EVLİ GİBİ...

269 16 0
                                    

Zeynebin anlatımından

...
Evde oturmuş elimdeki elmayı dilimliyordum bir yandan da Farhan ile beni düşünüyordum. Acaba sonumuz ne olacaktı. Valla sonumuz ne olcak bilmiyorum ama bildiğim bi şey var o da babamın beni mardine gelin olarak gondermiyecegiydi.

"Hop ablaaaa, uyan uyan geldik." Cemalin kulak zarımı patlatması sonucu kendime gelmiştim ne olacağımızı düşünürken dalmışım.

"Cemal kulağımı patlattın, keşke bi dokunup sallasaydın."
"Ne bilim ya elinde bıçak varken dokunmak istemedim ne olur ne olmaz, senin ne yapıcağın belli olmaz hem. Ne düşünüyon hayırdır."
"Yok bi şey ya öylesine dalmışım."
"He abla he bi markete gidip külah alim de ona anlat sen. O lavugu düşünüyosun dime?" Tabakta olan gözlerim bir anda Cemale kalkmıştı.
"Ne alaka Cemel ya hem düzgün konuş. " masada eğilip sanki bi sır verirmişcesine bana yaklaşınca ben de egildim.
"Lavuk"

Tekrardan aynı şeyi söylediğinde elimdekini ona firlaticagim sırada bıçak olduğunu fark edince durabilmiştim. Cemal de bu arada karşımızdaki balkon kapısının arkasına saklanmıştı.

"Lan bir an atıcan zannetmiştim."
"Ben de önemli bi şey soylicen zannettim gerizekalı."

Gelip karşımdaki sandalyeye oturdu
"Bak şimdi ciddi olucam. Her hâlinden belli o lav... adamı düşünüyosun ama ablacım baba diye bi faktör var ortada..."
"Cemal ciddi ciddi benimle bu konuyu mu konuşacaksın?"

"Evet, tamam bu biraz abes kaçar benim seninle konuşmam değil şu anda o herifin ağzını kırmam lazımdı ama sana değer veriyorum. Bak senin onunla beraber mutlu olduğunu görebiliyorum ama kendini kaptirmamani öneririm. Tamam annem babam Borayı sevdiler bu adam da Boranın kardeşi ama konu kendi kızları oldu mu işler değişir ve benim bildiğim Ahmet ÇOŞKUN mardine kız vermez."

"Biliyorum ama vazgeçemiyorum Cemal, ne yapicam onu da bilmiyorum." Dedim. Şu anda resmen Cemalle sevdiğim çocuğu konuşuyordum.

"Bak abla çocuk has çocuk bunu anladım. Benim ilk başlardaki tavrım size zarar gelmesin diyeydi. Ne yapıcaksın ben de bilmiyorum ama yapicaksan bi şeyleri acele yap geçenlerde annemle babamı konuşurken duydum, sana uygun birini bulmuşlar seni başgöz etmekten bahsediyorlardı."

Cemalin söyledikleriyle şaşırmıştım. Annemler beni evlendireceklerse eğer Farhaa evlendirsinler. Neden böyle yapıyorlar ben anlamıyorum ki. Aryayla konusmam lazımdı. Hemen kalkıp evin yolunu tuttum. Kapıyı Zümra yenge açmıştı.

"Meraba yenge, nasilsin."
"İyi canım, sen?"
"Çok şükür iyi yengem, Arya evde dime."
"Arya yok canım. Okan onları köye yolladı, akrabaları bizzat düğüne çağırmaları lazımmış, birkaç gün orda kalacaklar."
"Anladım yenge."

Ne kadar içeri girmem için ısrar etse de girmemiştim. Acaba Arya'yı mi arasam diye düşünürken bu sefer de müsait değildir diye vaz geçmiştim. Tekrardan kendi evimin yolunu tutarken yanımda bi araba durdu. Tanıdık renk ve markadan dolayı yüzümde acı bi tebessüm oluşmuştu.

"Zeynebim, nereye gidiyorsun gel bırakım." Arabasına bindiğimde Arya'nın bizi getirdiği uçuruma gelmiştik.

Kayalıkların kenarına oturup karşımdaki denizi izlemeye başladım. Farhan elimin üzerine elini koyup konuşmaya başladı.

"Ne oldu güzelim. Neyin var senin." Gözlerime artık konuş der gibi bakarken bir anda sordugum soruyla şaşırdı.
"Farhan beni seviyomusun?"
"O nasıl bi soru zeynep. Çocukmuyuz biz sevmediğimiz birinin yanında zaman kaybedeceğiz. Tabiki de seviyorum. Sana bu soruyu sorduran şey ne güzelim."

Söylesem mi soylemesemmi diye düşünürken dilimde cümleler daha fazla durmak istememiş dökülmeye başlamıştı.

"Farhan beni babam sana vermez."
"Niyemiş o?"
"Çünkü Mardinlisin ve bilirsin orda töreler, silahlar... Ne bilim bir sürü şey var. Sizin için ne kadar normal olsa da benim için öyle değil ve bir baba kızını oraya göndermekte terettüt eder." Demistim bir çırpıda. O işe çok rahat bir şekilde cevap vermişti.

"Kaçırırım seni."
"Farhan işin neden ciddiyetinde değilsin."
"Iyi de hayatım biz zaten orda kalmıyoruz ki. Annemle babam orda kalan biliyosun ben abimle istanbuldayım. Seni de anlıyorum. Babam zamanında bizi bile uzaklara gönderdi orda zarar görmeyelim diye."

"Siz orda olmayabilirsiniz Farhan ama memleket olarak mardinlisiniz sonuçta orda adınız geçiyo. Benim için sorun yok bunu sakın yanlış anlama ama babamı kararından döndürmek zor."

"Benden ayrılacakmısın?" Bunu söylerken resmen sesi titremişti bunu anlayabilmiştim, benim ise için cız etmiş sanki bira an kalbim teklemişti.
"Saçmalama Farhan senden ayrılmam."
"O zaman evlen benimle. Bak pişman olmazsın gerçekten. Madem baban Seni bana vermez evlen benimle, kıyalım nikâhı alabiliyorlarmi seni benden bak bakalim." Söyledikleriyle âdeta ağzım açık kalmıştım. Tamam bi çözüm yolu ureticeginden emindim ama böyle bi şeyi beklemiyordum.

"Farhan, ne diyosun sen. Bizimkiler bir daha benim yüzüme bakmaz."

"Bak Zeynep Zümra ablamlar gibi yapıcaz önce nikahımız kıyılsın sonra babana söylicez eğer karşı gelirse nikâhı ortaya süreriz. Bak hemen bana cevap verme önce düşün tamam mi babanı anlattıklarına göre az buçuk tanıyorum ona gore düşün "

Farhan beni eve bırakalı saatler olmuştu. Herkez yatmişti ve ben hala düşünüyordum. Uykum bile gelmiyordu. Saate baktığımda 01.30 olduğunu gordum. Kalkip mutfaga gittim. 5-6 bardak su içmem lazımdı. Anca kendime gelirdim herhalde. Ay ışığı o kadar güzel vuruyordu ki camdan ışıkları açmaya gerek duymadan mutfağa geçmiştim.

Ben masada oturmuş şu içerken babamın konuşmasını duydum. Bu saatte kiminle konuşuyordu.

"Efendim Fırat"
"..."
"Yok Fırat daha konuşamadım."
"..."
"Seni tanımadığı için istemez belki ama benim hatırım geçer."
"..."
"Aslında birkaç gün konuşmayı düşünmüyorum, ilk bi ağzını aramam lazım."
"..."
"Görüşürüz."

Babamın telefon konuşmasına şahit olmuştum. Fırat denen insan ne itici bi şeydi. Onu tanımadığımı biliyordu sanki babam onunla evlenecekmiş gibi direk babamla konuşmuş, bi gel bana sor dime istiyomuyum seni istemiyormuyum."

Odama geçip telefonumu aradim Farhanin teklifini kabul edecektim başka çarem yoktu. Babam bana bu konuyu açtığında ben de ona başkasını sevdiğimi soylicektim.

"Farhan, islemleri hallet seninle evlenicem." Anında cevap geldiğinde şaşırmıştım. O da mı uyumamıştı.
"Evet be, emin ol pişman olmicaksin Zeynebim. Şimdi yat uykunu al yarın nikâhımız var. Seni Seviyorum."

Bu çocuk beni şapşal ediyordu. Yarin onunla evlenicektim. Babamı da anlamıyordum ben daha 21 yaşında olmama rağmen beni aceleyle ne diye kime veriyordu anlamıyordum. Sabah bi bahane bulup evden tuymem lazımdı.
...

"Babam hala benimle konuşmadi Farhan,  neyi bekliyor acaba."
"Bilmiyorum hayatım sen nasıl hissediyorsun." Demişti bir an gözlerim bakıp. Acaba pişman olup olmadığımı mi soruyordu. Ona bakıp güldügumde konuştum

"Evli gibi..." beni tutup tekrar kendine çekmiş ve sıkı sıkı sarılmıştı.
"Ben senin yanındayım, zaten kocanım da. Ne yaşarsak ne tepki yersel birbirimize sarsılacağız tamam mi."
"Tamam"

Sitenin kapısına geldiğimizde aklımdan öpüp beni eve yollamıştı. Şu birkaç gün içinde mutlu olduğum kadar ne kadar mutlu kırgın olduğum kadar da ne kadar kırgın olmuştum acaba.

Arya'nın düğünü bi geçsin de her şey açığa çıkacaktı. Onların mutlu anını bir kez daha bozamazdım. Sadece düğünü bekliyordum.

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin