81

142 11 0
                                    

"Kizlar ben buldum galiba."
Hepimiz Zeynebe baktığımızda onun elinde çok hoş bir abiye vardı. Kınada bindallı yerine nisan elbisesi gi j bir şey giycekti  onun seçimine göre de biz elbiselerimizi seçecektik. Ama tabi once Zeynebin elbise secmesi lazimdi.

Kabinden çıkan kendi etrafında döndü ve ellerini de karnına koydu. Hamile olduğu için göbeği çok hoş duruyordu.

"Hicbir şey söylemeyin, bunu alıyoruz."
Zaten yakışmıştı o yüzden biz de kafalarımızla onayladık. Aynı yerden benzer renklerde iki elbise de biz aldık. Ve emin  olun hemen karar verebilmiştik. Allaha şükür, en azından Nevinin sürekli kıyafetleri giyip çıkarması en nefret ettiği şeydi.

Hepimiz aynı şekilde gelinlikciye gittiğimizde Zeynep bunu fazla abartmak istememiş o yüzden normal düz bir gelinlik almıştı. Zaten karnı olduğu için hamile gelinliği kabarık istememişti.  Aynı şekilde biz de elbiselerimizi halledince beraber geçip bir yerlerde oturduk.

"Valla sizi bilmiyorum ama ben malum kahvaltı yapmadigim için acım, siz?"
"Valla ben de."
"Aynen giy çıkar ben de acıktım."

Menüden bir şeyler söyleyip beklemeye başladık. Beklerken ise bize ikram edilen çaylarımızı içiyorduk.

Telefonum çalmaya baslafiginda çantamdan telefonumu buldum.

"Efendim Bora."
"Nerdesiniz güzelim, işiniz bitti mi?"
"Bitti Bora bitti ama çok aciz o yüzden bir yerde oturduk yemek yicez simdi siz?"
"Biz de aynı şeyi düşünüyorduk, işiniz bittiyse sizi de alalım diye aradım."

"Tamam ama biz siparişleri verdik bile siz gelin o yüzden."
"Olur canım, nerdesiniz?"
"Konum atıyorum."
"Tamam görüşürüz."
"Görüşürüz."

"Bizimkilerin de isleri bitmiş bizi yemek yeriz diye alacaklarmış ama şimdi buraya geliyorlar."
Kızlara kısa bir açıklama yaptıktan sonra konumu da yollayıp yemekleri bekledik. 

Kisa süre sonra yemekler geldi onun hemen peşinden de bizimkiler gelip hemen sipariş verdi.

"Valla özür dilerim beyler ama ben kahvaltısızim  biliyorsunuz o yüzden bekliyemicem."
"Benim de bebeğim daha fazla dayanamıyor. O yüzden ben de bekliyemicem."
"Valla benim de canin istiyor. Ben de bekliyemicem. Hem sanki önünüzdeki tabaktan yiyoruz ne beklicekmisim ayrı tabaginiz gelecek daha."

Tam Nevinden beklenilcek bir hareketti ve açıkçası tüm masayı güldürmüştü.

"Başlayın kızlar yorulmussunuzdur, beklemenize gerek yok. "

Biz yemek yerken onların da  yemeği gelmişti. Veee bilin bakalim ne oldu.
"Ben doymadım." Dediğimde Bora ve kızlar tuhaf şekilde bana baktılar. Eee hep bir porsiyon yer doyardım ama şimdi doymamıştım şaşırmışlardı tabi.

"Ne bakıyorsunuz ya, doymadım işte. Açım ben."
Bora küçük bir kahkaha bırakıp önündeki tabağı bana doğru itdi.
"Sen bekleme bunu ye ben yenisini söylerim."
Gülüp çatalı elime aldiğimda ona uzakta  öpücük attım. Evet ben yaptım dime bunu, ben yapmışım. O da gülerek karşılık verdiğinde garsona tekrar seslendi.

Yemeklerimizi yedigimizde kahveleri de söylemiştik. Biraz da keyif yapalım yani.

Telefonum tekrar çalmaya başladığında bu sefer masanın üzerinde olduğu için çantayla uğraşmak zorunda kalmadım.

Telefonumu masanın üzerinden alırken kırık ekranını gördüm. Bak yine aklıma gelmişti. Boranın bana sürpriz yaptığı gece yani Istanbulda o orman eve getittirdigi  gece, onu telefon melodisinin kulübeden geldiğini fark ettiğimde telefonu nereye savunmuştum bilmiyordum ama her şey açığa kavuştuğunda arkamdaki adamların elinde telefonumun kırık ekranıyla karşılaşmıştı. Ben bunu ne hallerle almıştım lan. Içim aciyordu şu an.

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin