KAÇAK

GİTAR

Orman yolundan çıkmış evin yolunu tutmuştuk. Yani ben öyle zannediyordum. Evin yolundan farklı bir yola saptığımızda bu gecenin bitmediğini anladım.

"Bu sefer nereye?"
Kısa bir an bana bakıp geri yoluna döndü.
"Şalının önünü kapatsan iyi olur hayatim. Bizimkiler sahilde bizi bekliyor."
"Kimler var?"
Aynadan kendime bakarken konuşuyordum. O da cevap veriyordu.

"Kuzenlerin ve abinler işte. Yabancı yok, tanıdıkların."

Sahil kenarına arabayı çektiğinde indim. Ilerde ateş yanıyordu ve sanırım bizimkilerdi. Bora yanıma gelince beraber onların yanına ilerledik. Bizi ilk fark eden Nevin oldu ve anında üzerine atıldı.

"Kuzeeennn, çok özledim lan."
"Nevin? Istanbul'dan yeni dönmedim, evde beraberdik biliyorsun değil mi?"
"Sus be, özlemek de suç oldu. Al, al götür karakola al utanma."

"Ne içirdiniz lan buna?" Dedim ateş etrafında oturan bizimkilere dönerek.
"Çayla sarhoş olanlardan o kuzen."

Boş yerlere geçtiğimizde ateş etrafında olanlara baktım.  Abim, Zümra, Berk, Nevin, ibrahim vardı. Evde olan tayfa. Abimle Zümra yeni Deniz'imizi Şevval hanım ve anneme bırakmışlardı. Zaten çok uyuyordu ve onlar da erken kalkcaklardi.

Sol tarafında oturan Nevin kolumu delercesine düştüğünde ona dodum. Sırıtarak bana bakıyordu. Yine ne günlükler geçiyordu aklından kim bilir.

"Ne var lan?"
"Nerdeydiniz lan siz bu saate kadar?"
"Sanane kızım kocamla nereye gideceğimin hesabını mi vercem sana, git sen ver sözlü seni seni."

Nevinin damarına basmak istiyorsunuz ona evli olmanizla hava atmaniz gerekiyordu. Ben de ona sözlü seni seni diyerek ima yapıyordum. Çok kötüyüm. Hahaha.

"Arya."
"Efendim abi?"

Abimin seslenmesine karşılık Nevinden gözlerimi çekip karşımda ateşin obur tarafında oturan abime baktım.

Ayağa kalktiginda yanındaki paket dikkatimi çekti. Biraz Büyük paketi eline aldığında yanıma gelmeye başladı. Aha, bir hediye daha geliyor.

Yanıma geldiğinde elindekinin gitar kutusu oldugnu gördüm.

"Abi, ben bırak..."
"Arya. Bir olay  yaşadın diye kendini bir şeylerden çekme. Tamam yasadigin kötü bir şey ama bununla mutlu oluyordun. Ve emin ol o da öyle isterdi."

23 yaşında polisliğe yeni atanmış, daha kanı deli akan bir ben vardım. Bir de meslekten edindiğim aynı benim gibi deli dolu arkadaşlarım. Her hafta sonu genelde de pazarları sahile gelir sohbet eder şarkılar soylerdik. Lisede heves edip öğrenmiştim gitar çalmayı. Arkadaşlarla da hem çalar hem şarkılar soylerdik. Hatta siz nasıl polisesiniz diye bizimle dalga geçenler bile olurdu. Ne yani polis dedin mi illa asık süratli ciddi bir insan mi çıkacaktı karşına, biz gayet sevecen bir polistik. Ta ki o zamana kadar.

***
Bir gün yine sahilde oturmuş eğleniyorduk. Üç kız dört erkektik. Bazen ben bazen arkadaşlarımdan çalmayı bilenler, sırayla gitar çalıyor şarkılar söylüyorduk. Sonra gitarı elime aldım ve Fidana baktım. En yakın arkadaşım diyebilirdim ona hatta kardeşim. Zaten ondan sonra da arkadaş bakımından kimseyle bu kadar ileri gitmemiştim. Fidanda sonra kimseyle sıkı arkadaşlık kuramamıştım.

"Ne istersin söyle bakım, ben de çalıcam."
"Bakım bakım ne söylesem..."