♣️25♣️ Hasta

34.8K 2.1K 266
                                    

Keyifli okumalar:)

Cahit gözden kaybolurken şaşkınlıkla arkasından bakakaldım. Elimde ki elbise poşeti ile boş boş bakarken kolumda Hayal ablanın elini hissettim.

"Şans?"

"Gözünün üzerimde olmadığı bir an olmayacak mı?

"Bilmiyorum güzelim, hem o adam kimdi tam göremedim." Sorusuna cevap vermeyerek elbise poşetini yere bırakıp mağazadan çıktım. Arkamda Hayalin itirazlarını duyduğumda hızımı arttırdım.

"Yavaşla!" Yerimde durduğumda poşeti elime tutuşturdu.

"Bizi öldürmek mi istiyorsun? O elbiseyi orada bıraktığında sanki arkamızdan tekrar göndertmeyecek!"

"Bu adam benden ne istiyor ya? Saçma sapan bir rüyanın peşinden ardıma takıldı! Kurtulamayacak mıyım?" gözlerim yaşarırken destek verircesine bana sarıldı.

"Atlatacaksın merak etme."

"Tek korkum kaçamayıp ona kapılmak. Gölgem gibi, peşimde.." bu dediğime sessiz kalmıştı. O da artık ne söyleyeceğini bilemiyordu, hayatına bir anda dahil olmuştum ve bu saçmalığa katılmıştı. Belamı onlara da bulaştırmıştım.

Birlikte alış veriş merkezinden çıktığımızda otobüs durağına doğru ilerledik. Yürürken etrafıma da bakınmayı ihmal etmiyordum, fakat görebildiğim kadarı ile takip edilmiyorduk. 

"Şimdi eve gidince güzel bir duş alırsın"

"Bugün kıyafetlerimi alacaktık. Piyano içinde nakliye şirketi ile görüşmem gerekiyordu."

"Onlarla yarın ilgileniriz." Başımı salladığımda otobüs gelmişti.

"Keşke bu otobüs sonsuza kadar hiç durmadan gitse; Karandan, peşime taktığı gölgelerden uzaklaşıp rahat bir nefes alsam"

"Alacaksın." dediğinde hiç ama hiç ümidim yoktu fakat bunu ona söylemedim. 

--

Bir saat gibi bir süre içinde eve geldiğimizde Ezgi ile Lina boş boş etrafa bakınıyordu. Yüzleri bembeyaz olmuştu, sanki hayalet görmüş gibiydiler. 

"Hayır, sadece üzerimizden Reyhane teyzenin dedikoduları geçti o kadar." Hafifçe kahkaha attığımızda elimde ki poşet dikkatlerini çekmişti.

"O ne?"

"Gereksiz bir kıyafet işte" Ezgi elimden poşeti çekip elbiseyi çıkardığında dudakları şaşkınlıkla açıldı.

"Bu elbise harika!"

"O elbise yakında çöpü boylayacak! Ver şunu!"

"Madem çöpü boylayacak neden aldın?"

"Sorun da o ya Şans almadı, Karanın hediyesi" şaşkınlıkla birbirlerine baktıklarında omuzlarımı düşürerek koltuğa oturdum. Her anımı Karana göre yaşamaktan nefret ediyordum. Bu böyle nereye kadar devam edecekti? Bu düşünceler aklıma üşüştüğünde içim sıkılıyordu.

Onu tanımıyordum bile, sanki uzun zamandır birbirimizi tanıyormuşuz gibi davranması çok can sıkıcıydı. Hiç kopmamışız gibiydi, yeni tanışmışmışız gibi değil de her anımız her dakikamız beraber geçmiş gibi, yani özetle rüyanın devamı gibi davranıyordu. 

Uzak dur desem anlar mıydı? Git desem gider miydi? Mesaj atma, takip etme desem dediklerimi yapar mıydı? Yapmazdı çünkü o Karandı! Kendi karanlığına beni de hapsetmeye gelmişti. Hayatımı mahvetmek istiyordu. Peki ya ben, ben istiyor muydum?

Karanlıktan Gelen Aşk |Mavi ve Aşk Serisi1|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin