Keyifli okumalar:)
İçinde bulunduğum karanlıktan çıkmak istiyordum. Sanki birisi ruhumu eseri almış gibi beni sürekli karanlığına çekiyordu. Gözlerimi açmak istiyordum, gözlerimi açıp etrafıma bakmak istiyordum.
Başımda ki uğultu kendini belli edercesine zonklarken bedenim gerildi. Omuriliğimden aşağı ürperti geçerken göğsüm hafifçe yukarı kalktı. Nefesimi tuttum, belki hissettiğim acı biterdi. Vücudumu kıpırdatsam geçer miydi? Bulunduğum karanlıktan çıkıp rahat eder miydim? Başımda ki ağrı kendisini belli edercesine tekrardan zonklarken tuttuğum nefesimi geri bıraktım.
Burnuma gelen o iğrenç hastane kokusu ile yüzümü buruşturdum. En son dar bir sokaktaydım. Buraya nasıl gelmiştim? Gözlerimi aralamak istedim ama bedenim o kadar yorgundu ki gözümü açmaya halim yoktu.
Parmaklarımı hafifçe kıpırdattım belki birileri uyandığımı fark ederdi. Sanırım rüyamda ki şeylerden birisini yaşıyordum. Emin değildim, her şey o kadar karışıktı ki artık hiçbir şeyi ayırt edemiyordum.
Belki Karan buralarda bir yerdeydi. Gözümü açsam karşıma çıkar mıydı? Yine ellerimi tutup bana gülümser miydi? Rüyamda vardı her anımda her saniyemde benimleydi.
Elimin üzerinde hissettiğim sıcacık el ile nefesimi tuttum. Ya oysa?
Şuan gözlerimi açmak istiyordum. Gözlerimi açıp elimin üzerinde ki elin sahibine bakmayı diliyordum. Elimin üzerinde ki eller koluma geçtiğinde bedenimi yavaşça bıraktım.
Hissediyordum, ama tepki veremiyordum.
"Hocam serumu değiştirdik."
"Durumunda herhangi bir değişiklik var mı?"
"Hayır."
Kısa bir sessizlik olurken kapının açılma sesini duydum. Birkaç saniye içerisinde burnuma gelen koku ile ruhum huzur bulurken bedenim suya kavuşmuş gibiydi. Göğsümde çiçek bahçeleri açmıştı. Hani insan kilometrelerce koşar da nabzı hızlanır ya, kalbi göğüs kafesini zorlar işte öyle olmuştum.
"Durumu nasıl?" pürüzsüz bir ses melodi gibi yankılanırken parmaklarım tekrardan kıpırdadı.
Bir sürü besteci eseri çalmıştım. On binlerce nota parmaklarımın arasından geçmişti ama bu ses, bu ton o kadar farklıydı ki.. Tıpkı denizin dibinde ki inci gibiydi. Görmesem bile hissediyordum. Bu Karandı.
Rüyama giren, beni sevdiğini söyleyen, beni korkutan ama en önemlisi beni mutlu eden adamdı.
"Durumu stabil, yaşadığı kriz çok ağır. Panik atak geçiren insanların bedenleri yorgun olur. Bu yüzden biraz geç uyanabilir."
Uyandım ben diye bağırmak istesem de yapamadım. Artık bırakmıştım, çünkü ne kadar istesem de gözlerimi açmaya halim yoktu.
"Ne gerekiyorsa yapılsın"
Ardından birkaç saniyelik sessizlik oldu. Kapı açılıp kapanma sesi gelirken yatağın bir kenarı çöktü.
"Herhalde uyanık olsaydın. Bana sen kimsin? Diye ardı arkasına sorular sorardın. Burada olmam o kadar tuhaf ki, bir rüyadan etkilenip bir kadının peşine düşmek sanırım hayatımda yaptığım çılgınlıklardan birisi.. ama rüyamda ki gibisin, hala aynı kokuyorsun. Bir insan nasıl bu kadar güzel kokar? Bu koku? Bir koku insanın aklını başından bu kadar mı alır? Sanki cennet ayağımın altında gibi.. Sanki bu günahkâr adama cennetten bir parça verilmişte yaptığı tüm kötülüklere rağmen sunulmuş bir hediye gibi."
Minik bir sessizlik olduğunda alnımda küçük bir dokunuş hissettim. Ardından da nefesi yüzüme vurdu.
"Her şeyin devam etmesine çok az kaldı minik kız, ama şimdilik hoşça kal."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktan Gelen Aşk |Mavi ve Aşk Serisi1|
ChickLitSabah uyandığınızda yaşadığınız her şey aslında bir rüyaysa ne yaparsınız? Siz maceradan maceraya koştuğunuzu sanırken bütün bu olanlar beyninizin size oynadığı ufak bir oyunuysa? Geceden sabaha ne olabilir ki demeyin, her an her şey olabilir! ...