KAÇAK

Güzel Zaman

"Biraz ileriye kuralım, gözden uzak bi yer olsun daha rahat olur." Ben sıcak olur da şalımın önünü açarım düşüncesiyle bu cümleyi kurmuşken Bora kendi fesatlığıyla yorumlayıp "Biliyorum güzelim kimse olmazsa bana daha da yaklaşabilirsin." Dediginde göz devirip
"Aklın fikrin baska şeyler Bora." Yürürken
"Nasıl şeyler" diye sırnaşmaya başladı.

"Burda balıklar canlı oluyo. Sen istediğin porsiyonda söylüyosun ona göre yakalayıp daha tap tazeyken pişiriyorlar. Birazdan almaya gideriz." Diye konuyu degistirdim.
"Tamam canım" diyip kurduğu hamağa yayıldı.

Biraz öyle durduktan sonra "Ben bi hazır mi diye bakim" diyip kalkıp gitmişti. Ben de hala örtünün üzerinde oturuyordum.

"Arya?" Arkamdan gelen sese döndüğümde lisedeki arkadaşımı görmeyi beklemiyordum.
"Fatih"
"Aha valla sensin. Kız Ne yapıyon sen burda, nasilsin." Dedi memnun ve şaşkın. Fatih benim liseden arkadaşımdı. Okurken gayet iyiydi aramız ama okul bitince görüşememiştik. Erkeklerle el sıkışmadığımı unutmamış olacak ki elini uzatmamıştı sadece kafa selami vermişti. Bu de beni memnun etmişti.

"Valla ne yapim Fatih iş güç işte, yolumuz düştü biraz da kafa dinlemeye geldik buraya." Dedim kısa açıklama yapıp.
"Sen neler yapiyosun nasilsin."
"Ben de işten biraz izin aldim, arkadaşlarla biz de kafa dinlemeye geldik. Hatta lisedekilerle unutmadıysan eğer tanırsın." Dediginde inşallah unutmamışımdır diye düşündüm.
"O zamanlar, o kişiler unutulur mu ya. Kimle geldin artı ne iş yapiyosun."
"Paramedik okudum Arya bizim ilçede çalışıyorum."
"Ay herzaman içimde bir ukte kalmıştı o meslek." Dedim elimi kalbime götürerek.
"Polis olduğunu duymuştum doğru mu." Diye sordu anında aklına gelmiş gibi. Gülümseyerek kafami sallayıp "Evet, doğru. Hayallerimi gerçekleştirdim sonunda."

"Arya" arkamdan gelen tanıdık sesle döndüğümde ellerindeki balıklarla bana bakan Borayı gördüm ve gozlerindekini de gördüm. O yüzden hemen el atıp konuşmaya başladım.

"Gel hayatım gel. Bak sen gittikten sonra Fatihle karşılaştık, benim liseden arkadaşım... Fatih, bu da eşim Bora. " diye hem fatihe hem Boraya bakarak konuştum. Bora yaptığımdan memnun olcak ki gülümsedi.
"Evlendin mi?" Şaşırarak sordu Fatih. Ee o da biliyordu benim böyle şeylere uzak olduğumu.
"Evet" dedim kısaca sonra onlar konuşmaya başladı.
"O zaman, Selamünaleyküm enişte bey."Diye Fatih elini uzatınca Bora da karşılık verdi.
"Aleykumselam kardeşim."

Bir müddet sonra Fatih izin isteyerek gitmişti biz de yemeklerimizi yemeye başlamıştık. Orada biraz daha zaman geçirdik. Voleybol oynayan genç topluluğu vardı onlara katıldık. Hava kapanınca da yamur yağacak diye kalkıp eve gitmek için yola koyulmustuk.

"Orduya gidiyor muyuz yoksa burdamiyiz?"
"Bu gece burdayiz güzelim."

Aramızda başka konuşma olmamıştı. Eve geldiğimizde üzerimi değiştirmek için odaya gittim. Dizime gelen bez kapri giyip üzerime de tişört geçirdim. Odadan çıkıp merdivenlere yönelmiştim ki bir anda etraf karanliklaşinca ayağım kaymış ve zar zor trabzanlara tutunmuştum. Bu esnada da tiz bir çiğlik atmıştım.

"Arya! Geldim güzelim korkma." Bora nin bağırışını duyunca gülümsedim. Korktuğumu mu düşünmüştü.
"Korkmadım Bora, sadece merdivenlerdeydim ve kaydım sen bi fener açsana."
Telefonunun ışığını yakıp yanıma geldi. Beraber aşağı inince televizyonun karsisina oturmustuk ama bu halimize ikimizde ayni anda kahkaha atmaya başladık. Elektirikler gitmişti bizde hala televizyon izleriz diye düşünmüştük.

"Uykum da yok ki ya. Dur bizim bilgisayar burda olcakti ben onu bulim gelim." Diyip ayağı kalkmıştım ama Boranın tutup çekmesiyle geri oturmuştum. Fakat bu sefer koltuğa değil Boranın kucağına.