2.6

116K 6.7K 1.8K
                                    

🌸🌸40 oy istiyorum🌸🌸
-

"Hassiktir."

Sınıf başkanımız Hüsamettin bana doğru hafif iğreti bir bakış atarken "pardon," deyip genzimi temizledim. "Ama bunu kabul edemem."

"Zaten fikrini soran da olmamıştı." Diye gözlüklerinin ardından bana doğru bakıp gözlerini devirdi. "Artık müdür yardımcısı kızmadan gidip de bugünün okul nöbetçisi olduğunu söyle ona."

Ellerimi havaya kaldırıp "farz et ki ben değilim," deyip şirin olmaya çalışırcasına gülümsedim. "Bakayım bi' benden sonra kim geliy- aa bak sen şu işe! Erdem geliyormuş!" 32 dişimi ona doğru gösterirken onun yüzünde ise mimik oynamamıştı.

"Artık müdür yardımcısının yanına gidecek misin?"

"Ya sana yalvarıyorum," deyip omzuna fırsat bu fırsat şakadan da olsa bir şaplak geçirdim. Ama biliyorsunuz ki her şakanın altında bir gerçek yatıyordu.

"Bugünün nöbetçisi ben olmasam dünya mı kopar? İnsanlık mı kurtulur? Nicki Minaj'ın götü mü patlar?" Aha! Son sorum sonrası Hüsamettin hafiften gülümser gibi olmuştu.

Ki zaten şu dünyada komik olan üç şey vardı: bir, Nicki ablamın totişi. İki, Cem Yılmaz ve son olarak da Instagram'da araba storysi atan erkekler.

Eğer bir erkek Azer Bülbül eşliğinde araba storysi atıyorsa oradan uzaklaşın kızlar.

Hayır, lütfen yanlış anlamayın. Azer Bülbül'le bu konunun hiçbir ilgisi yok. Sadece iki uyumsuz olan ikili bir araya gelmemeli.

Yani araba sürerken neden efkarlanırsın ki abi? Benzin zamları yüzündense anlarım ama.

Ha, pardon. Zamlar bir bizi vuruyordu. Unutmuşum.

"Olmaz." Hüsamettin Allah cezanı vermesin ya. "Zaten buna ben mi karar veriyorum sanki?" Diye söylendi. "Sınıf listesine göre ilerleyen bir şey bu."

"Ama Hüsamet-"

"Hadi hadi. Ders başlamadan müdür yardımcısının yanına gitmelisin."

Anasını satayım ben böyle işin ya.

Sınıftan oflaya puflaya, ayaklarımı yere vura vura çıkıp koridora ulaştım. Zaten Neva karısı gribe yakalandığı için bugün okula gelmeyecekti bir de nöbetçiliğim de bu işe katılınca hepten sıkılacaktım.

Sonunda müdür yardımcısının ofisinin içine girip ellerini arkasında bağlamış emlakçı misali etrafa doğru bakındım. Ne de süslemiş hele hele şuna bak. Aidat parası diye başımızın etini yiyen herif aslında hangi fantezilerin peşindeymiş. Ulan Kemal hoca.

"Akıllandın mı oğlim?" Ve işte müdür yardımcısı Kemal beyin sesini duymamla arkama doğru, kapıya baktığım an müdür yardımcısı bey önde, Esat arkada bir şekilde içeriye giriş yaptıklarını gördüm.

Kemal bey kapıyı kapattı ve ardından ofis perdesini kapatıp topukları üstünde dönerek Esat'a doğru baktı. Esat ise bana doğru bakıyordu şaşkınlıkla.

Bu ne lan aşk üçgeni gibi.

"Oğlim şimdi bu uzaklaştırma sana yaradı mı, yoksa yaramadı mı? Akıllandın mı bakam?" Müdür yardımcısı koca siyah bıyıklarının ardından 'ulan şerefsiz' bakışı atarken Esat ise omuz silkmişti.

"Akıllanmam gereken bir konu mu vardı hoca?"

Hoca?

Kemal bey derin bir iç çekti ve masasına doğru yönelip 360 derece dönen koltuğuna kendini sert bir inişle bıraktı. Etraf anında toz duman altında kalırken "oğlim," dedi çenesi kasılır bir biçimde. "Dalga mı geçiyorsun oğlim?"

"Hoca ben bir şey yapmadım ki." Esat ardından bana doğru göz ucuyla baktı ve üst dudağını dişlemeye başladı. "İster inanın ister inanmayın, ben haklıyım amı- ama o benim şiirimi çaldı."

"Bak bak!"

"Bu çocuk kesin ilkokulda falan kırmızı kalemler de çalmıştır." Dedi Esat kendinden emin bir şekilde. "Hani hep kırmızı kalemimiz kaybolurdu ya."

"Bak bak bak!"

"Dayağı hak etti yani hoca, yalan yok."

"Sen ilk önce şu kılık kıyafetine bir özen göster be ya." Kemal bey oturduğu yerden Esat'ı süzmeye başlarken ben de dönüp ona doğru baktım. Okul üstünün düğmeleri sonuna kadar açıktı, boynunda zincir kolye vardı ve o açıklıktan görünüyordu. Ellerinde birkaç bileklik, saçları da okulun kabul ettiğinden uzundu.

"Üzerinde okul pantolonun bile yok!" Ha, pardon. Okul pantolonu da yokmuş. Onu unutmuşum.

Bunu duyan Esat umursamazca omuz silkti. "Annem yıkamayı unutmuş hoca."

"Hep aynı hikaye! Dur hele bir dur da şu tipini biraz daha kurcalayım." Kemal hoca durdu durdu ve söyledi, "kes oni."

Esat ve ben bir anlığına birbirimize doğru bakarken "neyi keseyim?" Diye sordu Esat.

"Uzun olan ne evladim?"

Esat yersizce güldü. "Uzun olan çok şey var hoca."

"Vay eşek sıpasi!" Kemal hoca derin bir nefes verirken nihayetinde geldiğinden beri bana doğru ilk kez baktı ve şaşırmış bir ifadeyle sordu, "kızım senin burda ne işin var?"

"Ben nöbetçiyim hoca." Al işte. Esat 'hoca, hoca' diye diye bana da bulaştı.

"Kızım niye söylemiyorsun?" Ardından Kemal bey ayağa kalktı ve "beni bekle burada," deyip sonra da Esat'a doğru döndü. "Sen de bekle ha. Seninle işimiz var."

Kemal hoca ofisini terk ederken ardından kapısını da kapatmıştı.

Hassiktir. Perdeler ve kapı da kapalı ne yapacağız burada?! Esat, ben ve Seda Sayan oturup kahve mi içeceğiz?

-
***ay sonu yemekteyizden hatırlayan var mı dkdnnd

🌸🌸sınır: 40 oy. 🌸🌸

MELANKOLİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin