Keyifli okumalar:)
Hayal
Duyduğum alkış sesleri ile hafif bir tebessüm ederek seyircilere selam verirken küçük bir mola yapacağımı da söylemiştim. Uzun elbisemin eteklerini hafifçe kaldırarak usulca sahneden ayrıldım. Burası çok farklı bir yerdi, 50 ve 60lı yıllarda ki gece kulüplerine benziyordu. Her günün konsepti ise farklıydı, mesela bir gün arabesk söylerken diğer günümüz cazdı, başka bir gün ise pop tarzı parçalar söyleniyordu. Fakat söylenen şarkılarının türü ne olursa olsun gelen kişiler belliydi.
Derin bir nefes alarak kulise doğru ilerledim. Şansla öğleden önce konuşmuştuk, kalan son birkaç eşyayı almak için gidecekti fakat o konuştuğumuz andan itibaren saatler geçmiş ve biz bir daha konuşmamıştık. Kulise girdiğim an çantamdan telefonumu çıkartarak ekrana baktım ve tabi ki Şans aramamıştı. Son aramalar kısmına girerek önce defalarca aradığım gibi numarayı tekrardan çevirip kulağıma koydum. Dıt dıt sesinden başka hiçbir şey yoktu, derin bir nefes aldım. Odada bir sağa bir sola doğru yürürken kulisten çıktığımı çok sonra fark ettim. Hızla arkamı döndüğümde çarptığım kişi ile olduğum yerde kaldım.
"Üzgünüm, size çarpmak istememiştim." karşımdaki adamın yüzünde hiçbir değişiklik olmadı. Bakışları yüzümde gezerken kenara çekilerek geçmesi için izin verdim. O yanımdan geçip giderken arkamı dönerek telefona tekrardan baktım.
"Hadi Şans" diyerek kendi kendime söylendiğimde telefonum titremişti, umutla ekrana baktığımda hiç görmek istemediğim bir numara ekranda belirmişti.
"Hayalim, merhaba"
"Çok garip, yani bir iş adamına göre laf anlamaman çok tuhaf! Görüşmek istemediğimi daha ne şekilde anlatmalıyım." dediğim an arkadan Şansın sesini duydum.
"Şansın senin yanında ne işi var? Ona bir şey yaptın mı?" sesim koridorda yankı yaparken odaya girerek sinirle kapıyı kapattım.
"Bir şey yapmadım. Sadece yeni ev arkadaşın birkaç gün bizim misafirimiz olacak! Tabii sen şimdi buraya gelmek istersen serbest kalır. Şoför birazdan seni almaya gelir." Telefonu kapattığında sinirle saçlarımı çekiştirdim. Zorbalığa neden maruz kalıyordum anlayamıyordum? Bizi diğer insanlar karşısında güçsüz yapan ne olabilirdi? Elimle alnımı ovuşturdum kulisten çıkmak için arkamı döndüğüm an Karan Bey kapıya yaslanmış bana bakıyordu.
"Bir şey mi oldu?" dediğimde kaşını kaldırarak bana baktı. Yüzünde yine tek bir mimik okunmuyordu, bir şey söylemeyip odadan çıkarken arkasından şaşkınlıkla bakakaldım. Bu adamında sağı solu hiç belli olmuyordu!
Şans
Küçük bir odada tek başımaydım. Soğuktu, çok ama çok soğuktu. Ay ışığının yansıttığı ufak bir yer vardı. Etraf leş gibi küf ve pas kokuyordu. Korkuyordum, o kadar çok korkuyordum ki, tek başıma yaşamaya çalışıyordum. Kimseye zararımda yoktu, peki neden bunlar benim başıma geliyordu? Ellerimi hareket ettirmek istedim fakat bağlıydı. Lanet olsun ki buradan kaçmak imkânsızdı!
"Çıkarın beni buradan! İmdat!" gözyaşlarım akarken emin olmuştum ki buradan asla çıkamayacaktım.
****
Kaç saat geçmişti bilmiyordum. Ağlamaktan göz pınarlarımda yaş kalmamıştı. Soğuktan boğazım acıyor her yerim ağrıyordu. Bir umutla ellerimi tekrar hareket ettirmek istedim ama beceremedim. Nasıl sıkmışlarsa sadece parmaklarımı kıpırdatabiliyordum.
Nefesim hızlanmaya başladığında gözlerimi kapattım. Tamam, sakin ol, sadece panik atak geçirmeye başlıyorsun diyerek kendi kendime mırıldandım. Kalp atışlarım hızlanmaya başladığında başka şeyler düşünmek istedim ama olmuyordu. Bütün vücuduma ter basarken duyduğum silah sesi ile yerimden zıpladım. Tüm duygular beynime hücum ederken şüphesiz korku en baskın olanıydı. Titremeye başladığımda sesler kesilmişti. Gözlerim kararmaya başlarken kapı açıldı, kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu fakat hissettiğim koku ile kendimi karanlığın kolların bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktan Gelen Aşk |Mavi ve Aşk Serisi1|
ChickLitSabah uyandığınızda yaşadığınız her şey aslında bir rüyaysa ne yaparsınız? Siz maceradan maceraya koştuğunuzu sanırken bütün bu olanlar beyninizin size oynadığı ufak bir oyunuysa? Geceden sabaha ne olabilir ki demeyin, her an her şey olabilir! ...