Keyifli okumalar:)
Allah'ın belası mutluluk gelsin dünyaya.
Oğuz Atay
Hissettiğim boşluk canımı acıtıyordu. Yanımızdan hızla geçen trafik ışıkları, etraftan duyduğumuz araba kornaları ve benim bomboş arabanın tavanına bakmam. Arabanın arka koltuğun da elimi karnıma koymuş boş boş tavana bakıyordum. Beynim dakikalardır uyuşmuş, hiçbir soruya, tepkiye cevap vermiyordu. Yapabildiğim tek şey bakmaktı.
Elimin üzerinde hissettiğim el ile yine tepki vermedim. Sadece bakış açıma Karanın endişeli yüzü girmişti. Bir yandan karnımı okşuyor bir yandan da küfürleri ardı arkasına sıralıyordu. Alnıma hafif bir öpücük kondurup mırıldandı.
"Sana söz veriyorum. Bebeğimize hiçbir şey olmayacak." Dediğinde gözlerimi kapattım. Biliyordum ki, yine kaybedecektim. Hep kaybettim.
"Cahit, o siktiğimin korumasını depoya kaldırsınlar ona yapacağımı biliyorum." Karnımda ki elinin üzerine diğer elimi koyup gözlerimi açtım.
"Bırak yapma." Gözlerimiz buluştuğunda hafiften gülümsedim.
"Bir şey yapma, belki karısı vardır. Hasta annesi veyahut onu bekleyen çocuğu, bir şey yapma lütfen." Karan dudaklarını alnıma yasladığında elimi elinden alıp yanağına götürdüm. Gözlerimin üzerine düşen yaşlarla birlikte Karanın gözlerine baktım. Kahverengi gözlerinden aşağıya inciler dökülürken elimi yanağında gezdirdim ve ardından da mırıldandım.
"Ben her zaman kadere ve şansa inanmışımdır. Eğer bu bebek kaderimizde varsa bizim kucağımıza gelecektir. Yoksa nerede olursa olsun gider. Belki yolda yürürken bir şey olur ya da ne bileyim şimdi olduğu gibi düşerim. Eğer kaderde varsa olur." Koskocaman derin bir nefes alıp dudaklarını alnımdan ayırdı.
"Biliyorum. Biliyorum da neden biz? Daha önce kaybettik zaten, bir daha neden kaybedelim ki?"
"Karan geldik."
Araba durduğunda Karan beni kucaklayıp arabadan dikkatlice indi ve bize doğru gelen sedyeye yavaşça yatırdı. Sedye içeriye doğru hızlı bir şekilde sürüklenirken yanımızdan geçen insanlara bakıyordum. Bazıları koridorda ki sandalyelere oturmuş, bazıları ise elinde serum şişeleri ile yürüyordu. Odanın birine girdiğimizde gözlerim hafiften kapanmaya başlamıştı. Başımda koşuşturan insanların görüntüsü belirsizleşirken daha fazla dayanamayarak gözlerimi kapattım.
Birkaç saat sonra...
Duyduğum sesler ile bedenimi hafifçe kıpırdattım. Gözkapaklarımın üzerinde sanki tonla ağırlık var gibiydi. Elimde hissettiğim el ile tekrar göz kapaklarımı zorladım.
"Şans? Güzelim."
Tekrar göz kapaklarımı açmaya çalıştığımda ilk önce gördüğüm beyazlık ile gözlerimi kırpıştırdım. Ardından Karanın kafası görüntüye dâhil olurken yerimden kalkmaya çalıştım.
"Dur hareket etme, elinde serum var."
Karanın gülümseyen gözlerine bakarken elimi karnıma koydum. Bana yaklaşıp hafifçe alnımı öperken elimi yanağına koydum.
"Merak etme, ufaklık gayet iyi. Bu aylarda bunun olması normalmiş. Doktor uyandığında tekrar geleceğini söyledi, gelir birazdan." İnanmıyormuşçasına tekrardan sordum. "Karnımda hala değil mi?" Karan dudaklarımı öpüp ardından da mırıldandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktan Gelen Aşk |Mavi ve Aşk Serisi1|
ChickLitSabah uyandığınızda yaşadığınız her şey aslında bir rüyaysa ne yaparsınız? Siz maceradan maceraya koştuğunuzu sanırken bütün bu olanlar beyninizin size oynadığı ufak bir oyunuysa? Geceden sabaha ne olabilir ki demeyin, her an her şey olabilir! ...