BENİMSİN

368 21 0
                                    

Ben gerçekten seviyorum. Hem de ilk gördüğüm andan beri. Beni mi süründürmek istiyorsunuz bence hiç gerek yok çünkü kuzeniniz maşallah ilk başlarda bana baya bi kök söktürmüştü. Bakin onunla oynadığın flan yok, gerçekten aşığım ben ona. Hayır hayır saçmalama kendi kuzenine mi vuracaksın. Bana bak eger ona dokunursan elimden kurtulamazsın.'

Tabi bu son cümlesini söylerken bizim kuzenler arada benim de üzerime yürüyorlardı ' sen nasıl buna güvenip nikah kıyarsın lan ' diye bağırıp benim de üzerime gelmişlerdi. Bir an ben bile korktum acaba ciddiler mi diye ama sonradan bizimkilerin göz kirpmalarini yakalamıştım. Bora böyle böyle açıklama yaparken hepsi bir anda kahkaha atmaya başlayınca Borada jeton sonradan düştü tabi. Bizimkiler güven testi yapmışlardı kendi akıllarınca bırakıp kaciyo mu yoksa yanımda mi duruyor diye. Bora nin da akli başına gelince -tabi hala şaşkın vaziyetteydi orası ayrı- ilk kurduğu cümleyle tekrardan kalbimi fet etti. 'Ben sana bi şey yapıcaklar mi diye düşünüyorum sen gülüyorsun öyle mi Arya. Ben okul yıllarımda çok sopa yedim kızım dayanırdım ama sen nasıl dayancaktin. Bi de yaraların duruyor hala. Şurası nasıl acıdı biliyomusun?' Derken elini kalbinin üzerine koymuştu. Canımsın Bora sen de bunu biliyosun dime.

Sonra si da kuzenlerim ve Bora arasındaki sohbet olmuştu. Maşallah iyi de anlaşmışlardı.

Ben kahkahalarımın sesini kısmış arada sırada kıkırdarken araba bir anda durdu. Ne oluyo diye Boraya baktığımda bana dönmüş,
"Güzelim, susacakmısın yoksa ben mi susturayım?" Diye konuştuğunda sesindeki imayi anlamış ve elimi ağzıma götürüp kapatmıştım. Ama sorun şu ki benim daha çok gülesim gelmiş ve yeniden kahkahayı patlatmıştım.

Valla Bora ne zaman arabadan inip benim kapıma geldi bilmiyorum ama kolumdan tutup yine ne zaman geldiğimizi bilmediğim eve beni çekiştirmeye başladı. Ben hala gülerken bir yandan da Boranın kapıyı açmaya çalışmasını izliyorum.

"Bora, sanırım bu günü unutmica..." derken bir anda sırtımı kapıda buldum. Sen ne zaman kapıyı açtın ne zaman kapattın be mübarek.

Cümlemin devamını getiremiyordum bunu sebebi ise dudaklarıma kapanmış dudaklarıydı. Aramızdan hava bile geçmez durumdayken sanki mümkünmüş gibi beni daha çok kendine çekmişti. Elleri boynuma çıkınca tenime değen parmaklarıyla ürperdim. Arabada bunaldim diye şalımın önünü açmıştım. Bu da şu anda Boraya avantaj yaratmıştı. Daha nefes alamicak durumdayken bunu anlamış gibi dudaklarını ayırdı ama geri gitmemişti. Anlını anlıma dayayıp o da hızlı hızlı nefes almaya başladı.

Hâlâ dudaklarıma bakarken konuştu.
"Sen beni dinleme hep konuş, ben de seni hep böyle susturim." Sonra tekrar öptü sonra bir tane daha küçük küçük buseler konduruyordu, sadece dudaklarıma dokunup geri çekiliyordu. Çenemden yol izleyerek boynuma indiğinde biraz da orda oyalandı. Tek eli belimde tek eli boynumda duruyordu. Sanırım elini çekse hemen şurda yere kapaklanırdım. Bacaklarımı hissetmiyordum. Bir anda beni kucagina alinca düşmemek icin bacaklarımı beline kollarımı da boynuna sarmıştım. Ben hala onun etkisindeyken sırtım soğuk çarşafa değdiğinde ürpermiştim. Sonradan üzerime eğilen Bora nin sıcaklığıyla da yanıyordum. Sanırım artık zamanı gelmişti, burdan sonra onu durdurursam ben bile kendime söverdim. Zaten konuşamaz duruma gelmiş, onu durduramamıştım. Bu gece hiçkimseye açmadığım duygularımı ona açmıştım.

Sabah gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey bana bakan kahveler olmuştu. Dün akşam olanlar aklıma gelince yavaş yavaş çaktırmadan pikeyi başıma kadar çekmeye başladım. Dışardan bi kıkırtı duyduğumda Boranın yaptigim şeyi anlamış olduğunu fark ettim. Beni kendine çekip sarıldığında üzerimden dolayı onu itmek istesem de buna müsade vermemişti. Başıma çektiğim pikeyi kaldırıp uzun uzun bana baktı, ben ona bakamıyordum bu ayrı tabi.

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin