Keyifli okumalar:)
24 saat önce...
Kapattığım telefonumla birlikte bahçede ki minik çitler gözüme çarparken telefonumu cebime koyup gülümsedim. Gece yarısı kesinlikle gidecektim! Bu süre zarfında da uslu bir kız olarak kimsenin gözüne batmayacaktım. Piyano çalışacak, yemek yiyecek ve sürekli tebessüm edecektim.
Ve bu dediklerimin hepsini de büyük bir başarı ile gerçekleştirmiştim. Saat gece yarısını gösterirken herkes odalarına çekilmiş bende ayakkabılarımı giymiş korumaların değişim saatini bekliyordum. Karandan duyduğum kadarı ile on dakika içerisinde hepsi arka bahçeye gidecekti. Bugün fark ettiğim o küçük çitlerden atlayıp milli atlet gibi koşacaktım.
Telefonumun saatine baktım, bir dakika daha eksilirken yerimden kalkıp camdan dışarı baktım. Bu ev harikaydı, ön tarafı tamamıyla ormandı ve ormanın bitiminde deniz gözüyordu. Mesela camın önünde oturup saatlerce kitap okuyabilirdiniz. Burada asla üzülmez ya da mutsuz olmazdınız. Ormanın o hoş kokusu hissettiğiniz anda tüm kötü hisler uçup giderdi.
Gözlerimi manzaradan alıp telefona çevirdiğimde 5 dakika kalmıştı, ben manzara ve güzel ormana bakarken birkaç dakika daha eksilmişti. Derin bir nefes aldım ve yavaşça kapıya doğru ilerledim ardından da kolu çevirdim. Merdivenlerden aşağı inersem yüzde ellisini halletmiş sayılırdım. Adımlarımı sessiz bir şekilde hızlandırıp aşağı indim. Perdenin arkasından korumalara baktığım da yerlerinde yoktu. Sürgülü camı açıp kendimi hemen bahçeye attım. Ellerim çitlere yapışırken kendimi yukarı çektim ve aşağı atladım. Dizlerim acırken ses çıkarmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Kaçıyordum ama umarım sonu hayırlı olurdu.
Şimdiki zaman
Kaçtıktan sonra Hayalin yanına değil Ezginin evine gelmiştim. Birkaç gün burada kaldıktan sonra normal hayatıma dönmeyi umuyordum.
"Bu akraba yalanını yememiştik zaten, adama bak. Hadi kalk polise gidelim."
"Saçmalama kızım ben adamdan kurtulmak istedikçe sen onu başıma sardıracaksın. İstemiyorum polis falan. Hem zaten o da ilk bir sinirlenir sonrasında yatışır, yani öyle umuyorum."
"Ah Şans ah! Hep bu merakın yüzünden!"
"Bana diyene bak! Senin de merak yüzünden başına neler geldi unutma!"
"Geldi tamam da sen gittin mafya babasının ayarları ile oynadın." O sırada zil çalarken yerimden hızlıca kalkıp korkuyla baktım.
"Geldi mi acaba?"
"Hayaldir otur sen." O kapıya ilerlerken bende yerimde tedirgince oturuyordum. Ezgi içeri tedirginlikle gelirken yüzümün bembeyaz olduğuna yemin edebilirdim.
"Geldi değil mi?"
"Hayır o değil daha fenası" gözlerim korku ile açılırken kapıda kadın sesi duyuldu.
"İçeride olduğunuzu biliyorum. Açın!"
"Reyhane teyze mi o? Lanet olsun onu unutmuşum! Daha fazla gürültü çıkarmadan açalım şu kapıyı!" ikimizde kapıya doğru ilerlerken kapıya vurmaya başlamıştı. Ezgi kapı kolunu çevirdiği anda üzerimize düşen ağırlıkla çığlık attım.
"Ah sırtım!"
"Reyhane teyze ne yaptın ya?" sağ tarafım Ezginin ağırlığı ile ezilirken Reyhane teyze söyleniyordu.
"Kapıyı zamanında açsaydınız bunlar olmazdı!" üzerimde ki Reyhane teyzeyi ittirmeye çalıştım fakat sonuç başarısızdı.
"Kim sana geril de kapıyı kırmaya çalış dedi! Hızını alamadın üzerimize devrildin! Sırtım ağrıdı kalkın artık!" o sırada merdivenlerin ışığı yanarken kimsenin bizi böyle görmemesi için dua ediyordum. Gözlerim birkaç saniye sonra Hayalin gözleri ile buluşurken uzunca bir nefes verdim.
"Ne yapıyorsunuz siz burada?"
"Bu sene ki yağlı pehlivan güreşlerine katılmaya karar verdik." Reyhane teyze bana gülerken Ezgi kalkmayı başarmıştı. Kolumdan tutup beni kaldırmaya çalışırken tekrardan mırıldandım.
"Deprem anında ilk önce kadınlar ve çocuklar."
"Kızın üzerine nasıl düştün? Kafa gitmiş!" Hayalin desteği ile beni yerden kaldırırken Reyhane teyze arka tarafta söyleniyordu.
"Ayol günlük dedikodularımı geçemedim." Yerinden kalkıp karşımıza oturduğunda derince bir nefes aldım.
"Hani bakkalın kızı vardı ya ne olmuş biliyor musun? Kocaya kaçmış, hem de hamile haliyle nasıl kınadım anlatamam. Hadi onu geçtim Nasibe'nin gelini 3.yü doğuracakmış ay sanki kaynanasına yaranıyor da doğurdukça doğuruyor! Şu Perihanın oğlu var ya.." telefon çalarken uzunca nefes verdim. Reyhane teyze yeni gelen sıcak dedikoduların haberini alırken gitmesi için dua ediyordum.
"Yeni haberler geldi. Gidiyorum ama dönünce Perihan'ın oğlundan bahsedeceğim." Hızla uzaklaşırken Hayal şaşkınlıkla bakıyordu.
"O neydi öyle?"
"Türünün tek örneği..
1 hafta sonra
Kaçmamın üzerinden bir hafta geçmişti. İlk iki gün ürksem de sonrasında Karanın beni rahatsız etmeyeceğine emin olmuştum. Okula gitmiyordum zaten özel bir okul olduğu için kimse dersleri umursamıyordu. Tek korkum devamsızlık yüzünden bursumun kesilmesiydi. Ezginin evinde ki küçük org ile çalışırken omuzumda hissettiğim el ile çalmayı bıraktım.
"Kursumda ki arkadaşlarımla konuştum akşam bizi bekliyorlar. Hadi hazırlan çıkalım." Ona doğru döndüğümde kolumdan tutup öfkeyle soludu.
"Hiç öyle üşengeçlikle bakma! Ev kuşu oldun ya çık azıcık sosyalleş."
"Çıkmak şart mı?" dediğimde orgun başından kaldırıp elbise dolabına doğru çekiştirdi.
2 saat sonra..
Etrafta yankılanan caz müziği, ona eşlik eden kahkahalar, vücudumda hissettiğim rüzgâr ile yerimde hafifçe kıpırdandım. Güneş yerini geceye bırakırken masamızın yanında duran sarı saçlı çocukla kaşlarımı çattım.
"Efe, hoş geldin." Ezginin mutlu yüzü ile gözlerim kısılırken içimden eve gidince kafasını kıracağıma yemin etmiştim. Bugün çöpçatanlık günlerinden birisiydi. Birkaç kişi daha gelirken muhabbet koyulaşmıştı fakat ben oralı bile değildim. Yeni tanıştığım insanlarla hemen kaynaşan bir insan değildim. Efe diğerleri ile konuşmayı bırakıp bana dönerken yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim.
"Her zaman piyano çalmayı istemişimdir." Duyduğum bu bayat cümle ile içim sıkılırken konuşmaya devam ediyordu.
"Bu büyük bir yetenek, müzik stresini alıyordur."
"Ya evet.. Zevkli bir şey " O diğerlerinden gelen soruyla dikkati diğerlerine kayarken yan tarafımda garson elinde ki kâğıdı avucumun içine sıkıştırıp gitti. Şaşkınlıkla elimin içerisinde ki nota bakarken parmaklarımla katlanmış kağıdı hafifçe aralatıp siyah mürekkeple yazılmış yazıya baktım.
Kaçmak hiçbir şeyin çözümü değildir minik kız! Kanıt mı istiyorsun? Kafanı kaldır ve karşıya bak!
Bakışlarımı bir çift öfkeli göz ile buluşurken yerimden hızlıca kalktım. Korku bedenimi ele geçirirken bedenim buz kesmişti!
IG:busellannhikayeleri
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktan Gelen Aşk |Mavi ve Aşk Serisi1|
ChickLitSabah uyandığınızda yaşadığınız her şey aslında bir rüyaysa ne yaparsınız? Siz maceradan maceraya koştuğunuzu sanırken bütün bu olanlar beyninizin size oynadığı ufak bir oyunuysa? Geceden sabaha ne olabilir ki demeyin, her an her şey olabilir! ...