Keyifli okumalar:)
"Karan?"
Dudaklarımdan fısıltı dökülürken kahvelikleri parıldamıştı. Elini bana doğru uzattığında terlemiş ellerimi ona doğru yavaşça uzattım. Kocaman elleri elimi kavrarken vücudumdan ürperti geçmişti.
"Merhaba" kalın sesi rüyamda ki gibiydi, hafifçe gülümseyip "Merhaba" dediğimde elimi nazikçe bıraktı.
"Memnun oldum." Ateşe düşmüş gibiydim. Topuklu ayakkabılarımın beni taşımayacağını anlayınca yavaşça usulca oturdum. Karan ve Mert Bey'de oturunca bakışlarımı başka tarafa çevirdim. Karanla göz göze gelmek istemiyordum.
Garson kısa bir süre içinde siparişleri alıp yanımızdan ayrıldığında yemeğin en hafifi neyse onu istemiştim. Midem Karanı gördüğünden beri iyi değildi. Benim dışımda muhabbet dönerken Karan önünde ki bardaktan bir yudum su içip bakışlarını bana çevirdi. Kahverengi gözlerinin rotası hiç değişmeden bana bakıyordu. En sevmediğim şeylerden birisiydi, kim olursa olsun bana dikkatli baktığında utanırdım. Yanaklarıma sıcak basarken içimden söylendim.
Beyler iş ile ilgili konuşmaya devam ederken ben sessizliğimi koruyarak oturmaya devam ettim. Arada bir tebessüm ediyor bir şey söylemiyordum. Bazen de yemekler geliyor mu diye garsonları kontrol ediyordum.
"Senin bu konular hakkında ki fikrin nedir?" Mert Bey'in sorusu ile yerimde kıpırdandım sonra yine yaptığım şeyi yaparak tebessüm ettim.
"Konulara çok fazla hakim olmadığım için açıkçası bir fikrim yok." dediğim an elindeki tabaklarla yanımıza yaklaşan garsona gördüm. Bu beni kurtarırken kimse bir şey demeden tabaklar masaya gelmişti. Konu bu şekilde dağılırken yemeğime iştahla baktım. Garson kısa bir süre sonra yanımızdan ayrıldığında afiyet olsun diye mırıldanıp yemeğe gömüldüm. Kafamı kaldırmadan hızlı hızlı yiyordum. Ona bakmasam bile hissediyordum, gözleri üzerimdeydi. Ondan tarafa hiç bakmadım çatal bıçak sesine eşlik eden telefon sesi ile Mert Bey izin isteyerek yanımızdan ayrıldı.
"Kafanı kaldırmayacak kadar çok mu sevdin yemeği?"
"Pardon?"
"Bir an önce gitmek ister gibisin?" elimde ki çatalı bırakıp peçeteyle ağzımı sildim.
"Yanlış görmüşsünüz." Sırıtıp arkasına yaslandı. Tek kaşını kaldırıp bana baktı, kesinlikle eğleniyordu.
"Kusura bakmayın, benim hemen gitmem gerek." Mert Bey aramızda ki sürtüşmeyi bölerken bakışlarımı ona çevirdim. Madem gidecekti bende krizi fırsata çevirip gidebilirdim. Ayaklandığımda Mert Bey koluma dokundu.
"Sen kal yemeğin yarım kaldı. Karan seni bırakır."
"Yok, size zahmet olmasın ben taksiyle giderim."
"Sen kal." Diyerek ısrar edince Karanın sert sesini duydum.
"Uzatma Mert ben bırakırım." Karana baktığımda onun yüzümüze değil de Mert Bey'in
kolumda ki eline baktığını gördüm. Sırıtarak elini kolumdan çekip ekledi."Tamam kardeşim, bu güzel hanım sana emanet." Ardından da iyi akşamlar diyerek hızla yanımızdan uzaklaştı. Sandalyeye geri oturduğumda iştahsızlıkla önümde ki yemeğe baktım. Önümde ki bardaktan bir yudum su içerek kuruyan dudaklarımı ıslattım.
"Kalksak olur mu?" bir şey demeden gözlerime bakmaya devam ediyordu, cevap
vermeyeceğini anladığımda ekledim."Hayal ve kızlar beni merak etmiştir." İfadesiz yüzü yerini çatık kaşlara bırakırken ellerini birleştirip masanın üzerine koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktan Gelen Aşk |Mavi ve Aşk Serisi1|
ChickLitSabah uyandığınızda yaşadığınız her şey aslında bir rüyaysa ne yaparsınız? Siz maceradan maceraya koştuğunuzu sanırken bütün bu olanlar beyninizin size oynadığı ufak bir oyunuysa? Geceden sabaha ne olabilir ki demeyin, her an her şey olabilir! ...