Eski Arkadaş

861 35 0
                                    

"Efendim baba, bi sorun mu var bu saatte." Dedim kendimi tutamadan.

"Var oğlum var, ablan..." Dedi ve durakladı ne olmuştu ablama

"Ne oldu baba ablama?"

"Kaçmış oğul. Bu sabah uyandığımızda odasında yoktu. Biraz bekledik belki bir işi vardır bir yere gitmiştir diye. Sonradan odasinda 'Özür dilerim' yazan bi kağıt bulduk. Aradık her yeri aradık ama..."

"Yokmu baba, bulamadınız mi?"

"Mardinde yok oğlum" dedi

"Ama ben size dedim baba bu kızı sadece ağa oğlu diye istemediği birine vericektiniz yapmayın dedim ben."

"Pişmanım oğul, biliyosun Zümraya olan duşkünlüğümü. Ama izini bulduk biz şimdi yoldayız." Dedi babam. Bi rahat nefes aldım.

"Nereye gidiyorsunuz baba biz de gelelim Farhanla." dedim

"Yok Bora sen gelme ben seni haber vermek için aradım. Onları bulduğumuzda ben Zümraya kıyamam biliyosun."

"Kıyma zaten baba ne diye kendi kızına kıyasın ki." Dedim dedim ama babamın söyledikleriyle artık bu mardinden de törelerden de hatta ablamdan da tekmeyi yediğimi anladım.

"Bora berdel yapabiliriz haberin olsun."

Babamın son sözü de buydu işte sonrasında telefonu kapattim. Farhanın soru soran bakışlarıyla bas başa kaldım. Ne demek berdel ya ne demek hem de bu gece o kıza ilgim başlamışken.

Ferhana he şeyi anlatırken o da benim kadar sinirlenmişti. Sonra da odalara geçtik ve ben de düşüncelerimle baş başa kaldım sonra da uyumuşum.

         Arya'nın anlatımından

Sabah kalktığımda saat bire geliyodu. Kendime şaşırdım bu saate kadar uyuyamazdım. Havasından mıdır nedir bana yaramadı İstanbul.

Sabahları zaten kahvaltı yapamayan bir yapım vardı o yüzden sadece cay demleyip abimi aradım. Bakalım memlekette neler oluyor.

"Efendim"
"Abi, Arya ben"
"Kızım nerdesin sen! Gidince ara dedim 2 gün geçti nerdeyse. Ne kadar merak ettim haberin var mı?"Dedi hem sinirli hem sessiz şekilde. Demekki bizim dünürler(!) gelmişti.

"Abi tamam sakin aradım işte, hem yol yorgunlugumu yeni yeni atabildim." Dedim ve ekledim " Orda durumlar nasıl?" Diye sordum.

" Sorma Arya, her yerde seni arıyolar deli oldular resmen, babamlar da meraklandı ama sana güveniyorlar. Kızım karakoldan izni ne zaman aldın oraya bile gitmişler." Dedi

"Bi arkadaştan rica ettim gelirken halletti benim yerime. Size bi şey yapmadılar dime? Nerdeler şimdi? Ve çocuğu biliyolar mı? En önemlisi de bizimkiler ne dedi kızı duyunca?" Diye sorularımı sordum hızlı hızlı. Karşıdan abimin kahkahasını duyunca ben de biraz kıkırdamış olabilirim.

"Dur kızım bi sakin, anlatıcam. Şimdi sen gittikten sonra eve gittik oturduk bizimkilere her şeyi anlattık. Tabi çok şaşırdılar bir yandan da sevindiler. Nikahla çocuğu da duyunca annem havalara uçtu bana dediği cümle 'Biran hiç babanne yada anneanne olamıcam zannediyordum'. Kadın korkmuş resmen." Dedi ve güldü.

"Hadi ya o derece diyosun yani." Dedim ben de bir yandan da annemin tepkisini kafamda canlandiriyodum. O anı görmek isterdim komik olurdu ya.

"Aynen öyle. Sonra da seni söyledim berdelden kaçtığını flan, zaten tedirginlerdi hep den korkmaya başladılar. Neyse Arya bizi buldular hatta bildiğin baskın yaptılar ama seni bulamıyorlar bir türlü sen nerdesin nasıl sakladın kızım kendini ?" Diye şaşkınca sordu abim.

"Senin kardeşin polis abicim, bırak da oarası bende kalsın." Dedim göğüsümü kabarta kabarta.

"Onu bunu bırak da senin paran var mi yeterli. Sen giderken sormayı unuttum."

"Var abi var yeter bana da sen anlat ne dediler gelince ne bilim benden nasıl haberleri oldu?"diye sordum merakla sonuçta ortada olmazsam benden haberleri olmaz diye düşünüyodum.

"Sorma kızım ya aklımdan çıkmış kart kullandım mardinden gelirken zaten her yerde adamları varmış kızı da tanımışlar bazı yerlerde, yani bizi bulmaları sabahı bile bulmadı ama seni bulamıyorlar güzelim, plakadan bile takıp ettiler hala Ordu da görünüyorsun ama hicbir yerde de yoksun." Dedi abim. Şaşırmıştı herhalde benden bu kadarını da beklemiyordu. Bu da benim kendime olan özgüvenimi yükseltmedi değil.

"Allahtan çıkmadan plakayı değişirmişim abi. Kartı da kullanmıyorum. Yanı anlicagin rahatım burda." Dedim

"Arya, Ali ağa - kendisi Zümra'nın babası olur- Zümraya kıyamiyo zaten ama seni de istiyo. He bi de Zümra'nın kardeşleri de ortalarda yok babası tek gelmiş bi de amcası var yanında tabi yanlarındaki adamları saymıyorum sen dikkat et." Dedi abim.

"Nerdesin ki sen ?" Diye ekledi ama söylemedim ve sonra da telefonu kapattık. Orda herkez iyiyse burda ben de iyiyim.

Biraz tv izledikten sonra yemek yapip yedim ama insanın tek başına iştahı da olmuyo bunu fark ettim.

Evde bunaldigimi hissettim ve biraz dışarı çıktım saat geç olmadığı için insanlar dışarıdalardı yani dün akşamki gibi bir olay yaşamam diye umuyodum. Bir kafede oturup kahve esliginde kitap okumaya basladim. Bir iki üç derken hava nasıl karardı fark etmemişim ücreti ödeyip kafeden çıktım ve evime yürümeye başladım. Hava almak için arabamı almamıştım.

Aceleyle kiraladığım ev çok güzel bi mahalledeydi. Çocuklar ve gençler için parklar ayrıydı bunu dün akşam fark etmiştim. Ama arkadaşım olmadığı ve kimseye de haber veremediğim için sıkılıyordum.

Tam mahalle ye gireceğim zaman arkamdan "AKSEL!" diye birinin bağırdığını duydum. Evet AKSEL benim soyadımdı ama bana soy adımla hitap edenler sadece universteden arkadaşlarımdı.

Arkamı döndüğümde tanımadığım ve şaşkın yüzlerin arasından bir kişi bana sırıtıyodu. Onu burda görmeyi hiç beklemiyodum o yüzden şaşırmıştım.

"Şahin?"

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin