdiğimi göz önünde bulundurarak ayağa kalktım ve Esat'a doğru "ben artık eve gideyim," dedim.
Sanki söylediğim şey, çok tuhafmış gibi kaşlarını çattı ve "ne alaka," diye sordu. "Tek evde ne yapacaksın Ece? Kal işte bizimle."
Esat'ı tanıyordum. O bana asla yabancı biri değildi, yanında yıllarca bile kalabilirdim fakat ailesi benim için öyle değildi ki. Çekinirdim, utanırdım. Hem kendimi fazlalık gibi de hissederdim. Her şeyi geçtim, annemin yarattığı kaos yüzünden bir yandan da kendimi sorumlu tutuyordum. Bu yüzden elimi kolumu sallaya sallaya burada kalamazdım.
![](https://img.wattpad.com/cover/344609781-288-k836955.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELANKOLİ
JugendliteraturSevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için çok geçti... 🍷 #1-mizah, 09.08.23 #1-macera, 09.08.23 #1-romantik, 09.08.23 #1-aksiyon, 09.08.23 #1...