KAVGA

187 12 0
                                    

"Arya işin bitti mi?" Köpüklü ellerimi de duruladiktan sonra kurulayıp Boraya döndüm.
"Bitti."
"Gel biraz konuşalım." O murfaktan çıkınca ben de derin bir nefes alıp peşinden gittim. Az önca  duyduklarım beynimde yankılanmaya başladı.

"Arya, iyi misin?"

Düşüncelerimden Boranın seslenmesiyle çıkabildim. Salonda koltuğa oturdu. Ben de karşısına geçince derin bir nefes aldı. Sanırım konuşmaya nasıl gireceğini bilmiyordu ve sorun da değildi ben girerdim.

"Arya ben... nasıl soylicem bilmiyorum ama.."
"Tamam fazla yorma kendini, sorun çıkarmam merak etme." Sözünü kesip konuştuğumda şaşırmış şekilde bana bakıyordu. Normaldi şaşırması ve sanırım bu kadar çabuk kabullenecegimi düşünmemişti.

Soru sorar şekilde bana bakti. Hayir neyini anlamiyordu. Tekrar konuşmaya başladım.

"Ayrılalım." Söyledikten sonra ayaklanıp odaya gidicektim. Bu günlük bu kadar yeterdi zaten moralim de iyice yine düşmüştü.

"Sen ne diyosun Arya." Arkamdan bağırınca sinirlenmeye başladım hayır sorun bende değildi, tamam sorun bendeydi ama onun için ondan ayrılmam lazımdı.

"Ne ne Bora, duydun işte."

"Sen böyle küçük şeylerde... tamam küçük değil ama basimiza daha kötü bir şey gelse ne yapıcaksın Arya? Neden pes ediyorsun?"

Benim başıma daha kötü ne gelebilirdi bilmiyordum, Bora ne sacmaliyordu bilmiyordum. Ama bir şey biliyordum, bu durumu bildiğimi bilmiyordu.

Hiç bir şey demeden merdivenlerden çıkmaya başladım. Zaten diyecek bir şeyim de yoktu.

"Arya böyle kaçamazsın konusucaz."
"Konuşmak istemiyorum."

Odaya girip kapıyı kapattığımda ardından büyük bir gürültüyle açıldı.
"Ne demek konuşmak istemiyorum ya, ne demek."
Hiç bir şey söylemiyordum söyleyemezdim de zaten. Banyoya girdim, kapıyı kilitleyip klozet oturdum. Bora hala bağırıyordu.

"Arya! Aç şu kapıyı bak kırarım. Arya diyorum! Bana bak ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama saçmalıyorsun. Unut bunu!"

Bir müddet bekledikten sonra tekrar konuştu.
"Mantıklı mi düşünemiyorsun bilmiyorum ama bu cok saçma Arya. Duydun mu?!!

Dışardan bağırıp cagiriyor sinirini de kapılardan dolaplardan çıkartıyordu. Hiç bir şey soyliyemiyor yapamıyordum. En sonunda sesler kesildi ve diş kapının açılıp kapanma sesi geldi. Gitmismiydi? Ama bu saatte nereye gidecekti.

Yavaşça yerimden kalkıp kapıyı açtığımda komidinin üzerindeki eşyalar yerdeydi. Evi dolaştım ve Hiç bir serde yoktu demekki gerçekten çıkmıştı.

"Allahım sen yardim et." Salonda koltuklara oturup ellerimi başımın arasına aldim ve şu baş ağrının geçmesini istedim. Biz niye böyle olmuştuk, bize ne olmuştu, çevremdeki insanlara ne olmuştu..

Neden aramızı bozuyorlar ben anlamıyorum gerçekten anlamıyorum.

"Bora... arada kalmanı istemiyorum. Özür dilerim." Kendin kendime konuşur ve düşünüyordum.

Şevval teyze neden bana bunu yapmıştı, Neden.

"Gerçi benimki de soru oğlunu çocuksuz bırakmak istemiyor o da. Ama böyle canice yaklaşması.. Ne bilim yıktı."

Oturduğum yerden kafamda bir sürü hikayeler kurup her şeyin yoluna gireceğine kendimi inandırmak istesem de olmuyordu. Her çıkışta bi boklukla karşılaşıyordum.

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin