ORDU

721 33 0
                                    

Bora'nın anlatımı

Boş olan yola hala bakıyordum, inamiyordum Arya şimdi bana bi şans mi vermişti.

"Oğlum gitti gitti daha nereye bakıyon."Dedi Can peşimden. Bunlara da eğlence çıkmıştı hepsi halime gülüyordu.

"Sandığımdan daha az hatta baya az tepki verdi." Dedi Şahin.

"Çünkü adını dün akşam öğrendiğimi biliyo..."dedim ve devam ettim anlatmaya.

Arya gelene kadar -1.30 saat- biraz sohbet ettik. Herkesle görüştük ve haber vericegimizi söyleyip ayrıldık.

"Yanına almak istediğin bi şey var mı, valiz yani üst baş flan." Diye sordu.

"Sen varsın yeter." Dedim.
"Beni giyemezsin ama." Dedi
"Ordan alırım bi şeyler "dedim gülerek.

Bir süre sonra istanbuldan çıkmıştık ve hiç konuşmamıştık. Gözümü dikmiş sadece Aryaya bakıyordum. Benim hiç uykum yoktu ama Arya'nın uykulu gözleri dikkatimi çekmişti.

"Ben kullanırım istersen "dedim. Kaşlarını çatarak bana baktı. Yanlış bi şey söylemiştim galiba derken kenara çekti ve durdu.

"Bi an hiç sormicaksın zannetmiştim."Dedi ve gülümsedi, gülümsemesinde can bulduğum.

Arabadan inip yerleri değiştirdik. 5 dakika sonra Arya'nın uyuduğunu fark ettim. Sanırım benden bi şey istememek için baya bi çabalamıştı.

Saatler sonra Orduya girmiştim ve kenara çektim. Yolu bilmiyordum çünkü. Tam Aryaya dönmüştüm ki uykulu gözlerle beni izlediğini fark ettim.

Bi şey demeden arabadan indi ve şöför koltuğuna bindi ben de yanına. Birkac dakika sonra bi evin önünde durmuştuk. Hava birazdan aydınlanırdı ve bizim gözlerimizden uyku akıyordu. Arya inince ben de indim. Çantasından anahtarı çıkardı ve içeri girdi. Güneş doğmamıştı ama etraf biraz da olsa aydinlikti.

"Aç mısın bir şeyler hazırlayabilirim." Diye sordu ve sessiz konuşuyodun evdekilere uyandırmamak için. Olumsuz anlamda kafami salladım. 2 saat uyusam yeterd bana.

Tekrar konuşmaya başladı.
"Burada salon ve mutfak var bi de lavabo." Diye açıklama yaptı. Sonra devam etti. "Üst katda 4 oda var ikisi kardeşlerimin biri annemle babamın biri de misafir odası. Sizinkileri büyük ihtimal oraya almışlardır. Sana buraya yatak yapicam, merak etme rahattır." Dedi gülümseyerek. Ben de

"Senin odan yok mu?" Diye sordum bıyık altından gülerek.

"Var en yukarda çatı katı var orda..." neyi ima ettiğimi anlamış olacak ki bi anda sustu ve bana baktı. Iki kaşını kaldırıp işaret parmağını sallayarak konuştu. Sanırım kendini korkutucu zannediyo ama ben yanaklarını sıkmamak için zor duruyorum.

"Sakın denemeye kalkma bile, yukarı çıktığını görürsem ordan aşağıya atarım seni."Dedi ve yorgan yastık alıp geri geldi. Ben al diye bana vercek zannederken kendisi çarşafı serdi ve yatağı hazırladı. Sonra da saate baktı ve konuştu.

"Bak saat 4, annem 8 de kalkar kahvaltı hazırlar. Bence hemen uyumaya bak." Dedi iyi geceler diledi ve gitti.

Şu anda aynı çatının altındayız heyecanıyla yattım ve hemen uyumuşum.

Sabah bazı tıkırtılar ve fısıltılarla uyandım. Herhalde Arya'nın annesi kalkmıştı. Acaba beni gördü mü ne düşünmüştür diye mutfağa ilerledim. Karşımda annem vardı. Beni görünce yüzünde güller açtı ve hemen kucakladı. O arada bahçe kapısından birisi giriyordu. Arkada hazırlanan masayı görünce Arya'nın annesi olduğunu anladım.

Içeriye girince ününe gittim ve elini öptüm. O da çok güzel gülüyordu. Hoş geldin beş gittin faslı derken Zümra girdi içeri. Yüzündeki ifadeden anladığım kadarıyla gelecegimizden haberleri yoktu. Sonra da babam ve bi adan daha girdi. Bu da müstakbel babam oluyordur diye düşündüm elini öptüm. Babamla da sarıldık. Herkez şaşırsa da mutlu oluyordu. Sonra iki genç inmeye başladı merdivenlerden bir yandan da birbirlerine sataşıyorlardı. Taner ve ben gibiydi bunlar. Herhalde Arya'nın kardesleriydi. Beni görünce bi an duraksadılar. Ikisi de cama gitti sonra aynı anda.

"Ablam mi geldi?"
"Arya mi geldi?"

Osman amca -Arya'nın babası, amca diyorum şimdilik.- onaylayınca gençler bana ters bakışlar atip merdivenlerden çıktılar. Bir müddet sonra geri geldiler. Büyük olan kafasıyla işaret verip mutfağı gösterdi. El mahkum gittim yanlarına sonuçta sevdiğim kızın kardeşleri.

"Arya yukarda kaba taslak anlattı bi şeyler. Artık geldiğine göre tanışabiliriz." Dedi ve yüzündeki hiç hoşuma gitmeyen yan gülümsemesiyle elini uzattı sanırım sinirlerimi bozucak.

"Ben Okan, Arya'nın abisi seninde enişten." Sanırım inadına söylüyordu bunları. Ben de aynı gülümsemeyi sunup

"Ben de senin enişten Bora." Dedim ve hedefime ulaştım. El elden üstündür derler. Biz hala birbirimizin elini sıkarken diğeri konuştu.

"Hey, ne oluyo oğlum kendinize gelin." Dedi ve elini uzattı. "Berk ben de ." Dedi içeriye seslendi.

"Anne artık kahvaltıya geçelim mi geç kalıcam."

Berk Okandan daha sakin gibiydi.

Hepberaber kahvaltı masasına geçmiştik. Biraz sonra Arya telefon kulağında içeri geldi. Bu Caner kimdi öğrenmem lazım.

Arya'nın anlatımı

Abimle Berk odamdan gidince hazırlanmaya başladım. Bu gün karakola gidicektim artık çalışma zamanı gelmişti evde boş boş oturacak değildim.

Merdivenlerden inerken Caneri aradım. Hemen açtı.

"Efendim kaçak."
"Abi ne yapiyon?" Yeri geldimi abi yeri geldimi ismiyle hitap ederdim.
"Karakola geldim, sen gidince bana kitlediler dosyaları, ne yapim?" Dedi bu arada salonda kimse yoktu bahçeye kurmuşlardır sofrayı diye o tarafa yöneldim kapıdan çıkarken de konuştum.
"Amma yaptın be sen de. Alt tarafı iki tane şebeke çokertcen. Neyse Caner yazdım bunu bi kenara, bu gün gelicem zaten oraya hadi görüşürüz."dedim ve telefonu kapattım. Yüzler bana dönüktü karşımdaki sofraya ve insanlara baktım. Karşımda tanımadığım ama kim olduğunu tahmin ettiğim iki kişi vardı. Yüzüme bi gülümseme yerleştirip yanlarına gittim ellerini öptüm, eee biraz nazik olalım dime.

"Hoşgeldiniz, afiyet olsun" dedim. Kadın Boranın annesi olmalı beni bi süzdü, Ister istemez ben de kendim baktım. Bu halime de gülümsedi ve "Hoşbulduk güzel kızım " dedi. Annem ve babamı da yeni görüyordum o yüzden hemen onlara da sarildim. Sonra da Zümraya sarıldım.

"Kız yenge nasılsın. " dedim şakıyarak. Halime güldü ve o da bana aynı şekilde.

"Ben iyiyim kız yenge sen nasilsin."Dedi. Bir an duraksadım acabangi anlamda demişti. Sonuçta ben de bazen Berke 'ablacım ' diye hitap ederdim.

"Baba ben çıkıyorum." Dedim
"Bu gün izinli değilmisin kizim"
"Yok baba yeter bu kadar izin."dedim ve bir zeytin attım ağzıma. Ama hemen midem bulanmıştı.

"Kahvaltı yapıyormusun kizim." Bu kadın bana kızım dedikce ben bi tuhaf oluyordum.

"Yok teyzem ben sabahları bi şey yiyemiyorum." Dedim gülümseyerek.
"Ama olur mu kızım bak bi deri bi kemik kalmışsın. Vücudun da güçsüz düşer."Dedi. Ben de bu gün ikinci defa kendimi süzdüm. Sonra da
"Yok teyzem ben alıştım şimdi yersem midem bulanır." Sonra da herkeze bakıp "Akşam erken dönmeye çalışıcam. Görüşürüz."dedim ve çıktım. Arabaya bindiğide telefonuma bildirim geldi

"Dikkat et kendine, seni daha yeni buldum. -Bora "

Yüzüme yine şapşal gülümsememi yerleştirdim. Sanırım yüzüm erken yaşta kırışacaktı.

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin