Alışveriş

364 19 0
                                    

Nevinin anlatımından

Arya'nın odasının kapı sesi terasa kadar gelince Boranın ve tayfanın morali düşmüştü. Okan ayaklanıp

"Ne yaptın oğlum sen bu kıza. Üzmicektin hani, daha evlenmeden ne bu. Beni mi sınıyon sen." Diye sesini yükseltti Boraya. Bora ağzını açıp bir şey diyemezken "Sıkma canını, tamam sık ama bu kadar sıkma. Biraz zor ama Arya affeder seni." Dedim ve Zeynebi de kaldırıp Arya'nın odasına gidip yanına uzandık ve sarıldık. O şekilde de uyumuşuz zaten.

Sabah kalktığımızda Arya'yı görememiştim. Zeynep de yanında uyuyordu. Telefonuma bildirim gelince Aryadan olduğunu gördüm.

"Bu gün mutlaka Zeyneple hastaneye git imzasını attır."

Evet bu imza işi mutlaka bitmeliydi. O imzalar atılmalıydı. Hem Zeynebin ameliyatı hem de Arya'nın nikâhı.

Ayaklanıp kahvaltıya indik bütün işlerimiz bitince Zeyneple alışverişe çıkmıştık, bakalim ne bulacaktık. Aklima Birgül gelince ona da mesaj attım. Onunla da Arya'nın sözünde tanışmıştık. Ve baya bi kaynaşmıştık. Bu esnada da imza işi için hastane işlerimizi bitirmiştik. Birgülle de buluşunca bissürü mağazalara girdik çıktık. En güzelini arıyorduk. Üçümüzün de onayı olan bi abiyenin önünde durunca bunun Aryaya yakışacağını ve seveceğini de anlamıştık. Kınada bindallıdan cok abiye tercih ederdi hep. Beden ölçülerini de verince iki gün sonraya almak için sözleştik. Mağazadan çıkacakken bir elbisede kaldı gözüm ve onun yanına gittim. Kızlar da peşimden. 'Çok güzel degil mi?" Diye sorunca hepsi hayran şekilde baktı. Sonra Zeynep,

"Bence üçümüz de bunu alalım, gelinin kız kardeşleri olarak. Hem Aryanınkiyle de aynı renk, bence çok güzel olabilir. Hep yapmak istemişizdir hatırlatın. Aynı kıyafetlerden giyermiyiz.?" Diye konuştu. Hepimiz onaylayınca elbiseleri denedik ve biraz toparlamalar icin bıraktık. Dört elbiseyi de iki gün sonraya sözleştik. Bu günlük bu kadar yeterdi ne kadar garip dime Arya kendi kıyafetlerini seçmeye gelmemişti ki bu ne kadar kirildiginin kanıtıydı.

Gelinlik işini halledememiştik ama ona da aynı şekilde yarın çıkacaktık. Birgülü de bize davet ettik. Israrlarımız üzerine kabul etti ve eve geldik.

Evde tam kadro ekibi görün ce aklımdan 'Bunların işi gücü yokmu mu?' Diye geçirdim. Sonra da izin işleri veya kendi şirketleri diye düşünmüştüm. Hepberaber oturmuş yemek çay derken geçenlerde kahvaltı da dediklerinden sonra Erenin Birgule olan bakışları daha bi dikkat çekiyordu. Tabi Farhanin Zeynebe olan bakışları kadar değil.

Saat geç olmuştu ama Arya hala gelmemişti. Telefonumu çıkarıp aricakken kapı açıldı. Arya içeri girince merakla ona baktım. Hiçkimseye bakmadan direk merdivenlere yöneldi. Bu durum beni korkutmuştu.

Bora yukarı çıkacaktı ki Berk onu durdurdu. 'Kafasında bi şey vardır. Zaten şimdi gelir yemek flan yer, çıkma sen daha fazla sinirlenmesin. ' dediğinde Bora da yerine oturdu.

Bir müddet sonra aşağı indi ama direk mutfağa girdi. Biz kızlar da yanına gittik. Arya Birgülü fark edince görüştüler. Tam tahmin ettiğim gibi çok sevinmişti ama bi şey vardı.

Kardaşim yemek yerken biraz de bu günü anlattık. Ama elbiselerin modellerinden hiç bahsetmedik o da sormadı zaten.

"Öldü " dedi kısık sesle. Hepimiz şaşırarak "Kim?" Diye sorduk ve Aryaya sarılmaya başladık. Anlacağım cevaptan çok korkuyordum.

"Bu gün kayıp ihbarı geldi. 8-9 yaşlarında erkek çocuk. Resimlerini görseniz melek gibiydi. Annesinin bir anlık boşluğunda ortadan kaybolmuş. Sonra yine bi organ mafyası cökerttik bu gün. Baskina gitttigimizde masada bi cocuk vardı. Ihbari gelen çocuk. Bi görseniz o kadar pis bi ortam ki normal bi insan bile mikrop kapar ordan. Öyle de oldu zaten. Hastaneye yetistirdigimizde çok enfeksiyon kapmıştı... Dayanamadı. Ama o halde bile yüzündeki gülümseme... Görmeniz lazımdı, annesi delirmiş vaziyette benim üzerine yürüdü. Ellerimi önde bağlayıp başımı eğmekle kaldım. Bağırdı, ittirdi hicbir şey diyemedim. Yetişemedim..." Diye anlatti. Aglicak gibiydi ama kendini tutuyordu. Uzun zamn önce insan içinde ağlamayı bırakmıştı. Bu da o anlarden biriydi.

Odasına çıkmak istediğinde onunla beraber gittik. Duşa girip yattı. Hepimiz onun başındayken Bora geldi içeri. Bizde odadan çıktık.

"Ben artık gidiyim." Dedi Birgül. Tam ben birileri götürsün seni diyecekken. Eren söze atlayıp " Bu saatte tek gidemezsin, zaten Arya da uyanınca mutlaka sorar bize 'tek mi gönderdiniz?' Diye o yüzden ben bırakim seni." Dedi. Birgul itiraz etse de Eren geri adım atmad ve beraber çıktılar. Hadi Eren, bare sen mutlu ol.

Erenin anlatımından

Ağzını bıçak açmıyordu. Hicbir türlü bana da bakmıyordu. Dayanamayıp konuştum, bir yerlerden konu açılırdı herhalde.

"Aryayla çok yakın gibisiniz." Dedim. Ne alakaysa.
"Evet, liseden beri kardeşiz."
"He sen de hemşire o zaman." Dedim şaşırarak. Ama aslında onu araştırmış ve her şeyini biliyordum.
"Evet öyle. " dedi. Acaba konuşmak istemiyor muydu? San ümit bir tane daha,
"Nesin şu anda, yani sağlıktan mı devam ettin." Dedim, bir yandan da ona bakıyordum.
"Yok hayır. Öğretmenin ben, anasınıfı, kreş tarzı yerlerde."
"Çocukları seviyorsun o zaman?" Dedim bu sefer. Sanki koyulasiyordu sohbet. .
"Evet, nerdeyse ben de yeğenlerimle büyüdüm diyebilirim." Dedi gülümseyerek. Evine geldigimizde haber verdim. Bir eve baktı bir bana baktı. Ne olmuş... Tabi ya nasıl unuttum kız bana tarif vermeden evine getirdim. Nasıl böyle bi şey yaparım. Bana dönüp bir şey dicekken engel olup ben konuşmaya başladım.

"Anlamışsındır zaten seni araştırdım hakkındaki şeyleri öğrendim buna evin de dahil. Ama gerçekten seni ilk sözde gördüm ama daha da çıkmadın burdan." Dedim elimi başına ve sonr da kalbime götürerek " ve burdan da bir türlü çıkaramadım. Bana öyle korku dolu gözlerle bakma sana zarar vermem ama lütfen kestirip de atma." Dedim hızlı hızlı.
Hicbir şey demeden arabadan indi ve eve girdi. Ben mi? Ben hala arkasından bakıyordum.

Sonra da laf söz olur diye ordan ayrıldım, evin yolunu tuttum.

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin