Keyifli okumalar:)1 hafta sonra
Gözlerimi açtığımda her taraf karanlıktı duyduğum kalp atışı sesleri ile kafamı kaldırıp Karana baktım. Hala aynıydı, bir hafta önce kalp ritmi bozulmuş durumu kötüleşmişti. Kalp ritmi bozuluyor, vücudunu büyük bir titreme dalgası esir alıyor sonrasında ise hemşirenin yaptığı ilaç ile eski haline dönüyordu. Ona bakarken derin bir nefes alıp yattığım yerden doğruldum. Tabii buna yatmak denirse, elimi belime atıp yavaşça masaj yaptım. Sandalyede uzandığım için ayaklarım uyuşmuştu. Yavaşça yerimden kalkıp odanın ışıklarını açtım. Daha sonra da yan tarafına oturup saçını düzelttim.
"Yalnız senin bu saçın da bir âlem, ben bu tarafa tarıyorum o diğer tarafa yatıyor. Saçın bile inatçı." Elimi daha sonra yüzüne indirip elimin tersi ile yanağını okşayıp konuşmaya başladım.
"Hani o gün sana gelemem yapamam demiştim ya unut onu, uyan seninle kalacağım." Oturduğum yerden ayaklarımı uzatıp kedi gibi yanına kıvrıldım. Her gün saatlerce ona hayatımda ki en unutamadığım anları anlatıyordum.
"İlkokuldayken sabahçıydım ve okula gitmek için çok erken kalkardım. Sabahları midem yemekleri almazdı, yediğimi yutamazdım. O lokma ağzımda büyür dururdu. Bir keresinde sabah yediğim ekmeği yarım bıraktım. Annem bana onun hepsini bitirmem gerektiğini yoksa arkamdan geleceğini söylemişti. Daha sonra benden gizlide onu çantama koymuş. Öğle arasında beslenme çantamı bir açtım ekmek karşımda, o gün nasıl ağladığımı anlatamam. Kimse beni susturamamıştı." Kıkırdadım. Karan uyansın istiyordum. Gerekirse hayatımda yaşadığım tüm saçmalıkları anlatırdım.
Derin bir nefes alıp elini ellerimin arasına aldım. Bedenimin yorulduğunu hissediyordum. Üzerimde neredeyse tonlarla ağırlık varmış gibiydi. Eline hafif bir öpücük kondurup ayağı kalktım. Odadan çıkmaya ihtiyacım vardı.
Kapıya doğru geldiğimde kalp atışlarında değişme olmuştu. Yerimde çakılı kalırken nefesim hızlandı. Hızla arkamı dönüp yanına koşturdum.
"Karan?" dudaklarım açılırken o krizlerden birisi geliyordu.
"Ayşe abla bir şey oluyor, Karana bir şey oluyor." merdivende gürültülü ayak sesi duyulurken doktorla birlikte Ayşe abla girmişti. Mert Bey beni dışarı çıkarırken hıçkırarak ağlıyordum.
"Girmek istiyorum. Onu görmek istiyorum." Kafamı kaldırıp Mert Bey'e baktım.
"Belki de son defa göreceğim. Nere..." beni kendisine çekmesi ile cümlem yarım kalırken kulağıma fısıldadı.
"Sen onun minik kızısın unuttun mu?" başımı salladım. Nasıl unutabilirdim ki? Beni bıraktığında duvarın dibine çöktüm. Hıçkırıklarım ile bedenim sarsılırken kapı açılmıştı. Kafamı kaldırmaya halim yoktu, alacağım cevaptan korkuyordum.
"Şans?" kadının elini omuzumda hissettiğimde kafamı kaldırıp ona baktım. Güler yüzü ile bana bakıp kalkmama yardım etti.
"Gözün aydın, solunum cihazı olmadan nefes almaya başladı."
"Bu iyi bir şey değil mi?" başını sallayıp ekledi.
"İçeri girebilirsin." Hızla içeri girdim. Artık o kablolar yoktu. Solmuş vücudu her nefes alış verişinde inip kalkıyordu. Gülümsedim, kendi başına nefes alıyorsa uyanacaktı. En azından öyle umut ediyordum.
Yavaşça yanına oturdum. Serumun yara yaptığı elini ellerimin arasına aldım.
"Ellerinin üzeri mor, ama merak etme ben hepsini iyileştireceğim." Duyduğum ayakkabı sesi ile başımı arka tarafa çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktan Gelen Aşk |Mavi ve Aşk Serisi1|
ChickLitSabah uyandığınızda yaşadığınız her şey aslında bir rüyaysa ne yaparsınız? Siz maceradan maceraya koştuğunuzu sanırken bütün bu olanlar beyninizin size oynadığı ufak bir oyunuysa? Geceden sabaha ne olabilir ki demeyin, her an her şey olabilir! ...