Keyifli okumalar:)
Aman Allahım!
Telefon elimden gürültülü bir şekilde düşerken nefesimi tuttum. Ellerim anın etkisi ile titrerken iş arkadaşlarımdan birisi yanıma gelip kolumdan tuttu. Sandalyeye oturmama yardım ederken bataryası çıkmış olan telefonumu masanın üzerine bıraktı.
"Ne oldu? Birisi hemen su getirsin."
Önüme çöküp ellerimi ellerinin arasına alırken nefesim sıklaşmıştı. Filizin ellerinin yerine su bardağı gelirken titreyen ellerimin arasına alıp suyu içtim.
"İyi misin?"
"Evet, evet iyiyim. Sadece başım döndü o kadar."
"Hadi gel. İçeride dinlenirsin biraz." Koluma girip beni içeri götürürken bunun şaka olmasını diliyordum. Eğer bir mesajla bu halde olduysam adamı karşımda görünce kesinlikle şaşkınlıktan kalpten giderdim. Birlikte içeri giderken biryandan da suyumu içiyordum. Kalp atışlarım göğsümü zorlarken sandalyeye oturup arkama yaslandım.
"Sen biraz dinlen ben hemen geliyorum." Başımı sallayıp gözlerimi kapattım. Başım uğuldarken Filizin sesini duydum.
"Müdürle konuştum, bugün izinlisin." Gözlerim açılırken dolabımı açıp çantamı çıkarmıştı.
"Hadi, fikrinden vazgeçmeden git, gerçi Özgür Bey burada olsa sorun olmazdı biliyorsun ama bu müdür" diyerek sözünü kestiğinde gülümsedim ardından da oturduğum yerden kalktım. Filizin elime tutuşturduğu kıyafetleri giyerken o da bir yandan söyleniyordu.
"Sende bir tuhaflık var ama çözemedim. Bunu en yakın zamanda anlatacağını umuyorum." Üzerime montumu giyerken çantamı elime tutuşturdu.
"Hiç geçiştirdiğini sanma."
"Çok sağ ol. Yoksa bu akşam bir sürü tabak kırabilirdim." O bana kıkırdarken restorandan ayrılmak için odadan çıktım. En azından bugün rahattım.
&&&
Uzun ve yorucu bir yolculuğun ardından eve gelebilmiştim. Dışarıdan aldığım yemeği mutfak tezgâhına bırakıp odama ilerledim. Üzerimi değiştirip piyanoya çalışmalıydım, yarın dersim vardı ve hazır değildim. Filize bir kez daha teşekkür etmeliydim. Hem Karanı görmekten kurtarmıştı, hem de çalışmam için bana biraz daha vakit kazandırmıştı.
Pijamalarımı giydiğimde kapının sesini duydum. Hızlıca kapıya koşup açarken Eceyi görmem ile gülümsedim.
"Şans abla merhaba, bunu ev sahibin sana getirdi." Kâğıdı elime tutuşturup giderken 15 gün içinde kirayı ödemediğim takdirde beni evden atacağı yazıyordu. Omuzlarım umutsuzlukla çökerken iştahım gitmişti.
Koltuğa bıraktığım çantamın içindeki notalarımı da alıp odaya ilerledim. Kâğıdı yatağın üzerine fırlatıp oturdum. Kapağı kaldırıp tuşlarda parmaklarımı gezdirdim. Ne zaman üzülsem piyano beni kurtarıyordu. Tüm düşüncelerimden beni arındırıyordu.
"Babaaa, ben piyano çalmak istiyorum. Bana piyano alır mısın?" annem gülümseyerek elinde ki meyve tabağını masaya bıraktı. Babam saçlarıma öpücük kondurarak mırıldandı.
"Hmm.. Demek ki beni boncuk gözlü kızım büyüyünce piyanist olacak." Kafamı sallayarak kocaman gülümsedim.
"Olacağım. Alacaksın değil mi?"
"Tabi ki alacağım. Benim prensesim piyano ister de ben almaz mıyım?" yanaklarına öpücük kondurup sıkıca sarıldım.
Aklım eski bir anıya giderken gözlerim yaşarmıştı. Piyanonun başına her oturduğumda babama teşekkür ediyordum. Şimdi yanımda değildi ama biliyordum bir yerlerden beni izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktan Gelen Aşk |Mavi ve Aşk Serisi1|
ChickLitSabah uyandığınızda yaşadığınız her şey aslında bir rüyaysa ne yaparsınız? Siz maceradan maceraya koştuğunuzu sanırken bütün bu olanlar beyninizin size oynadığı ufak bir oyunuysa? Geceden sabaha ne olabilir ki demeyin, her an her şey olabilir! ...