DÜŞÜK

234 11 0
                                    

Karnıma giren ağrıyla hafiften bilincim yerine gelmeye başlamıştı. Kendimi biraz daha toparlayıp gözlerimi açtım. Bakislarimi etrafta gezdirmeye başladığımda hastane odasindaydim ve koltukla uyuya kaldığını tahmin ettiğim Borayı gördüm. Demekki bizi bulmuşlardı. En son hatırladığım karnıma inen darbelerle bayildigimdi ve kızların çığlıkları  da buna dahildi. Peki kızlar neredeydi.

Karnın çok ağrıyordu sanırım tahmin ettiğimden de fazla darbe almıştım. Yatakta doğrulmaya çalıştığımda aniden giren acıyla kendimi tutamamış ve inlemiştim.

"Aryam, iyi misin ağırın mi var, bekle doktoru cagiricam."

"Dur dur iyiyim." Diyip bileğinden tutup durdurmuştum. Canımı yakmak istemezmiş gibi yavaşça bana sarılmış ve anlimndan da öpmüştü.

"Çok korktum Aryam seni de kaybedicem diye çok korktum."

Kurduğu cümleyle bir anda telaslanmistim.

"Ne diyosun Bora  kızlar iyi dime?"

Olumlu anlamda kafasini sağladığında konuşmaya başladı.
"Iyiler, iki gündür senin uyanmani bekliyoruz. O şerefsiz de yakalandı. Aryam..."

Sözünü kestim.

"Iki gündür burda miyim?"

Kafasını salladı. Çok üzgün görünüyordu.

"Tamam iyiyim işte ben, şu yüzünü düzelt. Sadece biraz karnım ağrıyo"  diyip üzerimdeki hastane gömleğini kaldırıp göbeğime  bakicaktim çünkü haddinden fazla ağrı yapıyordu ve mosmor olduğuna emindim.

"Bu ne ya?"  Göbegimde boydan boya dikiş vardı. Bu neydi şimdi. Yüzümü Boraya çevirdiğimde gözerinden akan damlaya herhangi bir anlam verememiştim, ya da vermek istemiyordum.

Bana bakıp kafasını iki yana sallamış fısıltılı sesiyle "koruyamadık onu" demişti. Olaylar yavaş yavaş idrak edince yeni öğrenmişligin şoku, kaybetmenin siniri ve üzüntüsü karışmıştı. Inanmak istemiyordum. Bu nasıl olurdu.

"B-bora, ne oluyo ne diyosun."
"Aryam bak, çok darbe almışsın ve..."
"Ne darbesi Bora ben değildim, ben anlardım öyle bi şey olsaydı, olamam ben değilimdir yanlışlık vardır ya ben hamile değildim ki kaybetmiş olamam..."

Bağırmaya ve saçmalamaya başlamıştım. Inanmak istemiyordum.

"Arya hanım sakın olun lütfen."

Koluma giren sızı  ve yabancı seslerle yavaş yavaş hareketlerim duraksamaya başlamış ayrıca uykum da gelmişti. Sanırım sakinleştirici yemiştim ve konuşmaya mecalim  de yoktu.

....

Gözlerimi açtığımda tekrardan karnıma ağrı girmişti. Elim karnıma gittiğinde gözlerimden akan yaşların yanagimda bıraktığı sıcaklığı hissediyordum. Odada kimse yoktu o yüzden kendimi salmış durumdaydım. Yatakta doğrulup sakinleşip düşünmeye başladım. 

Nasıl olurdu ya nasıl olurdu... Ben hamile olduğumu bile bilmezken kaybettiģim haberini alıyordum. Nasıl hamile kalıyordum. O kadar haplar kullandım hayır regl da oldum. Tamam bunlar kesin koruma ve olmicak diye bi şey değildi ama ikisi de başıma gelince şüphelenmedim. Allahım sen sabır ver sen bana kuvvet ver ya Rabbim. Ben ki o kadar operasyonlarda yaralanmış insan bu acıya dayanamam ya Rabbim sen bana kuvvet ver.

Bora kim bilir ne durumdaydı, peki aileler biliyor muydu. Iki gündür uyudugumu söylemişti Bora bu süre içinde neler olmuştu. Kızlar nasildi. Kafam allak bullaktı.

Çocuk bile bakamazdın sen Arya, bak yine bakamadın işte kaybettin, koruyamadın onu. Çok kötü hissediyordum ve açıkçası ne diyeceğimi nasıl davranicagimi bile bilmiyordum. Herkez beni güçlü görüyordu ve ben şu anda ağlıyordum. Gerçi şimdi ağlamadan da başka ne zaman aglicaktim.

Ooff Arya saçma saçma konuşmaya başladın  yine, çocuğunu kaybettin sen çocuğunu. Kendi kanından canından, Borayla karışmış bir parcani kaybettin. Koruyamadın kızım, o kadar şeylerin üstesinden gelsen ne olur, her şekilde toparlasan ne olur bunu nasıl toparlicaksin, Borayı nasıl toparlicaksin. Nasıl olacaksin eskisi gibi.

"Uyanmışsın."

Boranın sesiyle derin düşüncelerden ayrılıp yanaklarımı silmeye başladım. Bakışlarım kaldırdığımda kızarmış gözlerle karşılaştım.

Yanına gelip yatağın kenarian oturdu. Anlımdan öptü ellerimi kavrayıp derin bir nefes aldı. Anlaşılan o da ne diyeceğini bilmiyordu o yüzden ben konuştum. Tabi sesim çıkmamış hatta duymamış olabilir diye düşünürken o beni duymuştu.

"Özür dilerim."

"Aryam, yapma böyle senin bi suçun yok."

"Var Bora var. Tamamen benim suçum, benim hatam benin meslegim yüzünden benim aptalligim yüzünden. "

"Aryam..."

"Bora, ben anlıyamadım, ben koruyamadım. Bilseydim ne değişirdi bilemiyorum sonuçta adamlar beni öldurme planı yapıyorlardı ama onları bu kadar da sinirlendirmezdim, çocuğunuzu tehlikeye atmazdım."

"Aryam tamam, tamam sakin ol.."

Sakin olmamı söyleyip sıkı sıkı sarılmıştı. Başıma kondurduğu dudakları gercekten sakinleşmemi sağlıyordu.

"Bora, çıkar beni burdan."

Derin nefes alıp konuşmaya başladı.

"Biraz daha Aryam, biraz daha kalıcak burda sonra cikcaz. "

Yüzü Bu gördüğüm görüşünden kaldırıp yüzüne baktım. Neden kalıyordum burda.

"Neden?"

"Son tahliller yapılıyor hayatım, sen bunları boşver herkez kapıda annenler de geldi seni görmek istiyorlar."

Bütün kadro burdaydi ve ben o klabaligin bana bakışlarını gördükçe dayanamazdım.

"Sonra Bora."

"Tamam o zaman ben hala uyuyo dicegim, sen de biraz daha dinlen."

Yerinden kalkacakken ona musade vermedim. Tekrar yanıma çektiğimde biraz kenara kayıp uzandım ona da yanımı gösterdim.

Sarılmak en büyük moral kaynağıydı ve ben şu anda Boraya sarılmak istiyordum.

Beni anlayıp yanıma uzandığında hemen beni kollarının altına almış ben de onun göğüsüne yatmıştım.

Hayat bir  anda değişiyordu. Insanlar yaşadıklarıyla büyüyordu. Bundan 3 4 ay önce Boradan kaçmış sonra yine ona yakalanmış, her şeyi kabul etmiş fakat ona yakınlaşmak istememiş sonra da aşık olmuştum. Şimdilik çocuk istemezken hamile bile kalmıştım ama başaramamıştım.

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin