1.5

132K 6.7K 1.3K
                                    

Bölüm atmayı unutmuyorum, siz de oylamayı unutmayin;)
-

Sınıfın kapısından girmemle Neva'nın bana koşuyor olduğunu görmem bir olmuştu. "Ece! Ece!"

Nihayetinde yanıma ulaştığında çantamı büyük bir hızla sırtımdan indirdi ve çokta uzakta olmayan sıramıza doğru karpuz misali fırlatıp kolumdan çekiştirmeye başladı. "Gel çabuk!"

Kollarımı ondan hızla çektim. "Ne oluyor be?!"

"Esat ve Yağız!"

"Esat ve Yağız ne?"

Direkt aklıma binbir türlü senaryolar gelip dururken "okula gelirken görmedin mi?" Diye sordu nefes nefese. "Esat, Yağız'ı okulun yakınında bir yere çağırmış. Ben de bunu Atlas'tan duydum."

"Ne?!"

"Hadi, çabuk ders başlamadan gidelim!"

Beni zorlukla çekiştirmeye devam ettiğinde ben hâlâ çıkamadığım şokumla birlikte olayları kavramaya çalışıyordum. Daha sabah Esat'la binada karşılaşmamış mıydık? Demek ki Yağız'la buluşmaya gidiyormuş!

Artık Neva'ya karşı koymadan okulun merdivenlerinden hızla inmeye başladım beraberce. "İyi de," deyip nefes nefese Neva'ya doğru "böyle şeyler hani senin umurunda değildi?" Diye sordum. "Önceki kavgada seni zorla götürmüştüm."

"Çünkü Atlas da onlarla birlikte!"

"Ne?!" Okulun binasından çıkıp bu kez yürüyerek kalan yolu yürümeye başladık. "Atlas ne alaka?"

"Biraz önce dedim ya bana bunu Atlas söyledi diye. Yoldan geçerken denk gelmiş onlara."

Her masada varsın be Atlas.

"Atlas da onlarla aynı sınıfta ya ortamı yumuşatmaya çalışıyormuş." Ardından bana doğru dönüp ellerini yumruk yaparak bana doğru salladı. "Bizim görevimiz de, Atlas'ı okula geri getirmek."

"Ne?!"

"O Esat şimdi Atlas'a da bulaşır," deyip gözlerini korkuyla açtı. "Atlas'ın bu olaya karışmaması gerekiyor!"

"Ee Yağız onun elinde tek mi kalsın, Atlas onları ayırmasa ne olacak?!"

"Bana ne." Deyip omuz silkti. "Ne yaparlarsa yapsınlar. Ben kuzenimin derdindeyim."

Neva fena halde sinirimi bozmuştu. Sonunda bahsettiği sokak başında onları görmemizle duraksadık. Tenha bir ara sokaktı. Esat, Yağız'ı bir duvara yapıştırmış ve iki kolunu da iki tarafına koymuş bir şekilde yüzüne doğru konuşuyordu.

Yağız ise öylece onu dinliyordu.

Esat'ın hemen yanında Atlas vardı. Ayırmak bir kenara dursun, öylece duruyordu lan.

Hızla yanlarına doğru ilerlediğimizde Atlas bizi fark eder etmez "sizin burada ne işiniz var?" Diye sordu şaşkın bir ifadeyle.

Esat da bizim tarafa doğru döndüğünde ilk baktığı kişi ben olmuştum. Duraksadı ve öylece bakakaldı. Yağız ise bunu fırsat bilmiş olacak ki Esat'ı önünden ittirip duvarla arasındaki mesafeden çıktı. "Birazdan ders başlayacak, senin gibi okuldan kopuk bir serseriyle muhabbet kuracak boş zamanım yok."

Yağız, söyleyeceğini söylemiş gibi tam gidiyordu ki "bekle bakalım!" Diye haykıran Esat, Yağız'ın omuzundan tutup kendisine doğru geri çevirdiğinde Atlas da tam onların yanında bitivermişti olası bir kavgayı önlemek adına. "Seninle konuşmam daha bitmedi Yağız."

Esat, Yağız'dan birkaç santim uzundu ve sanki bu bir avantajmış gibi ona yukarıdan bakıyordu. Yağız ise onun bu söylediği sonrası alayla gülmüştü. "Bir daha konuşamayacaksın zaten." İmayla süzdü ve ekledi, "görürsün Yağız Esat efendi."

"Ne demek bu?"

Esat'ın kaşları direkt çatılmaya başlarken Neva ise ayrı bir alemde Atlas'a doğru "ders başlayacak hadi doğruca okula!" Diye seslendi. "Vallahi seni enişteme söylerim."

Atlas ve Neva kendi arasında, Esat ve Yağız ise kendi arasındaki çekişmelerini sürdürürken ne yapacağını bilemeyen ben ise Yağız'a doğru ilerledim.

"Hocaya gerçeği söyleyeceksin," Esat bunu, Yağız'a doğru söyledikten sonra alayla güldü. "Yoksa artık seni böyle kıyıya köşeye çekmem bak. Olay mahallinde keserim faturanı."

"Nereden geliyor bu özgüven?" Diye sordu Yağız. Onun da ses tonunda hafiften alaylı bir ifade vardı. "Haddimi bildirecek insanın ilk önce kendi haddini bilmesi gerekiyor bence."

Esat onun bu söylediği sonrası direkt yakasına yapışırken irkilip geriye doğru birkaç adım attım. Bunu fark eden Atlas hemen Neva'nın kolundan kurtulup geri geldi ve aralarına girdi. Esat'ı zor bela uzaklaştırmayı başarırken "seninle sonra görüşeceğiz!" Dedi Esat oldukça sinirli bir ifadeyle. "Benimle oyun oynamak neymiş göstereceğim sana!"

"Sen anca senin gibilerden anlarsın zaten." Yağız ona son bir ters bakış attı ve ona arkasını döndü, "serseri."

Atlas, Esat'ı tutmaya devam ederken Yağız ise yanıma doğru geldi ve "siz neden buradasınız?" Diye sordu. Onun bu sorusuna yersiz heyecanımdan ötürü asla cevap veremezken Neva da hemen yanımıza gelip "geri zekâlı Atlas arkamızdan gelecekmiş." Deyip yürümeye başladı. "Hadi, derse geç kalacağız."

-
***ECE KONUSUNDA AÇIKLAMA: ee simdi herkes ona sinir oluyor olabilir. Normaldir skdnkbwj ama kızımız daha hiçbir seyin farkında degil. Söyle düşünün, birine aşıksınız ve tabii ki de ona kotu davranan herkese istemsiz bir önyargı oluşur kafanızda. Esat da Yağız'a kötü davrandığı için kızımız ondan haliyle haz etmiyor ve ona karşı pek de iyi davranmıyor. Ama hikayenin devamında ne olur bilinmez ;)

MELANKOLİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin